Toplumlar yaşamlarını sürdürebilmek için ihtiyaç duydukları fiziksel değerleri üretir...
Aynı şekilde, karakter değerlerini de...
Toplumlar kendilerii toplum yapan tüm karakteristiklerini yaşayarak ve seçerek üretir...
Rasyonel bir varlık gibi ...
Kıbrıs Türk Halkı seçimini yapmıştır:
Kıbrıs Türk halkı kendine özgü olmak istiyor;
Kendi kültürüne sahip çıkmak istiyor;
Kendi standartlarını, kendi ahlâk kodlarını belirlemek istiyor...
Bu hakları olmalı...
Ve bu haklar kimsenin imtiyazları için feda edilmemelidir...
Bizim zihniyetimizin ölçüsü ;
Kıbrıs Türk Halkının değerleri ve seçimleridir.
CTP, toplumsal gelişimi sağlama adına ve bir dönemliğine siyasi ortak bağlamında kendisine koalisyon ortağı arayışında bu kamusal alanı mutlaka gözetmelidir ...
CTP hiçbir ölçüsüzlüğün elinde esir olmamalıdır.
Bu düzen ile savaşın uyuştuğu ilişkiyi iyi kavramalı ve müebbet Barış'ı ilan etmenin anahtarını sorgulamalıdır...
Bazı odaklar "Kıbrıs Türklerinin iyliği" adına tuttukları her şeyi tamamen kendi ellerine almışlardır...
Bizler servet artırıcı robotik tipler kalıbına sokulmuşuz...
Bu maalesef ki bir gerçekliktir...
Ve aslında hepimiz de gayet iyi biliyoruz ki toplumsal gerçekler ve gereksinimler bu insanların yaklaşımlarıyla örtüşmüyor...
Klasik bir karasevda analizi var :
Romeo ve Juliet ...
Birlikte geçirdikleri tek gece sonrasında ölürler...
Yani temennim, kurulacak olan koaliasyonun ömrünün bu karasevdalılarınkine benzememesidir !..
Eğer ortak bir deneyim, ortak bir diliniz yoksa ya da toplumsall geleceğimizin geleceğini kurmaya soyunmuyorsanız;
Serveti de paylaşamazsınız...
Ne yapacaksınız peki ?
Bütün koşulları bireyselleştirecek misiniz?
Yoksa herkes kendi peşinden mi koşacak artık?