Covid-19 Notları
Antijen yani hızlı testler neden eczanelerde satılmıyor?
Üstelik yirmi otuz lira gibi bir ücreti var.
İnsanlar evlerinde kendilerini ve sevdiklerini korumak için “test” ya da “tarama” yapabilirler.
Bunun herkese yararı olur, kimseye de bir zararı olmaz.
Elbette bu testlerin “resmi belge” yerine geçmesi gerekmiyor.
İsteğe bağlı bu testler “zorunlu testler” dışında tutulmalıdır.
Yalan olmaz böylece…
Sahtelik olmaz!
Örneğin yaşlı annenizi ziyarete gidecek ya da dört arkadaş birlikte maç mı izleyeceksiniz, eczaneden satın alır, koruma amaçlı testinizi yaparsınız. İş yerinizde bir toplantıya gireceksiniz, ‘negatif’ sonuçları görür öyle başlarsınız.
“Covid-19 Testi Nasıl Yapılır” diye bir tanıtım filmi ve broşürü hazırlanabilir, öğrenmesi zor değildir çünkü Avrupa’da çok yaygın bir yöntemdir bu!
Böylece isteyen eczanelerden satın alarak testini yapar, kendini ve sevdiklerini korur.
Dediğim gibi “resmi sonuç” kabul edilmez bu!
İş yeri, dolaşım ya da geçişlerde istenen resmi ve ücretsiz testler sadece onaylı merkezlerde yapılmaya devam eder.
Böylesi bir sürecin faydası olur, herkese…
4 kişiyle temaslı takibi yapılamaz
Covid-19 vakaları artıyor ama bir gerçeği de gözden kaçırıyoruz.
Salgınla birlikte yaşamaya aslında yeni yeni başladık, her yer açık, okullar, iş yerleri, cafeler, stadyumlar…
O nedenle “kapalı” süreçle kıyas yapmak doğru değil!
Salgınla birlikte yaşamaya henüz alışamadık, bu doğru!
Bir de “organizasyon” anlamında tam bir sefalet içindeyiz.
4 kişiyle temaslı takibi yapılamaz!
Evet, yanlış okumadınız, dört!
Hastanenin “temaslı” bölümünde 8 kişi çalışıyor, biliyor musunuz?
Sabah saat 8’den 4’e bir grup, öğlen 4’ten gece yarısı 12’ye de diğer grup ve sonuç bekliyoruz.
İmkânı var mı?
Pozitif vakalara ulaşmak için de toplamda 10 personel görev yapıyor.
Sabahtan gece yarısına kadar!
İki ayrı vardiya olsa 5’er kişi onca pozitifle iletişim kuruyor.
Okullar için 7 kişi var.
50 odalı bir karantina oteline tek hemşire bakıyor örneğin!
Tüm bunlar teyit edilmiş rakamlar ve salgının üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen doğru insan kaynağı oluşturulamadı.
* * *
Pandeminin en yoğun olduğu 2020 senesinde kamu kurumlarına 2.068 yeni istihdam yapıldı.
Çalışma Bakanlığı’ndan aldığım “resmi veri” bu, Sosyal Sigorta kayıtlarından derlendi.
Kamu kurumları derken yönetiminde kamunun söz sahibi olduğu tüm kurumları anlatıyor, belediyeler, toprak ürünleri dâhil…
Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın son raporunda “kamuda istihdam edilen kişi sayısı bir önceki yıla göre 5 bin 88 kişi arttı” diyor ancak bu bilgi yanlış!
“KKTC İstatistik Kurumu” kaynak gösteriliyor, “Hane Halkı Anketi” üzerinden istihdam hesaplaması yapılmış ve yanıltıcı bir sonuç ortaya çıkmış.
KKTC İstatistik Kurumu da başka alem!
Kamudaki istihdamı öğrenmek için “anket”e ne ihtiyaç var, Çalışma Bakanlığı kayıtlarında bu veriler zaten yer alıyor.
* * *
2.068 istihdam da epeyce fazla!
Eğer “gerekli” yerlere değilse…
Hem de “pandemi” döneminde…
Dört kişiyle temaslı takibi yapmaya çalışırken…
‘Sürü Bağışıklığı’ mı dediniz?
Öyle “dördüncü doz” aşı falan yok.
Dünyada yok!
Ne dördüncüsü...
Aslında ilk doz, ikinci doz...
Pfizer-BioNTech aşısı oluyoruz.
Önceki Sinovaclar mazide kaldı.
Bir etkisi de yok artık.
Uzmanların anlattıklarından bunu anlıyorum.
“Üçüncü hatırlatma dozu” denmesinin sebebi Sinovac aşıların etkisizliğini itiraf edememek!
Sağlık Bakanı Pilli’nin adeta yalvarır gibi “2 doz Sinovac aşısı olup, üzerinden 3 ay geçen herkes 3'üncü dozunu mutlaka yaptırmalı” demesinin sebebi de bu…
Yoğun bakım hastalarının durumu en iyi gösterge aslında…
“İki doz aşıları” var ama hepsi “aşısız” gibi…
Birini suçlamak için yazmıyorum illaki… Çünkü hangi aşıyı bulmuşsak olduk, hangisi gelmişse…
Oxford, AstraZeneca aşısını heba ettik sırf aşı milliyetçiliği uğuruna ona yanıyorum!
* * *
Aşı önemli çünkü “doğal bağışıklık” için mesafe almak kolay değil...
Düşünsenize salgının başlangıcından bugüne toplam vaka sayısı 29 bin oldu.
Yüksek Seçim Kurulu önceki gün ülke genelinde nüfusu 245 bin 869 olarak açıkladı.
Aşı olmadan sürü bağışıklığını hesaplarsak eğer yüzde 10 sanırım!
“Üçüncü doz” aşısını olanların sayısı 81 bine yeni yeni geldi.
En azından bundan sonrası için yalnızca etkinliği kanıtlanmış aşılar tercih edilse keşke!
Hem zaman, hem can kaybetmeyiz.