Hristodulidis’in Kıbrıslı Türklere yönelik GYÖ’lerine dair…

Kutlay Erk

Uluslararası toplum ve AB Kıbrıslı Rum lider Hristodulidis’e soğuktur nedeni de Crans-Montana Konferansı’nda Anastasiadis’in masayı terk etmesinin önemli etkeni olmasıdır. Bu nedenledir ki BM Genel Sekreteri de AB de Kıbrıs sorunu çözüm sürecine etkin rol oynayacak temsilcilerini Hristodulidis’in ısrarlı taleplerine rağmen halen atamadılar.

Uluslararası siyaset unsurları ve diplomatları ona, Kıbrıs sorunu çözüm sürecinin kendisinin talep ettiği gibi Crans-Montana’da kalınan yerden yeniden başlaması için kendi çözüm iradesini BM Ölçütlerine uygun olacak şekilde formatlamasını ve siyasetini bu doğrultuda cesur ve kararlı girişimler, uygulamalarla sergilemesini öneriyorlar; yapamazsa çözüme dair umudu olmamasını da paylaşıyorlar. Ancak, bunu yapabilecek rahatlıkta değil; kendini seçtiren siyasi, dini ve ekonomik güçlerin denetimi altındadır ve onlar da BM Ölçütlerinde yer alan Kıbrıslı Türklerin siyasi eşit ve etkin katılımcılığına karşıdırlar… İki arada bir derede kaldı ve dereyi geçmek için Kıbrıslı Türklere yönelik bir güven yaratıcı önlemler (GYÖ) paketi üzerinde çalıştı. Bunu Kıbrıslı Rum siyasi partileri ile de görüşüp sonuçlandırma sürecini başlattı.

Amacı da, yakında BM’nin yeni çalışma döneminin başlangıcı için New York’ta toplanacak Genel Kurulu öncesinde bu önerilerini duyurmak ve oralarda olduğu günlerde bunlar üzerinden sempati halkası yaratmak… GYÖ’lerin misyonunu da Kıbrıslı Türklerin gündelik hayatını kolaylaştırmak ve Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında barışı ve dostluğu ileri götürmek olarak belirtiyor. Halen son ve kesin şekli verilmemiş olan bu GYÖ’ler kendisine destek veren unsurların tepkileri nedeniyle daha da sulandırılacağa benziyor; mevcut hali ile bile pek de o yüklediği misyonu gerçekleştirebilecek bir paket değil zaten... Ama yabancı siyasi ve diplomatik çevreler kendisine bu önlemleri uygulayamayacaksa Kıbrıs sorunu çözüm süreci için yapacağı girişimlerden bir sonuç almayı da beklememesi uyarısında bulunuyorlar.

Neler var Hristodulidis’in bu GYÖ’ler paketinde? On dört önerisi var; Ticari-Ekonomik, Sosyal, Geçiş Kapıları, Siyasi başlıklar altında dört grupta toparlayabiliriz. Ticari-Ekonomik grupta, Ekim ayında iki tarafın mevcut ve iş hayatına atılacak genç iş insanlarının yatırım faaliyetlerini ve işbirliklerini kolaylaştıracak ‘Tek-Durak Hizmeti’ veren bir merkez açmak… Sadece Kıbrıslı Türklere hizmet edecek bir ‘Vatandaş Hizmet Merkezini de Lefkoşa’da sınıra yakın bir yerde açmak…  Düşünülüyormuş… Ayrıca, Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında olan ürün çeşitlerine hayvansal olmayan kahve, dondurulmuş sebze, meşrubat gibi işlenmiş ürün çeşitlerini eklemek de olası imiş… Kıbrıslı Türklerin Güney’de banka hesabı açması ve sadece temel işlemler yapabilmesi için alınmış ama uygulamaya konulmamış kararın da uygulama yöntemini Merkez Bankası arayacakmış; bu amaçla belki KT Kooperatif Bankası’nı kullanırlarmış… Araştırıyorlarmış… Ayrıca, Kıbrıs Türk-Kıbrıs Rum konsorsiyumlarının, AB finansman olanakları ile ortak yatırım faaliyetlerinin ekonomik açıdan desteklenmesini de hükümet programlarına alabilirlermiş… Bakalım diyorlar yani… Bakacaklar mı?! Dereyi geçene kadar…

