HİCRİ TAKVİM'E DOĞRU

Sami Özuslu

Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım ne demişti?
"Bizde ne varsa Kıbrıs'ta da olacak!"
Bir bildiği varmış.
Türkiye'de olanlar birer ikişer buraya da sirayet ediyor.
Son örnek Suudi saati uygulaması.
Ankara hükümeti, ülkenin en Batısını adeta 'sabahsız' bıraktı.
İstanbul, İzmir, Edirne gibi illerde güneş neredeyse 9:00'da doğuyor.
İnsanlar düşünülmeden, tamamen ideolojik ve politik nedenlerle alındı o
karar.
Ve TC hükümeti, gelen tepkilere rağmen dün 'yaz saati' uygulamaya devam
edeceğini bir kez daha teyit etti.
İnsana değer vermeyen, bilimin ışığını yok sayan, tipik 'üçüncü dünya
ülkesi aklı' bu..,
Hatta o bile değil!
Ekonomiyi ve enerji kullanımı başta olmak üzere tasarrufu da elinin
tersiyle devre dışı bırakan bu mantık, ruhani liderlerin yönetim
biçimlerine daha fazla benziyor.
İlahlar kurban istediğinde -her kimse- o ilahlara kurbanlar sunulan, akıl
yerine inançların muktedir olduğu, bugün pek de bulunmayan eski model bir
yaşam tarzı olabilir bu olsa olsa...
Tevekkeli değil: Türkiye giderek çok daha dini devlet görünümüne bürünüyor.
1980'deki faşist darbe ile birlikte solun, sendikacılığın ve sivil
toplumun yok edildiği, okul yerine her yere camilerin dikildiği, Kuran
kurslarının beşikten mezara yaygınlaştırıldığı ülkede AKP çizgisinde bir
partinin iktidara gelmesi sadece bir 'sonuç'tur.
Demokratik denge unsurlarından yoksun, geçmişindeki askeri vesayetten
bıkmış ve yorulmuş Türkiye halkları, şimdi sarıldığı AKP iktidarının
yaratmak istediği Sünni diktatörlüğe karşı direnecek gücü yoktur.
En azından şimdilik...
Medyasıyla, siyasi partileriyle, aydınları ve kitle örgütleriyle tam bir
susturulmuşluk ve sindirilmişlik hali vardır Türkiye'de...
Ve Binali Yıldırım'ın dediği gibi "Türkiye'de ne varsa Kıbrıs'ta da"
olabilir.
Hele 'evet efendimciler' baştaysa...

*  *  *

Saatleri aklın ve bilimin emrettiği şekilde değil, Ankara'nın dayattığı ya
da oraya yağ çekmeye dönük bir yaklaşımla Sünni Suudi Arabistan saat
dilimine endeksleyen siyasi aklın bundan sonra ne yapacağını kestirmek hem
zor, hem kolay...
Zor olan, Türkiye'nin nereye evrileceği, neler yaşayacağı, ne tür kararlar
alacağını tahmin etmek...
Yoksa 'bizimkiler'in ne yapacağı belli: Ankara ne yaparsa taklit etmek!
Bütün siyaset bu...
O zaman hazırlıklı olmak lazım...
Yakında Tekke ve Zaviye açabilirler pekala!..
İmam Hatip Kolejlerinin her ilçede olması gerektiğini söylemedi mi
gözümüzün içine baka baka Mevlüt Çavuşoğlu?
Kime sordu da söyledi bunu?
Kimseye!
Ama emin olun, 2017 TC Yardım kalemlerine girmiştir 5 İmam Hatip Okulu
projesi...
Külliyemiz zaten var.
Tekke ve Zaviye'nin de eli kulağında belki de...
Başka ne yapabilirler?
Yüzünü Batı'dan çevirip Doğu'ya dönen Türkiye, Suudİ Arabistan saatini bir
adım daha
ileriye taşıyabilir.
Bir bakarsınız 'İsa'nın saati' yerine 'Muhammedin saati'ne geçiverir bir
anda!..
Yani Hicri Takvim'e...
Öyle ya... Ne işi var Müslümanların Hrıstiyan takvimiyle?
"Bize ne İsa'nın doğum tarihinden?
Biz Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göçüne, yani hicretine bakarız!
Ne Maya'nın takvimine, ne İsa'nın Miladı'na ihtiyacımız var."
Böyle diyebilir Türkiye'deki yönetim kadroları.
Aynı gün Özgürgün-Denktaş ikilisi hiç ikiletmeden "Biz de Hicri Takvim'e
uyacağız" diye karar alabilirler. Öyle bir potansiyelleri var.
Hem zaten Hicri takvimle ilgili az çok bilgimiz de var. En azından bazı
ayların adını biliyoruz: Bayram, Ramazan, Şaban... Diğerlerini de
öğreniriz zamanla...
Biraz tarihleri hesaplamak zor olacak, ama otomatik ayar veren, Miladi'yi
Hicri'ye çeviren internet siteler var.
Mesela bugünkü tarih, yani 15 Aralık 2016'nın Hicren mealini buldum bile...
15 Rebiulevvel 1438...
Hicri Takvim'e hazır sayılırım ben...
Bence siz de hazırlıklı olun.
'Bizimkiler'in yeni icadı Hicri Takvim olabilir çünkü.
'Demedi' demeyin.