Halkın Partisi Milletvekili Jale Refik Rogers, belediyeler reformunun yapılmasının şart olduğunu ancak yasanın oldubittiye getirilmeden, içi doldurularak hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
HP’den verilen bilgiye göre, katıldığı televizyon programında soruları yanıtlayan Rogers, şöyle konuştu:
“Halkın Partisi olarak biz belediyeler reformunun yapılması gerektiğine inanıyor ve destekliyoruz. Ancak yasanın içinin dolu olmalıdır. Bu yasanın daha geniş bir paydaşlar grubuyla masaya oturularak yapılması gerekiyor. Mesela bizim İçişleri Bakanlığı dönemimizde toplantılara diğer siyasi partilerinin temsilcilerini de görüşlerini almak için çağırdık. Şu anda hükümet ortaklarına bir Ad-Hoc Komite kurmaları, grubu olan-olmayan tüm siyasi partileri sürece dahil etmeleri ve birlikte çalışma çağrısı yaptık. Ancak buna da sıcak bakmıyorlar. Böyle büyük ve halkın genelini etkileyecek bir değişiklik yapılacaksa, tam bir konsensus sağlanmalıdır, ortak akılla hareket edilmelidir. Planlamanın iyi yapılması, çalışanların da hakları, maaşları hakkında bilgilendirmesi şarttır”.
“Halkın genelini ilgilendiren belediyeler reformu ortak akılla geçirilmelidir”
Belediyeler Reformunun uzun zamandır konuşulan bir konu olduğunu ancak İçişleri Bakanlığı’nın Halkın Partisi’nde olduğu döneme kadar somut bir tasarı haline getirilmediğini savunan Jale Refik Rogers, yaşananları şu sözlerle aktardı:
“O dönemin İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, belediyeler reformunu iki aşamalı yapmayı öngörmüştü. Belediyeler Değişiklik Yasa Tasarısı’nı meclise göndermişti. Belediyelerin mali sıkıntılarını aşacak adımlar, reformun ilk bacağını oluşturuyordu. Çünkü mevcut belediyeler yasası güncelliğini kaybetmiş durumdadır. Yasadaki ücretler TL üzerinden yazıldığı için ciddi bir değer kaybı var ve güncellenmesi gerekiyor. Hem bununla ilgili hem de işleyişteki aksaklıkları aşmak için yasa tasarısı meclise gönderilmişti. Gönderildikten sonra, dönemin İdari Komite Başkanı Faiz Sucuoğlu, kurultay sevdasından Belediyeler Değişiklik Yasası’nın o bölümünü bile oturup görüşmediler. Bir-iki toplantı yaptık. Komitedeki muhalefet vekilleri olarak Belediye Başkanlarıyla toplantılar yaptık, yasadaki aşılması gereken sorunları konuştuk, somutlaştırdık. Yasanın hızlıca geçmesi için muhalefet olduğumuzda da ciddi destek verdik. O dönem UBP’nin önceliği kurultaydı ve yasa yapmak öncelikleri değildi. Ayşegül Baybars’ın döneminde reformla ilgili çalışmalar yapılmıştı ama yazılı taslak haline getirilmemişti. Daha çok belediyelerin mali durumları tespit edilmiş, hangi belediyelerin birleştirilmesi iyi olur, nasıl yapılır konularında çalışmalar yapılmıştı. Bu çalışmalar daha önce Dünya Bankası tarafından da yapıldı. Onların önerisi de belediye sayısının azaltılması yönündedir. Bazı belediyelerin şu anda kendi kendini yönetecek, gelir-gider dengesini sağlayabilecek bir durumu yok. Tabii ki bu reform yapılırken altının dolu olması önem taşıyor. Sıkıntı da burada başlıyor. Haziran ayında belediye seçimlerinin yapılması gerekiyor. Bu da nisan sonunda seçim yasaklarının başlaması anlamına geliyor. O döneme kadar bu çalışmaların bitirilmesi ve yasanın yürürlüğe girmesi gerekiyor. Gerçekten çalışkan bir ekip belki bunu yapabilir ama şu anda görülen o ki, hükümet hazırlık yapmış değil, reformu oldu bittiye getirmeye çalışıyor. Adı reform içi boş bir yasa geçirilmek isteniyor. Belli belediye başkanlarının gözünü boyamak için müşavirlik öneriliyor. Personelle ilgili sorunları ve yasal haklarına ilişkin hiçbir açıklama yapılmıyor.”
“İyi yönetim için zihniyet değişikliği ve istek gerekiyor”
Ülke olarak bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç olduğunu söyleyen HP Milletvekili Rogers,
“Belediye sayısı ne olursa olsun, iyi yönetmek için bir istek olması gerekiyor. O yüzden de esas reformun vizyon ve bakış açısında olması gerekiyor. Bunu becerebilen az sayıda belediye var. Bunu nasıl genele yayabileceğimizi düşünerek ve altyapıyı hazırlayarak bir reform yapılmalı. 40 yıldır aynı şeylerin konuşuluyor olması üzüntü verici. Biz ilkokuldaydık, mum ışığında ödev yapıyorduk. Şimdi çocuklarımız mum ışığında ödev yapıyor. Böyle yönetilmeyi hak etmiyoruz. Siyasette iyi örnekler arttıkça değişim de beraberinde gelecek diye umuyorum. Çünkü halk iş yapanla yapmayanı net bir şekilde görebiliyor” ifadelerini kullandı.