Sosyal konulara gelince… Karışık evliliklerden doğan çocukların anne veya babası Türkiyelidir diye yurttaşlık vermiyorlar ya, konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) de gidecek ve büyük bir olasılıkla oradan çıkacak karar sonucunda bu yurttaşlıkları vermek zorunda kalacaklar ya, şimdiden önlem alıyorlar. Diyorlar ki bunu aşacak yöntem arıyorlarmış ama ilk olarak Türk vatandaşlarıyla örneğin üniversite eğitim sürecinde tanışıp yurtdışında evlenmiş Kıbrıslı Türklerin çocuklarına yurttaşlık verilebilirmiş; o da belki… Size ne eşler nerede nasıl tanışıp evlenmişse; onların çocuklarına haklarını vermek için bu uyduruk gerekçeleri Arşimed bile “Evriga” diyerek keşfedemezdi…Hristodulidis konuyu aslında AİHM kararına kadar oyalayıp, ondan sonra kendi muhaliflerine “Napalım, direndik ama AİHM kararını uygulamak zorundayız” diyecek… Bir diğer sosyal önlem konusu da Kıbrıslı Türklerin eskiden yararlandıkları ama sonrada Rum hükümeti tarafından iptal edilen Genel Sağlık Sistemi’nden yararlanabilmek… Ancak Genel Sağlık Sistemi’ne katkı ödemek koşuluyla olacakmış, bunun da formülünü bulmaya çalışacaklarmış. Bir de Hristodulidis’in dağı fare doğurma sancısında; Kıbrıslı Türklerin yaşlılık ödeneği gibi ödenek haklarını genişletme ve sağlık sisteminde acil durum numarası 112’nin Türkçe de konuşması projeleri var… Sosyal konular arasında, geçiş kapılarındaki yoğunluk nedeniyle insanların çektiği sıkıntıları çözmek için de Hristodulidis’in GYÖ’leri var… Her gün geçiş yapan Kıbrıslı Türk öğrenci ve çalışanlar için ’Akıllı geçiş’ sistemi düşünüyorlarmış; daha fazla geçiş noktası da açılmalı imiş amma… Amması da bir türlü çözümlenemeyen siyasi ve askeri kaprisler… Hem o Akıllı Geçiş uygulaması için bunca zaman niye bekledi de insanları geçiş kapılarında süründürdü?! Ve uygulamak için de uluslararası toplumdan ve AB’den izin mi alacak ki önce onlara sunsun da ondan sonra ne yapacağını bilsin?!

Hristodulidis’in GYÖ’lerinde Kıbrıs sorunu ile bağlantılı siyasi konular da var… Kendilerinin engelledikleri “Kıbrıslı Türklerin Avrupa Müktesebatına uyumlanması” ad hoc komitesinin yeniden kurulmasını ve diğer Teknik Komitelerdeki Kıbrıslı Rum üye atanmasını onaylayabilirlermiş… Barış ve bir arada yaşamın ileri götürülmesi hedefiyle eğitim alanında inisiyatif ve eylemler de öneriyor Hristodulidis. Bunun için, örneğin örgütlü okul/öğretmen/öğrenci temasları, kültürel anıtlara ortak geziler, diğer tarafın dilinin öğretilmesi önerileri var; ama öneriler bunlar… Ve bir de BM Ölçütlerinde çözüm konusunda bilgilendirme kampanyası yapmayı not ediyor Hristodılidis; bunun için öce kendisinden başlasa ve sonra da kendisini destekleyenlere kampanya yapsa iyi olacak…

Uzun lafın kısası, Hristodulidis’in bu GYÖ paketinin hedefi Kıbrıslı Türklere yönelik samimi açılımlar yapmak değil, uluslararası toplum ve AB nezdinde itibarını kazanmaktır. Eğer çok kararlı ise Kıbrıslı Türklere yönelik olumlu bir şeyler yapmaya, bütün bunlardan önce Türkçenin AB’nin resmi dillerinden biri olması için AB’ye müracaat yapsın… Bir samimiyet testi olsun ona; yaparsa Kıbrıslı Türklere bir hakkını teslim etmiş olacak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde eşit statüde Türk varlığını teyit etmiş olacak, AB’de yaşayan milyonlarca Türkiye yurttaşına da bir imkanı sağlamış olacak, Kıbrıs sorunu çözüm sürecinin başlatılmasında da sürdürülmesinde de iyi niyetini hem Kıbrıslı Türklere hem de Türkiye’ye kanıtlamış olacak…

Hristodulidis’in GYÖ paketi sanırım ki kendinden menkul bir paket olacak…