HRİSTOFYAS LONDRADA KONUŞTU

“DOĞAL ZENGİNLİĞİN NİMETLERİNİ FEDERAL HÜKÜMET PAYLAŞTIRACAK” Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, “Türkiye’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hidrokarbon yatakları saptama araştırmaları dolayısıyla protesto, daha çok da tehd

 “DOĞAL ZENGİNLİĞİN NİMETLERİNİ FEDERAL HÜKÜMET PAYLAŞTIRACAK”

Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, “Türkiye’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hidrokarbon yatakları saptama araştırmaları dolayısıyla protesto, daha çok da tehdit etmek ve gerginlik yaratma hakkı yoktur” iddiasında bulundu.

Haravgi; “Tehdit Edeceğine İşbirliği Yapsın... Başkan Hristofyas Ankara’yı, Çıkarının Ne Olduğunu Nihayet Anlamaya ve Kıbrıs Sorununun Çözümünde İşbirliği Yapmaya Çağırdı” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Hristofyas’ın BM Genel Kurul toplantısına katılmak üzere New York’a giderken uğradığı İngiltere’de yaşayan Rumların dün düzenlediği etkinlikte yaptığı konuşmaya yer verdi.

Habere göre; “Ankara nihayet neyin çıkarına olduğunu anlasın ve gerginlik yaratmak ve bölgede karıştırıcı gibi davranmak yerine, Kıbrıs sorununun çözümünde işbirliği yapsın” diyen Hristofyas, “Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin birlikte yöneteceği Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, doğal zenginliklerinden istifade edeceğini ve ortaya çıkacak menfaatlerden iki toplumun da faydalanacağını” savundu.

Hristofyas, “Müzakerelerde uzlaştığımız konu budur. Yani, doğal kaynaklar ve bunlardan istifade etme yetkisi federal hükümetin yetkisinde olacak. Federal hükümet gelirlerini, bütçesi aracılığıyla her iki federal birime dağıtacak” iddiasında bulundu.

Türkiye’nin “tehditlerini” göğüslemek için “soğukkanlılıkla ve sessiz bir şekilde” uluslararası alanda gerekli bütün girişimlerde bulunduğunu ve girişimlerinin karşılık gördüğünü söyleyen Hristofyas, “Kararımız, doğal kaynaklarımızdan istifadeye ilişkin kendiliğinden anlaşılan egemenlik hakkımızı, kullanma yönünde çalışmaya devam etmektir” dedi.

Gazete özetle şunları da aktardı:

“Başkan Hristofyas, uluslararası topluma da Türkiye’nin, yine kendisinin yarattığı Kıbrıs sorununun çözülmesini talep ederek şantaj yapamayacağını, BM ve AB’nin bağımsız bir üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni rehin tutmak isteyemeyeceğini iletti.

‘Doğal kaynaklarını kullanmak devletlerin egemenlik hakkıdır. Kıbrıs Cumhuriyeti, bu hakkını kullanarak son zamanlarda Mısır, İsrail ve Lübnan ile sınırlarını belirlediği münhasır ekonomik bölgesinde araştırmalar ileri götürdü’ diyen Hristofyas, 12’nci Parsel’deki araştırma sondajlarının önümüzdeki birkaç gün içerisinde başlamasının beklendiğini anlattı.

Ankara tarafından yapılan, sahte devletle kıta sahanlığının sınırlandırılması anlaşması imzalama niyetine de değinen Hristofyas, ‘sahte devlet gibi yasadışı ayrılıkçı oluşumla işbirliği, daha çok da sözde anlaşmalar imzalamak yasa dışıdır. Güvenlik Konseyi’nin, Türkiye’nin sözde devlet ilan etme faaliyetini kınayan 541 ve 550 sayılı kararlarına aykırıdır.’

Hristofyas, Türkiye’nin Kıbrıs Türk toplumuna atıfta bulunarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin doğal zenginliğinden istifade etmesini engellemeye ve buna paralel olarak sahte devleti yükseltmeye çalıştığına da işaret ederek şunları söyledi:

‘DOĞAL ZENGİNLİĞİN NİMETLERİNİ FEDERAL HÜKÜMET PAYLAŞTIRACAK’

‘Bu şekilde uluslararası camiayla ve uluslararası hukukla çatışıyor. Ancak Türkiye, bu şekilde kendi malum çıkarlarına hizmet edemez. Kendi çıkarlarına ve Kıbrıslı Türklerin malum çıkarlarına, Kıbrıs sorununun çözümüyle hizmet edebilir. Bu çıkarlara; Kıbrıs sorununa, işgale son verecek, Kıbrıslı Rum ve Türk bütün Kıbrıslıları yeniden birleştirecek bir çözüm bulunarak hizmet edilebilir.

Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin birlikte yöneteceği Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti, doğal kaynaklarından istifade edecek ve iki toplum da bunun semeresini toplayacak. Müzakerelerde uzlaştığımız konu budur. Yani, doğal kaynaklar ve bunlardan istifade yetkisi federal hükümette olduğu ve federal hükümetin gelirleri, bütçesi aracılığıyla iki federal birime paylaştıracağı...

Kıbrıs sorununun çözümü Türkiye’nin de çıkarınadır, çünkü Kıbrıs’la ilişkilerinin tesisini, anlaşmalar yapmasını ve AB’nin çok ilgilendiği enerji alanı da dahil, bütün alanlarda işbirliği gündeme getirecek. Türkiye, Kıbrıs Türk liderliğine, Kıbrıslıların tamamının çıkarlarına hizmet edecek, karşılıklı kabul edilir bir çözüm bulunabilmesi için müzakere masasında Kıbrıs Rum liderliğiyle işbirliği yapması gerektiğini söylesin’.

Yürütülmekte olan doğrudan müzakerelere de değinen Hristofyas, Kıbrıs sorununun bütün özlü konularının şu veya bu derecede ele alındığını ve bunlardan bazılarında görüş birliklerine ulaşıldığını ve ilerleme sağlandığını söyledi. Diğer konularda maalesef bizim ve uluslararası camianın beklediği ölçüde ilerleme veya görüş birlikleri sağlanamadı.

Hristofyas, Kıbrıs Türk liderliği müzakerelere daha istekli ve Kıbrıs sorununun çözüm zemininde daha tutarlı olsa, şu ana kadarki müzakerelerde kaydedilen ilerlemenin çok daha fazla olabileceğini yineledi, şunları söyledi:

‘EROĞLU’NUN SEÇİLMESİ İLE SORUNLAR VE ENGELLER ARTTI’

‘Özlü ilerlemenin, Kıbrıs Türk toplumunun lideri Sayın Talat iken başarıldığı değerlendirmemiz malumdur. Sayın Eroğlu’nun seçilmesi ile çözüm çabalarındaki sorunlar arttı ve engeller yükseldi çünkü Kıbrıslı Türk lider önceki liderin başardığı görüş birliklerinden caydı. Türkiye’nin Kıbrıs sorununa ilişkin tezleri de çözüm çabalarına engel teşkil ediyor. Türkiye, birkaç yıldan beridir geliştirdiği; Kıbrıs sorununun çözümünden yana olduğu söylemine rağmen AB’ye karşı üstlendiği Kıbrıs kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmeyi reddediyor. Uzun zamandan beridir Kıbrıs sorunundaki retçiliğini artırdı.

Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın işgal bölgelerine gerçekleştirdiği yasadışı ziyareti sırasında yaptığı açıklamaları hatırlatan Hristofyas, ‘Türkiye’nin bu retçiliği, Kıbrıs’ta iki halk ve iki devlete atıfta bulunan bu açıklamalarla son derece net şekilde ortaya konuldu’ dedi. Cenevre üçlü görüşmesi sırasında müzakerelerin yoğunlaştırılmasına, önlerine de; Kıbrıs sorununun bütün özlü konularının; daha çok ilerleme kaydedilmesi maksadıyla ele alınması hedefini koyduklarını hatırlatan Hristofyas devamla şunları söyledi:

‘Bu hedefin başarılması için biz sebatla çalışıyoruz. Müzakere masasına; ilkelere dayanan ve daha çok gerçekçi olarak nitelenen ispatlı tezler koyuyoruz. BM’nin Kıbrıs’la ilgili kararlarına, uluslararası ve Avrupa hukukuna dayalı bir çözüme ulaşabileceğimize inanıyoruz. Yeter ki Kıbrıs Türk tarafı, iki bölgeli iki toplumlu federasyon dışında ve ötesinde bir çözüm olamayacağına duyarlılık göstersin. Bu nedenle Kıbrıs Türk tarafı Kıbrıs’ta iki ayrı devleti ileri götürmek yerine tezlerini bu zemine uyumlu hale getirmeli.’

