Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs’a özel kişisel temsilcisi olarak görevlendirilen ve görev süresi dolan Maria Angela Holguin “açık mektup” yayınladı, Kıbrıs'ın uzlaşmayı ve yeni bir yol bulmayı hak ettiğine ve bunu başarabileceğine inanç belirterek, “Taahhüdüm henüz bitmedi, kalıcı bir çözüm için alternatifler düşünmeye devam edeceğim” dedi.
Kıbrıs’a ilişkin raporunu 10 Temmuz’da BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e sunacağını belirten Holguin, mektubunda “Genel Sekreter önümüzdeki aylarda atılacak adımlara karar verecek. İyimserliğimi koruyorum ve tüm Kıbrıslılardan liderlerini daha iyi ve güvenli bir gelecek için çalışmaya teşvik etmelerini ve baskı yapmalarını istiyorum. Liderler gerçek ilerleme için irade ve kararlılık göstermeliler” ifadelerini kullandı.
İlk ziyaretinde 60 yıldan uzun süredir devam eden bir anlaşmazlığı çözmedeki yetersizliği güçlü bir şekilde simgeleyen terk edilmiş ‘Ermou Caddesi'nde yürüdüğünü belirten Holguin, “Anma törenleri ve anıtlar bize ihtişamı değil, adada bir anlaşmaya varma çabalarının başarısızlığını hatırlatıyor” dedi, “Zamanda donmuş bir Kıbrıs'ı ortaya koyuyor. Şu anda değiştirme fırsatına sahip olduğumuz şey tam olarak da bu” ifadelerini kullandı.
“Zorlukların farkında olmakla birlikte, Kıbrıslılar acı dolu geçmişi aşabilselerdi daha parlak ve daha olumlu bir bakış açısına sahip olabileceklerine inanıyorum” diyen Holguin, mektubunda, adanın her iki yakasındaki gençlerin unutulmaması gerektiğini söyledi, “Onlar, geleceklerinin geçmişleri tarafından yarıda kesilmemesi için eşit fırsatlara sahip farklı bir hayatı hak ediyorlar” dedi.
Holguin, açık mektubunda şu ifadelere yer verdi:
“Benim için Kıbrıs hem yeni hem de aynı zamanda tanıdık bir ülkeydi”
Bu yılın Şubat ayında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kişisel Temsilcisi olarak görevime başladım ve benden Kıbrıs'ta müzakerelerin kesin ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşacak şekilde yeniden başlaması için uygun koşullar olup olmadığını araştırmamı istedi. Beş ay sonra, iki lider, Nikos Hristodulidis ve Ersin Tatar ile son görüşmemi gerçekleştirdim.
Benim için Kıbrıs hem yeni hem de aynı zamanda tanıdık bir ülkeydi. Evim Kolombiya'dakiler gibi manzaraları bu güzel adada bulacağımı hiç hayal etmemiştim. Bogota'ya üç saat uzaklıkta, ziyaretlerim sırasında geçtiğim yolların herhangi birinde kolayca bulunabilen yarı çöl bir dağdaki bir kasabada yaşıyorum. Her iki ülkede de bol miktarda bulunan zeytin ağaçları, barışın ve kalıcı yenilenmenin simgesi.
Her iki lider kendileriyle yaptığım toplantılarda, pozisyon ve endişelerini uzun uzun anlatma fırsatı buldular. Ayrıca siyasi aktörlerin ve sivil toplumun vizyonunu ve ada halkının vizyonunu anlamak benim için önemliydi. Deneyimlerini ve endişelerini benimle paylaşan herkese çok minnettarım. Kıbrıs halkının cömertliğine ve nezaketine her iki tarafta da tanıklık ettim.
“Statüko daha fazla mesafe ve diğer taraf hakkında bilgi eksikliği yarattı”
Bu aylar, taraflar arasında güven oluşturmaya yönelik yollar için sürekli bir arayışa odaklandı. Geçmişte karşılanmayan beklentiler yaratan ve daha büyük anlaşmazlıklara ve hayal kırıklıklarına yol açan çözümlerden uzaklaşmak önemlidir. Şimdi, farklı şekilde düşünmek zorundayız.
Bu süre zarfında ve adanın tarihini kapsamlı bir şekilde araştırdıktan sonra, çok fazla yılın çatışma ve ayrımcılıkla, çok fazla zamanın diğer tarafı suçlamakla harcandığını görüyorum. Statüko daha fazla mesafe ve diğer taraf hakkında bilgi eksikliği yarattı ve bu her geçen gün daha da büyüyor. Şüphesiz başarısız müzakere girişimleriyle bağlantılı olan, daha fazla hayal kırıklığını önlemek için bir mekanizma olarak, birçok insan mevcut durumu değiştirmenin imkansızlığına teslim olmuş gibi görünüyor.
