Umutluydu,
Dirençliydi,
Görevinin başına dönecekti,
Hastalarına yardımı sürdürecekti,
Onları iyi edecekti,
Mutlu edecekti, mutlu olacaktı.
Ama olamadı,
Lösemi O’na fırsat vermedi,
Dr. Mehmet Tufan’ı aramızdan aldı.
***
Birkaç ay önce İstanbul’daki tedavisi sırasında ziyaretine gitmiştim.
Aldığı ilk tedavinin ardından kaldığı evdeki dinlenme sürecinde çok iyi hissediyordu kendini…
Beni kapıda hatta mahallede karşılamıştı, evi kolay bulabileyim diye…
Kucaklaşmıştık, çok iyi görünüyordu.
Sevgili eşi ve kızının ellerinden çıkan nefis yemekleri birlikte yemiştik.
Plan yapıyordu, geri gelecek, Nisan ayında kliniğinde olacak, temposunu düşürse bile hastalarına yardımı sürdürecekti.
Halk Sağlığı Uzmanlığına yakışır bir şekilde beslenmesine dikkat eder ama hayatla dalga geçişini de hep sürdürürdü sevgili doktor… O aşamada bile gözleri gülüyor, şakalaşıyor, hastalığı yeneceğini üstüne basa basa söylüyordu.
Hatta kendi hastalığını unutuyor, bana sağlıkla ilgili tavsiyeler veriyordu.
***
O’na inanıyor, dikkatle dinliyordum.
O sırada da, öncesinde de dinledim, bundan sonra da o anlattıkları kafamın bir köşesinde kalacak.
O benim 15 yıllık tansiyonumu bitirmişti, kullandığım hapları kestirmişti.
Gençliğimden beri üzerimdeki başka bir rahatsızlığa iğneye varana kadar uyguladığım ağrı kesicilere son vermişti.
Hayatımın oldukça büyük bir kısmını ilaçlarla geçirirken o ilaçlara veda etmemi sağladı.
Sağlığın, sağlık bozukluklarının hep beslenmeyle alakalı olduğunu söylüyordu.
Bunu söylerken doğanın verdiklerine büyük önem veriyordu.
Doğal beslenmeyi savunuyor, fabrikasyon, katkılı ürünlerden kaçınılması gerektiğini hep söylüyordu.
Söyledikleri, tavsiyeleri ve bazı kimselerin kafasında soru işareti bıraksa da uyguladığı lazer tedavisi beni her zamankinden sağlıklı yaptı.
Devletten emekli olmuş, kendi kliniğini açmış ama araştırmayı, kendini yenilemeyi hiç bırakmamıştı.
Sürekli araştırıyordu, okuyordu, sağlıkla ilgili broşürler bastırıp halkı bilgilendiriyordu.
Bu bilgileri bir süre dergimiz Adres Kıbrıs’ta da paylaşırken döndüğünde yine ek bilgilerle yazılarına devam etmeyi de planlıyordu. Ama olmadı.
***
“Peki, nasıl oldu da kanser!”... diye sorduğunuzu duyuyor gibiyim.
Doktorun buna da tatmin edici kendi açıklaması vardı.
Demek ki hayatın sürprizleri bitmiyor.
Bazen iyi, bazen kötü.
Bu defa kötü oldu.
Ama Dr. Tufan’ı benim unutmam mümkün değil.
Hayatımda çok önemli bir yer edindi.
Her şey için teşekkür ederim.
Rahat uyu Doktor.
Ziyaretimde mutlu ve umutluyduk, bu mutlulukla ‘selfie’ de yapmıştık.