Hristofyas, Kıbrıs’ta süregelen işgalin tehlikelerine de değindiği konuşmasında, ‘en kısa zamanda çözüm istiyoruz ancak çözüm olsun diye çözüm değil. BM kararlarının koyduğu standartlara uygun bir çözüm. Bütün Kıbrıslıların insan haklarını ve temel özgürlüklerini tesis edecek, onları ülkemizin gerçek efendileri yapacak, hiçbir yabancı gücün Kıbrıs’ın içişlerine müdahale edemeyeceği bir çözüm’ dedi, şunları da söyledi:

‘Çözüm olabilmesi için Kıbrıs’taki iki toplumun müzakerelerinin ürünü olması gerekir. 2004’te ortaya çıkan sorunların ve vardığı sonucun neler olduğunu aklımızda tutarak prosedürün Kıbrıs aidiyetli olmasını, sıkı takvimler ve hakemlik olmamasını başardık. Müzakerelerin Kıbrıs aidiyetinde olması Türkiye’nin hiç rahatsız edilmeden sadece seyirci kalacağı anlamına gelmez. Türkiye’nin sorumlulukları kayıtlıdır. Avrupa Konseyi 2009 ve 2010 kararlarında Türkiye’yi Kıbrıs sorununa BM kararları temelinde çözüme etkin işbirliği yapmaya çağırıyor.’

‘TÜRK TARAFININ TAVRI MASADAN ÇEKİLMEMİZ İÇİN SIÇRAMA TAHTASI OLAMAZ’

Türk tarafının tavrının ezelden beridir olumsuz olduğunu söyleyen Hristofyas, Kıbrıs sorununa bugüne kadar çözüm bulunamamasının ana nedeninin de bu olduğunu söyledi. Türk tavrının bizleri BM’nin Kıbrıs’la ilgili kararlarından uzaklaştırmak yerine bunlara daha da bağlaması gerektiğine dikkat çeken Dimitris Hristofyas şöyle devam etti:

‘Aynı şey müzakereler için de geçerlidir. Kıbrıs Türk tarafının görüş birliğine varılanlardan ve uzlaşılanlardan cayması ve federal çözüme uymayan öneriler sunması müzakerelerden çekilmemiz için bir sıçrama tahtası olamaz. Gerek birincisi gerek ikincisi, Kıbrıs Rum tarafını uluslararası camia ile karşı karşıya getirir, Kıbrıs müzakerelerindeki çıkmazın sorumluluğu Rum tarafına kalır ve asıl o zaman Türkiye suçlarından arınır.

İki taraf, Kıbrıs sorununun iç yönlerinde anlaşma yörüngesine girmesi halinde, dış yönleri için BM himayesinde bir uluslararası konferans düzenlenebilir. Böyle bir konferansa iki toplumun, Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin, garantör güçlerin, Avrupa Birliği’nin ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin katılması gerekir.

Türk tehditleri başta olmak üzere, tahrikler çoktur ve çözüme ulaşabilmemiz için Türk retçiliğinin aşılması gerekir. Bu tahriklerin göğüslenebilmesi için Yunanistan’ın ve uluslararası sahnedeki diğer tutarlı dostlarımızın işbirliğinde ve tam bir eşgüdüm içerisinde uluslararası hareketlilik geliştirdik.’

Başkan Hristofyas, BM Genel Kurulu toplantısı çerçevesinde, sorunlarımızı öne çıkarma ve bir dizi görüşme ve temasta bulunma fırsatı bulacağını kaydederek, ‘Bu görüşmelerde Türkiye’nin tehditleri ve müzakere masasında karşılaştığımız zorlukları ortaya koyacak, destek, dayanışma ve çözümde işbirliği yapması için Türkiye’ye nüfuz kullanılmasını talep edeceğiz’ dedi.”

Fileleftheros, Hristofyas’ın konuşmasını “Bölgede Karıştırıcı Olarak İşliyorlar... Başkan Hristofyas Türk Tehditlerini BM’de Gündeme Getirecek... Doğal Zenginlik Çözümden Sonra Müştereken Değerlendirilecek” başlığı altında özetlerken diğer gazeteler şu başlıklarla yansıttı:

Alithia; “Eroğlu İle Çözüm Konusundaki Engeller Artıyor... Başkan Hristofyas Çoğu Görüş Birliğine Talat Döneminde Varıldığına İşaret Ediyor”

Politis; “Çözüm Enerjide İşbirliğini Getirir... Başkan Hristofyas Türkiye’nin Tehditlerine Cevap Verdi... Eroğlu Varılan Görüş Birliklerinden Cayıyor... Talat’tan Sonra İlerleme Olmadı”

Simerini; “Tehdit Etmek Yerine İşbirliği Yapsın... Doğalgaz Araştırmalarının Başlaması Vesilesi İle Hristofyas’tan Türkiye’ye Mesaj... Dimitris Hristofyas: ‘En Kısa Zamanda Çözüm İstiyoruz Ama Sırf Çözüm Olsun Diye Değil’ ”

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri