‘Hukuk sistemimiz SARSILIR’

Emekli savcı, avukat Derviş Akter, “FETÖ” olarak anılan soruşturmayla ilgili YENİDÜZEN’e değerlendirmede bulundu

Didem MENTEŞ

21 TEMMUZ SONRASI ‘SUÇ’ VARSA SORUŞTURMA!

“FETÖ” olarak anılan soruşturmanın Kıbrıs’ın kuzeyinde de ‘yasa dışı cemiyet tanımı’ maddesi altında açılabileceğini belirten Derviş Akter, Bakanlar Kurulu’nun 21 Temmuz 2016 tarihinde ülkede FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan ettiği günden sonra işlenmiş bir ‘suç’ varsa kişiyle ilgili soruşturma yapılabileceğini açıkladı.

Akter:  “FETÖ terör örgütü olarak ilan edildikten sonra, terör eylemi içerisinde olduğu saptanan kişiler, herhangi bir eylem içerisinde olursa ‘suç’ işler. Bu tarihten öncesi için o kişiler bana göre yargılanamaz”

Akter, “FETÖ” ile bağlantısı olduğu iddia edilen kişilerin ‘vatandaşlıklarının’ önemli bir nokta olduğuna işaret etti

"22/88 Suçluları İade Yasası altında TC vatandaşları Türkiye’ye iade edilerek soruşturma yürütülebilir. Çifte vatandaşlığı olan kişiler ise KKTC vatandaşlığı iptal edilmeden Türkiye’ye iade edilemezler. KKTC vatandaşları ile ilgili ülkede soruşturma yapılabilir”

“Terör örgütü ilan edildikten kimler bu örgütle direkt temastadır, birbirleriyle nasıl yazışma yaparlar? Şiddet eylemini teşvik eder veya içerir mi? Mesajların içeriğinin öğrenilmesi bizim yasalarımıza göre mümkün değil. Çünkü haberleşme özgürlüğü var.”
 

“Bunu öğrenmek için mahkemeden karar çıkaracaksın. Bunlar kayda alınır ama o kayıtlar merkezdedir, mahkeme emriyle bunları dinleyeceksin. Sanırım bütün bunlar bizim hukuk sistemimizi birazcık sarsacak”


Emekli savcı, avukat Derviş Akter, “FETÖ” olarak anılan soruşturmanın Kıbrıs’ın kuzeyinde de ‘yasa dışı cemiyet tanımı’ kanun maddesi altında açılabileceğini belirterek, Bakanlar Kurulu’nun 21 Temmuz 2016 tarihinde ülkede FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan edildikten sonra işlenmiş bir ‘suç’ varsa kişiyle ilgili soruşturma yapılabileceğini açıkladı.

“FETÖ” ile bağlantısı olduğu iddia edilen kişilerin ‘vatandaşlıklarının’ önemli bir nokta olduğuna işaret eden Akter, Suçluları İade Yasası altında TC vatandaşlarının Türkiye’ye iade edilerek soruşturmanın yürütülebileceğini söyledi. Çifte vatandaşlığı olan kişilerin ise KKTC vatandaşlığı iptal edilmeden Türkiye’ye iade edilemeyeceğini aktaran Akter, KKTC vatandaşları ile ilgili ülkede soruşturma yapılabileceğini aktardı.

 

“Ucu açık bir tünel”

Suçun ceza yasasında açık olduğunun altını çizen Akter,  iddialar somut şekilde ortaya çıktığı zaman, kişilerin vatandaşlıklarının mutlak süretle hesaba katılmaları gerektiğini vurguladı. Akter, “Kişinin bulunduğu mevkisi dikkate alınmalı. Madem görevden almalar istenmiyor, acaba Türkiye’de gıyabında mı yargılayacaklar? Çünkü bu adamları da tutuklamayı da istemiyorlar. Peki bu adamlar Türkiye’ye gittikleri takdirde tutuklanacaklar mı? Bütün bunlar hep soru işaretidir. Ucu açık ama pek aydınlık olmayan bir tüneldir”  dedi.

 

“Yasa dışı cemiyete üye olmak”

Suç tanımının ‘yasa dışı cemiyete üye olmak’ olduğunu yineleyen Akter, “FETÖ  terör örgütü olarak ilan edildikten sonra, terör eylemi içerisinde olduğu saptanan kişiler, herhangi bir eylem içerisinde olursa ‘suç’ işler. Bu tarihten öncesi için o kişiler bana göre yargılanamaz. Diyelim ki bir an için bu kişiler yargılanır. O zaman çok çeşitli sorular sorup da işin üzerine gitmek lazım” dedi. 