“Anma törenleri ve anıtlar bize ihtişamı değil, adada bir anlaşmaya varma çabalarının başarısızlığını hatırlatıyor”
İlk ziyaretimde, 60 yıldan uzun süredir devam eden bir anlaşmazlığı çözmedeki yetersizliği güçlü bir şekilde simgeleyen terk edilmiş Ermou Caddesi'nde yürüdüm. Anma törenleri ve anıtlar bize ihtişamı değil, adada bir anlaşmaya varma çabalarının başarısızlığını hatırlatıyor. Zamanda donmuş bir Kıbrıs'ı ortaya koyuyor. Şu anda değiştirme fırsatına sahip olduğumuz şey tam olarak da bu.
Herhangi bir müzakere sürecinde geçmişi tanımak ve anlamak önemlidir. Bu, özellikle tarihi çok fazla acı ve kayıpla öne çıkan Kıbrıs için geçerlidir. Ancak bu geçmiş, değişmeleri gerekmediğine inananlar da dahil olmak üzere, tüm Kıbrıslıların yararına olacak bir çözüme doğru ilerlemenin önünde aşılmaz bir engel teşkil etmemelidir.
“Gençler, geleceklerinin geçmişleri tarafından yarıda kesilmemesi için eşit fırsatlara sahip farklı bir hayatı hak ediyorlar”
Kıbrıs, istikrara ihtiyaç duyan sorunlu bir coğrafi bölgede refah dolu bir ülke olma potansiyeline sahiptir. Şüphesiz, farklılıklara ve paralel gelişmelere saygı göstererek Kıbrıslılar, dünyada birçok kişi için güvenilir ortaklar haline gelebilir. Birliğe doğru atılan bir adım, adadaki güvenliğe ve barış ve huzur atmosferinde yaşama hissine kesinlikle katkıda bulunacaktır.
Gelecekle bağlantı kurma ve her şeyden önce her iki tarafın değerini artıran çözümler arama davetimi yineliyorum. Geçmişi iyileştirmek ve bugünü geliştirmek için herkes geleceğe daha sağlıklı ve daha umutlu bir şekilde bakmalıdır. Zorlukların farkında olmakla birlikte, Kıbrıslılar acı dolu geçmişi aşabilselerdi daha parlak ve daha olumlu bir bakış açısına sahip olabileceklerine inanıyorum. Adanın her iki yakasındaki gençleri unutmamalıyız. Onlar, geleceklerinin geçmişleri tarafından yarıda kesilmemesi için eşit fırsatlara sahip farklı bir hayatı hak ediyorlar.
Nörobilimdeki önemli içgörüler, Kıbrıs'ta gözlemlediğim bazı davranışlara ilişkin anlayışımı genişletti. Bu içgörüler beynin gerçekliği, geçmiş inançlar ve yeni deneyimleri birleştirerek algıladığını öne sürüyor. Çocukluk döneminde oluşan, miras alınan ve pekiştirilen bu inançlar, yeni bilgileri özümseme yeteneğini kaybeden beyne derinlemesine yerleşiyor. Sonuç olarak, acı dolu bir geçmiş tekrar tekrar öğretildiğinde, insanların değişime açık olması ve daha iyi bir gelecek için umutlu bir alternatife inanması imkansız hale geliyor.
“Kötü şeylerin olacağını öngören insanlar her zaman olacaktır”
Ülkelerdeki büyük dönüşümler eleştiri ve suçlamalardan muaf değildir. Konumlarından ödün vermektense statükonun devamını tercih eden kesimler her zaman olacaktır. Kötü şeylerin olacağını öngören insanlar her zaman olacaktır. Bazı kesimler küçük değişiklikleri bile bir tehdit veya ihanet olarak algılar. Ancak tarih bize, liderlerin neyin tehdit altında olduğunu fark edip toplumlarının uzun vadeli refahına odaklandıklarında olumlu değişimlerin meydana geldiğini öğretiyor.
“Kıbrıs'ın uzlaşmayı ve yeni bir yol bulmayı hak ettiğine ve bunu başarabileceğine inanıyorum”
Kıbrıs'ın uzlaşmayı ve yeni bir yol bulmayı hak ettiğine ve bunu başarabileceğine inanıyorum. Raporumu 10 Temmuz'da BM Genel Sekreteri'ne sunacağım, ancak taahhüdüm henüz bitmedi, kalıcı bir çözüm için alternatifler düşünmeye devam edeceğim. Genel Sekreter önümüzdeki aylarda atılacak adımlara karar verecek. İyimserliğimi koruyorum ve tüm Kıbrıslılardan liderlerini daha iyi ve güvenli bir gelecek için çalışmaya teşvik etmelerini ve baskı yapmalarını istiyorum. Liderler gerçek ilerleme için irade ve kararlılık göstermeliler.