Gazeteciler Birliği'nin son sayısının kapağına arkadaşlar meşhur Pinokyo'yu koydular. Hani şu sürekli yalan söyleyen ve her yalan söylediğinde burnu uzayan, çocukluğumuzun ve bugünkü çocukların yakından tanıdığı, dünyaca ünlü çizgi kahraman Pinokyo...
Gürcistan'ın başkenti TİFLİS'de dün başlayan ve bugün tamamlanacak 'Güney Kafkasya Medya Konferansı'nda konuşma yaparken bizim Pinokyolu Medya dergisinin kapağını gösterince herkes gülümsedi. Pinokyo pek tanıdık gelmişti.
Nitekim Pinokyo, benden sonra söz alan Gürcü konuşmacının sunumunda da vardı.
xx
Pinokyo 'yalan'ı simgeliyor. Ve 'yalancı'yı da elbette...
Fakat gerçek yalancılar Pinokyo gibi kendini kola ele vermiyorlar.
Keşke onların da burnu uzasa.
Kulakları büyüse.
Bir şekilde 'yalancı' oldukları belli olsa.
O zaman herkes Pinokyo'nun pişine düşmezdi.
Bireysel 'yalan'lar değil sözü edilen...
Topluma, çocuklara, bazen bütün dünyaya yayılan ve 'gerçek' kabul edilen, yıkıcı sonuçları olan yalanlar...
xx
'Sahte haber' ya da 'yalan haber' Trump sayesinde dünya çapında popüler oldu. Medyanın 'sahte haber'den, 'propaganda'dan, 'dezenformasyon' işlevinden nasıl uzak tutulacağına dair bir yığın çaba var.
Tiflis'teki konferansın temek konusu da bu...
'Güvenilir bilgi için kaliteli gazetecilik' konusunda Güney Kafkasya ülkeleri, yani Ermenistan, Azerbaycan ve Ermenistan'da neler yapıldığı anlatılıyor. Yanı sıra Rusya, Moldova, Ukrayna ve Kıbrıs'ta bu alanda yaşananlar da dıştan davet edilen uzmanlar tarafından dile getirliyor.
Bölgesel ve ülkesel kimi farklılıklar olsa da, aslında herkesin gündeminde başrolü Pinokyo oynuyor.
'Yalanlar' ve 'yalancılar' yani...
xx
AGİT Basın Özgürlüğü Ofisi'nin düzenlediği konferansın ilk gününde yapılan konuşmaların konu başlıklarının çoğu bizim için yabancı değil. Henüz tam olarak gündemimize girmeyen 'teyit mekanizması' gibi konular var ama gerisi bizde de konuşulan, tartışılan konular.
Mesela..
Kaliteli gazeteciliği desteklemek...
Propagandayı önlemek..
Basın ve İfade özgürlüğünü korumak, geliştirmek...
Basının devlet ve sermaye grupları ile ilişkilerinde dikkatli olmak...
Çok pahalı ve uzun bir alan olan 'araştırmacı gazeteciliği' teşvik etmek...
Dezenformasyonu önlemek...
Terminolojiye ve etik kodlara dikkat etmek...
Medya okur yazarlığını geliştirmek, okullara yaymak...
Sosyal medyadaki yalan haberlerle mücadele etmek...
Nefret söyleminden kaçınmak, 'eleştiri' ile 'nefret söylemi' arasındaki ince çizgiyi ayırdetmek...
Basında özdenetim mekanizmalarını kurmak ve güçlendirmek...
Basın özgürlüğünü geliştirmek...
Dijital çağa uyum sağlamak, dönüşümü hızlandırmak...
Geleneksel basın ile sosyal medya arasındaki reklam savaşlarına çözüm üretmek, gerçek gazeteciliği korumak...
Medyanın ekonomik sorunlarla boğuşup bağımsızlığını yitirmesini önlemek...
Sahte hesaplar ve web sayfalarından bireyleri korumak...
xx
Pinokyo 1881'de İtalyan yazar Carlo Collodi'nin yazdığı bir romanla doğdu, önce İtalya'da 'arkası yarın' tipi gazete yayınlarında yer aldı, ama sonra evrensel bir kahraman haline geldi.
Yalan söyledikçe burnu biraz daha uzayan Pinokyo televizyonda çizgi dizilere, sinema filmlerine konu oldu. UNESCO'nun listesine girdi, 260'tan fazla dile çevrildi ve yaklaşık 140 yıldır bizimle birlikte yaşıyor.
Ve şimdi bile herkes Pinokyo'yu arıyor.
Romandaki, çizgi dizidekini değil.
Asıl Pinokyoları...
O bireysel, çok basit yalanlar söylüyordu.
Oysa asıl Pinokyolar'ın yalanları yüzünden milyonlarca insan savaşlarda ölüyor, milyonlar aç ve hasta yaşamaya çalışıyor, halklar birbirinden kuşaklar boyunca nefret edebiliyor, insanlar sürgünlere mahkum olabiliyor...
Acaba kimdir bu 'asıl Pinokyolar'?