Didem MENTEŞ
Borçların Yeniden Yapılandırılması Yasası’nda hukuk ihlalleri yapıldığı gerekçesi ile avukatlar süresiz boykot kararı aldı. Karar neticesinde davalara girilmeyecek.
Meclis tarafından önceki gün oybirliğiyle kabul edilen ‘Borçların Yeniden Yapılandırılması Yasası’na avukatlar sert tepki gösterirken, dün ise “davalara girmeme” eylemi yapıldı.
Meclisin, hukukçu görüşü almadan nihai yasayı kabul etmesinin kabul edilemez olduğunu belirten avukatlar, siyasi otoritenin “adalet” sistemini zedelediğini dile getirdi.
Yapılandırma Yasanın borçlu vatandaşlar için kesin çözüm olmadığına vurgu yapan hukukçular, anaparaya faiz atılarak donuğa atılmış bir borcun bu yasayla yeniden faiz görmeye devam edeceğini vurguladı. Bu yasayla kişilerin alacaklarını mahkeme yoluyla değil başka yollarla tahsil etme yoluna gideceklerini aktaran avukatlar, kesin çözümün Faiz Yasası’nda yapılması gereken değişiklikle sağlanabileceğine vurgu yaptı.
Faiz Yasası ivedilikle değişmesi gerekir
Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ahmet Mahirel, ‘Borçların Yeniden Yapılandırılması Yasası’nın Meclisten geçirilmesine, tepki göstererek sıkıntıları ortaya koydu. Mahirel, Meclisin yasaları yine bir seçim arifesinde çıkardığını ve ‘Borçların Yeniden Yapılandırılması Yasası’nın uzun vadede yaraya merhem olamayacağını belirterek, yapılması gerekenin öncelikle Faiz Yasası ve buna bağlı yasaların yasal yapılması talebinde bilirkişilerin hazırlaması olduğunu söyledi. “Madem bu yasa halkın yararına yapıldı, kamu alacakları neden uygulanmıyor? Kamu alacaklılarından dolayı kamu kurumları batma noktasına geldi” diyen Mahirel, Borçların Yeniden Yapılandırılması Yasası’nın çare olmadığını bu nedenle Faiz Yasası’nın ivedilikle değişmesi gerektiğini söyledi. Avukat Mahirel, Barolar Birliği olarak söz konusu yasayla ilgili Meclis toplantısında görüşmeye gittiklerini ancak kendilerini dışarıya çıkartmalarının doğru olmadığına vurgu yaptı.
-------------
Avukat Ahmet Mahirel
Temelde tüm avukatlar olarak, finans kuruluşları bankalar ve borçlular arasındaki ödenmesi imkansız hale gelmiş borçların yapılandırılmasına ilişkin, çıkarılan yasanın ikinci versiyonu ve buna paralel hazırlanmış mazbataların ertelenmesine ilişkin onaylanan yasanın ülkede ekonomik krizden dolayı borçlarını ödeyemeyen halkın refaha ve düzlüğe çıkması için kesin çözüm olmayacağını dile getirdi. Mahirel, Barolar Birliği temsilcilerinin katıldıkları AD- HOC Komite toplantıları ve diğer temaslarda bu geçici çare üretmeye yönelik, aslında büyük çaresizliklere yol açacak yasalar yerine faiz yasasında eklenecek bir iki cümle ile veya bir iki madde de yapılacak düzenleme ile sorunun kökten çözüleceğini söylediklerini aktardı. Mahirel şöyle konuştu: “Bir diğer nokta mevcut çıkarılan yasada okuyanların dikkatini çekecektir ki, borçların donuğa atıldığı tarihten bahsediliyor. Borçların donuğa atıldığı tarihte hem kredi faizleri hem de temel brüt faiz işlenerek donuğa atılmıştır. Dolayısıyla anaparaya faiz atılarak donuğa atılmış bir borç yeniden bu yapılandırma yasası ile faiz görmeye devam edecek. Oysa ki bizim arkadaşlarla yaptığımız istişarelerde bize göre bankalardan veya finans kuruluşlarından borç senet karşılığı veya imza karşılığı alınmış veya kredi kartları ile ilgili olarak imzalamış oldukları sözleşmelerde kendilerine verilmiş limit oranında ana paranın varlığı inancındayız. Anapara demek bize göre kişinin borçlandığı rakamdır. Kişinin borçlandığı rakama faiz işlenerek donuğa atıldıktan sonra biz bunu yapılandırıyoruz katsayı ile çarpıyoruz demek sadece ne acıdır ki, seçim arifesi öncesinde zaten çaresiz olan halkın gözünü boyamaya yöneliktir. Evet geçici bir çözüm olacak mıdır. Belki ana meblağları veuya donuğa atıldıktan sonra ki meblağları çok düşük olan borçlar için geçici bir çözüm olacaktır ama bütün borçlar 100 TL, 200 TL ana meblağa sahip değildir. Dolayısıyla bu çıkarılan yasalar kesinlikle ve kesinlikle yaraya merhem olmayacaktır. Biz bunun inancındayız kendimizi ifade etmekte herhalde zorlanıyoruz. her basın toplantısının ardından basında oluşan kamuoyunda oluşan görüşü bizim söylemediğimiz şekilde yansıdığını takip etmek bizi de derinden yaralıyor.
Haberin detayları Yenidüzen Gazetesi'nde