Hızla Çöküyoruz

Ünal Fındık

Kıbrıs’ın kuzeyindeki yapı hızla çöküyor. Kendini hükümet zanneden UBP-DP-YDP koalisyonu sayesinde Kıbrıs Türk halkı bir bütün olarak çöküşü izliyor.

Peki hükümet edenler bundan rahatsızlık duyuyor mu?

Hayır hiçbir rahatsızlık duymuyorlar. Duymadıkları bir yana bundan mutlu da oluyorlar. Çünkü kendilerini o koltuklara oturtanların isteklerini yerine getirmekte çok başarılıdırlar.

Bu başarılarından dolayı da sonsuza kadar o koltuklarda oturacaklarını zannediyorlar.

Türkiye’de geçen yıl Şubat ayında yaşanan deprem felaketi, sadece Türkiye insanının değil bizim de canımızı yakmıştı.

Bu olayın üzerinden bir buçuk yıl geçti. Acısı hala taptazedir. O gün KKTC’de başta okullar olmak üzere tüm kamu binalarının ve elbette özel binaların depreme dayanıklılığının ölçülmesi ve gerekli güçlendirmelerin bir an önce yapılması için sözler verildi, nutuklar atıldı.

Sonuç 1.5 yıl sonra sıfıra sıfır elde var yine sıfır. Kimi okullarda inşaat işleri yeni başladı, çoğunda daha ihaleye bile çıkılamadı. Bazılarını ise belediyeler ve özel şirketler yenilemeye başladı.

Devlet mi?

Devlet konteyner yaptırıyor. Eğitimi konteyner sınıflarda götürecek. Geçici çözüm olarak konteyner sınıflar elbette iş görür. Ama geçici çözüm olarak. Bunu kalıcı yaparsanız insanlar isyan eder.

Önümüzdeki ay okullar açıldığı zaman eğitimde yaşanacak kaosun tek sorumlusu 1.5 yılda görevini yapmayan, yapamayan, ihmal eden hükümettir.

***

Hükümet 2024 yılı başında bu yıl maaş artışlarının 4 ayda bir, yani yılda 3 kez verileceği kararını aldı. Bu kararla pahalılığı bir o kadar daha artırdı. Bu sayede Euro karşısında sürekli değer kaybeden TL’den dolayı güneyden daha ucuz olmamız ortadan kalktı.

2024 yılı içinde TL, Euro karşısında değer kaybetmeye devam ediyor ama biz güneyden daha pahalı olduk. Böylece güneyden gelenler de gelmekten vazgeçti.

Bu kez alış-veriş için daha çok biz güneye gitmeye başladık. Bu sayede kamu maliyesi açıkları arttı.

Maliye geçen ay sonu maaş ödemek için yüksek faizle ticari bankalardan borçlandı. Bu ay sonu yaklaşıyor. Muhtemelen yine borçlanacak.

Önümüzdeki ay sonunda ise devlet maaşlara yılın üçüncü artışını verecek. Bu da yaklaşık % 25 civarında bir artış olacak.

Peki bugünkü maaşları ödeyemeyen ve borçlanan maliye bunun % 25, yani ¼ fazlasını nasıl ödeyecek?

Elbette daha fazla borçlanarak. Bu da kamu maliyesi açıklarını artıracak ve çöküşü daha da hızlandıracak.

Hükümetin birinci görevi pahalılığı artıracak adımlardan kaçınması ve elindeki bütün argümanları doğru kullanarak pahalılığı ortadan kaldırmaya, ülkeyi ucuzlatmaya çalışmasıdır.

Maalesef bu hükümetin böyle bir gündemi yoktur. Aslında bu hükümetin hiçbir gündemi yoktur. Tek dertleri koltuklarda oturmayı sürdürmek ve yandaşlarına olabildiğince çok kıyak geçmektir.

Arka kapıdan yüzlerce istihdam, binlerce yeni yurttaşlık dağıtımı, ihalesiz alımlar ve kamu kaynaklarını yakınlarına peşkeş bunların tek dertleridir.

Eğitim, sağlık kendi haline terk edilmiştir. Siz bakmayın kurultay hesaplarıyla atılan nutuklara, verilen vaatlere, 5 yılda elle tutulur bir tek yatırım yapılmamış, taş taş üstüne konmamıştır.

Ortada görülen tek yatırım cumhurbaşkanlığı külliyesidir. Bunun da bizimle hiçbir ilgisi yoktur. Ne projesi bizim mimari kültürümüzü ve geleneklerimizi yansıtır, ne de projesinden inşaatına en küçük bir katkımız var.

Zaten Erdoğan 20 Temmuz törenlerinin ardından kendisine sorulan “KKTC’de bir deniz üssü kuracak mısınız” sorusuna verdiği yanıtta külliyeyi işaret ederek “biz buraya cumhurbaşkanlığı ve meclis yerleşkesi yapıyoruz, bu bir siyasi üstür, gerekirse deniz üssü de kurarız” demişti.

***

Sahte diploma olayı, eğitimde kalitenin değil öğrenci sayısının esas alınması ve ülkenin pahalı olması yüksek öğrenim kurumlarına ilgiyi azaltmış, bu sektörün çöküşünü de hızlandırmıştır.

Yabacıya mal satışlarını sınırlamak için meclisten apar topar geçirilen yasa ile tek canlı sektör olan inşaat sektörünü de batırıyorlar. İnşaat müteahhitleri şimdiden ellerindeki işleri yavaşlatmaya ve yeni iş açmamaya başladılar.

Bu durum devletin inşaatlardan, koçan devirlerinden ve bu sektörden beslenen yüzlerce başka sektörden alacağı gelir vergisi ve KDV alacaklarını da sınırlayacaktır.

Çöküş her alanda hızla ilerliyor. Kendini hükümet zanneden yapı ise yalnızca seyrediyor ve nutuk atıyor. Yok 3 tane hastane binası yapacakmış, yok Kıb-Tek’e 4 tane 17.5 MW santral alacakmış. Yok Çatalköy-Girne yolunu ihaleye çıkacakmış, hepsi masal, hepsi uydurma.

Gerçek olan tek şey hızla çöküşe geçtiğimizdir nokta.