K-Pet Süper Lig’de şampiyonluk yarışı veren GAÜ Çetinkaya, çok kritik iki puanı Bostancı Bağcıl karşısında bıraktı. Şampiyonluğa oynayan bir ekip kendi evinde oynadığı tüm maçları kazanmak zorundadır. Çetinkaya bunu başaramıyor.
Kazandığı maçlarda bile iyi oynamıyor. Baskılı görünüyor ancak, şuursuz ve organize olmayan ataklar geliştiriyor. Bostancı Bağcıl açısından ise altın değerinde 1 puan oldu.
Hele hele Yeniboğaziçi’nin de kazandığı haftada puan alması, hem de zirve mücadelesi veren bir takımdan puan alması çok önemliydi.
GAÜ Çetinkaya’nı bu kadar yatırım, bu kadar profesyonel yapı altında böylesine bir futbol oynama gibi bir lüksü yoktur. Kazandığı maçlarda bile GAÜ Çetinkaya iyi oynamıyor. Bu maçta gözlemlediğim nokta, hücum oyuncularının birbirine uyumsuz olması. Pozisyona giriyorsanız değerlendireceksiniz. Yoksa yediğiniz gol yanınıza kalır.
Yakalanan her kontra atakta son paslarda büyük beceriksizlik vardı. Takımda Erdinç, Serhan ve Doğukan gibi 3 önemli oyuncu yoktu. Canova da bu yoklukta mecburen Çağrı Kıral’ı bu bölgede oynatmak zorunda kaldı.
Çağrı elinden geleni yapsa da, bu değişiklik GAÜ Çetinkaya’yı etkilemiştir. Zira Çağrı Kıral kanat varyasyonlarında yaptığı etkili bindirmelerle Çetinkaya’nın en büyük gücü.
Ben bu maçta ne Tunç’tan ne de Hakan’dan beklediğim kanat bindirmelerini göremedim.
Eko ise bindirmeleri yapıyor, kaleye kadar geliyor ancak inanılmaz kötü son pas tercihleri ve son vuruşlar yaparak takımına zarar veriyor. Fırat Canova’nın yerinde olsaydım Eko’nun yerine Lawal’ı tercih edip bu oyuncuyu ön liberoda oynatırdım. Çağrı Kıral’ı da Eko’nun oynadığı bölgeye koyardım. Çünkü Lawal ön libero özellikleri olan bir oyuncu.
Canova’nın bana göre bir eksikliği de Erhan Kendirci’yi geç oyuna koyması. Takım aksıyor, gol yollarında sıkıntı yaşıyor ve bunun herkes farkında. Sizin kazanmak dışında yapacağınız bir şey yok. İkinci yarıya Erhan ile başlasa GAÜ Çetinkaya daha çok adamla hücum edip gol atma oranını yükseltebilirdi. Zaten geride çakılı oynayan Tunç-Kadir-Serkan-Hakan dörtlüsü var, o yüzden savunmada da sıkıntı yaşamazdı. Kaleci Ali Duvarcı’ya maçta 1 top geldi. Onda da bana göre çok hatalı bir gol yedi. Barajın arkasına geçerek kendi ayağına sıktı ve kalesine gelen ilk topta golü ağlarında gördü.
Bostancı Bağcıl takımı ise deplasmanda nasıl oynamak gerekirse öyle oynadı. Geriye yaslandığı dakikalarda savunmasını diri tuttu ve hem bekler, hem de stoperler kademelere zamanında ve doğru girerek Çetinkaya’nın ceza alanı içindeki etkinliğini kaybettirdi. Bu noktada özellikle Kaleci Ufuk’a ayrı bir parantez açmak gerekir.
Genç kaleci kalesinde çok büyük güven veriyor. Bu maçta da kurtardığı önemli pozisyonlarla takımının oyun disiplininden uzaklaşmasını engelledi.
Bağcıl takımı özellikle erken gol yediği maçlarda çok büyük konsantrasyon eksikliği yaşıyor. Bu maçta bunu yapmadılar ve etkili savunma oyununu sahaya yansıttılar. Bağcıl takımı aklını kullanarak oynadı, haddini bilerek oynadı.
Özellikle Zihni ile Kittos’un haftalar geçtikçe artan uyumu takıma olumlu yansıyor. Kittos süpürücü ve oyun kurucu kimliğiyle takımın olumlu hücumlara geriden çıkmasını sağlarken, Zihni de gücü ve bitmek bilmeyen enerjisi ile bir dinamo görevi üstleniyor.
Sonuç olarak Bülent Aytaç’ın istediği savunma anlayışını sahaya yansıtan bir Bağcıl vardı. Savunma yapmak kolay iş değildir. Bülent Hoca’nın ekibi bunu başardı ve önemli bir deplasmandan puanı kopardı.
Hakem Fehim Dayı’nın GAÜ Çetinkaya lehine verdiği penaltı bana göre yanlıştı. Pozisyona çok yakındım ve Zihni’nin tamamen topa müdahale ettiğinden eminim. Bu penaltı gol olmadı, ancak olsaydı yine hakem hatalarının tartışıldığı bir haftayı konuşacaktık.