“‘Yasa Dışı Cemiyetin Tanımı’ altında soruşturma açılabilir”

Türkiye’de olan bir soruşturmanın Kıbrıs’ın kuzeyinde de ilgili ‘suç’ varsa soruşturma yapıldığını söyleyen Akter, “her ülkede bir başka ülkeyi ilgilendiren suç varsa soruşturma yapılır ama kimin tarafından yapılır? O ülke tarafından değil bizim ülke tarafından yapılır” dedi. Akter, Fasıl 154 Ceza Yasası’nın 63 maddesine göre ‘Yasa Dışı Cemiyetin Tanımı’ altında bir soruşturma açılabileceğine vurgu yaparak, yasa maddesine değindi: “Yasa maddesine göre, kuruluşu veya propagandası ile veya başka yollarla aşağıdaki yasa dışı fiillerin herhangi birini savunan, veya teşvik eden gerçek kişi veya tüzel kişilik kazansın veya kazanmasın herhangi bir kuruluş ; İhtilâl veya sabotaj ile Anayasal düzeni yıkmak ; KKTC’nin veya başka herhangi bir uygar ülkenin kurulmuş hükümetini veya organize edilmiş bir hükümeti şiddet veya kuvvet yolu ile yıkmak.”

 

“Bakanlar Kurulu ‘terör örgütü’ olarak ilan etti”

FETÖ ile bağlantısı olduğu iddia edilen kişilerin ‘kim’ olduğunun önemine dikkat çeken Akter, bu kişilerin ‘vatandaşlıklarının’ da soruşturma açısından çok önemli olduğunun altını çizdi. Akter,

“Basında okuduğum kadarıyla şu kadar kişi zan altındadır, soruşturma yürütüldü, dosyaları tamamlandı falan deniliyor. Bu kişilerin görevden alınması istenmedi, iadesi istenmedi. İadesi istenirse ikinci kademeye geçeriz, görevden alınması istenirse başka bir yasa maddesine veya başka mecraya iş gider. E ne olacak? Biz bu insanları biz nerden yargılayacağız? Bu soruşturmayı kim yaptı, biz yaptık?” şeklinde konuşmasını sürdürdü…  

Dünya genelinde bir kural olduğunu anımsatan Akter, ‘suç’ sayılmayan bir eylemin ‘suç’ olarak nitelendirildiği günden sonra ‘suç’ sayıldığını, bir gün önce yapılan eylemin suç kapsamına girmediğini vurguladı. Kıbrıs’ın kuzeyinde de Bakanlar Kurulu’nun FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan ettiğini anımsatan Akter, “terör örgütü ilan edildikten sonra, terör eylemi içerisinde olduğu saptanan kişiler, herhangi bir eylem içerisinde olursa ‘suç’ işler. Bu tarihten öncesi için o kişiler bana göre yargılanamaz. Diyelim ki biran için bu kişiler yargılanır. O zaman çok çeşitli sorular sorup da işin üzerine gitmek lazım” dedi. 

 

‘Yasa dışı cemiyete üye olmak’

Suç tanımının ‘yasa dışı cemiyete üye olmak’ olduğunu yineleyen Akter, “Kurulu bir düzeni, devleti şiddet yoluyla alaşağı etmektir yok ki demokratik yollarla dolayısıyla eylemlerin yasa dışı olmalıdır” dedi. Akter şöyle devam etti: “Biz dedik ki bu insanlar bu örgütün üyesidir. Detayına inildiği zaman içinden çıkılmaz bir hal alır. Bylock mesajlarından da söz edildi. Bu kişler ne zaman yazıştı? ‘X’ tarihinde. O tarihte FETÖ bu ülkede terör örgütümüydü? Değildi. O zaman sen o kişiyi yargılayamazsın. Terör örgütü ilan ettikten sonra hala daha yazışması varsa, bu yazışma yıkıcı amaçla mı yoksa hal hatır somak için mi? Masumane olarak yapılan bir iletişim, herhalde sadece iletişim olduğu için suç olmaz. Kaldi ki bizde Bilişim Suçları ile ilgili bir yasal düzenleme yoktur.”


“Vatandaşlıkları önemli”

Bakılması gereken noktanın suçu işlediği iddia edilen kişilerin vatandaşlıkları olduğuna değinen Akter, çift vatandaşlığı olan kişiler için durumun karışık olduğunu ifade etti, TC vatandaşlarının 22/88 Suçluları İade Yasası altında Türkiye’ye iade edilerek soruşturmanın yürütülebileceğini söyledi. Çifte vatandaşlığı olan kişilerin ise KKTC vatandaşlığı iptal edilmeden Türkiye’ye iade edilemeyeceğini aktaran Akter, KKTC vatandaşları ile ilgili ülkede soruşturma yapılabileceğini aktardı.

Akter, “TC vatandaşlığı olan bir kişinin, soruşturması Türkiye’de yürütürler, burada olduğu gibi Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri’nden 2-3 kişiyi alıp giderler. Benim iddiam KTBK olanları biz yargılayamayız çünkü onlar Türk Alayı statüsündedirler ve Türkiye yargılar. Onlar gibi burada gitmesi nedeniyle birileri mutarazır olmaycaksa onu birileri gelip alır ve gider. İkinci nokta ise çift vatandaşlıktır.

 KKTC ile TC yurttaşlığı olan kişinin KKTC vatandaşlığını iptal etmeden Türkiye’ye soruşturma maksatlı iade edilemez. Zaten iddia edilen bu kişilerin iadesi talep edilmiyor. İşin tuhafı da budur. İlk etapta bu insanlar terör örgütü üyesi veya alakalı kişilerse o zaman ne yapılması isteniyor? Yargılamamızı mı istiyorlar? O zaman bizim yasalarımıza göre bir suçun, karşılığında da bir cezanın olması lazımdır” şeklinde konuştu.

 

“Aydınlık olmayan bir tünel”

Suçun ceza yasasında açık olduğunun altını çizen Akter,  iddialar somut şekilde ortaya çıktığı zaman, kişilerin vatandaşlıklarının mutlak süratle hesaba katılmaları gerektiğini vurguladı. Akter, “Kişinin bulunduğu mevkisi dikkate alınmalı. Madem görevden almalar istenmiyor, acaba Türkiye’de gıyabında mı yargılayacaklar? Çünkü bu adamları da tutuklamayı da istemiyorlar. Peki bu adamlar Türkiye’ye gittikleri takdirde tutuklanacaklar mı? Bütün bunlar hep soru işaretidir ve ucu açık ama pek aydınlık olmayan bir tüneldir. Gidişat bu yöndedir, umarım yanılırımdır” dedi.  


“Hukuk sistemimizi biraz sarsacak”

Başsavcılığın soruşturmayı yaparken, Bakanlar Kurulu’nun FETÖ’yü terör örgütü ilan ettiği günü dikkate alarak yürüttüğüne inanan eski savcı Akter, şunları aktardı: “Bu tarihten itibaren kimler bu örgütle direk temastadır, birbirleriyle nasıl yazışma yaparlar? Bu yazışmaların içeriği nedir? Bir defa bu mesajın içeriğinin öğrenilmesi bizim yasalarımıza göre mümkün değil. Çünkü  haberleşme özgürlüğü var. Bunu öğrenmek için mahkemeden karar çıkaracaksın. Bunlar kayda alınır ama o kayıtlar merkezdedir, mahkeme emriyle bunları inceleyeceksin. Bu insanlar neler yazdı ve bu yazışmalarda suç unsuru var mı? Şiddet eylemini teşvik eder veya içerir mi? Sanırım bütün bunlar bizim hukuk sistemimizi birazcık sarsacak. Çünkü bizde eskiden masumiyet karnesi vardı. Son zamanlarda bazı arkadaşların sayesinde ilk önce adam suçlu ilan edilir sonra sen suçsuzluğunu ispatla derler dolayısıyla FETÖ soruşturmaları umarım olumlu bir neticeye varır. Berrak olarak nereye vardığını herkes de bilir. Çünkü iade yok, görevden alma yok demek ki kendinin bulunduğu mevkide veya düzende olumsuz etkisi yoktur ama bir başka ülkenin düzenine olumsuz etkisi vardır. Dolayısıyla biz soruşturmanın nere varacağını berrak olarak bilirsek rahatlarız.”

 

“Sosyal adaletsizlik yaratılmaması gerekir”

Soruşturma sonucunun sosyal adaletsizliğe neden olmaması gerektiğini aktaran Akter, “İlk nazarda listede olan ya memur ya da başak bir çalışanın suçu var gibi görünür. Bu kişiyi ‘görevden alın’ derseler ne olacak ya da bu kişiyi ‘iade edin’ derseler ne olacak? Bir yolunu bulduk iade ettik. 7 sene hükümsüz olarak bu kişi Türkiye’de yargılanabilir. 7 sene sonunda beraat ettiğinde ne yapacağız? Buradaki işini geri mi vereceğiz ya da o giderken burada onu ‘ödenekli izinli’ mi olarak sayacağız yoksa görevden ihraç edeceğiz? Türkiye’de olduğu gibi görevden ihraç edersek, o kişi beraat ettikten sonra nerede iş bulabilecek? Bu memlekete tekrar gelemeyecek. Buraya geri gelmesi için KKTC vatandaşlığını koruyacaksın. Koruduğun sürece de iade edemezsin. Kişilerde sosyal adaletsizlik yaratılmaması gerekir. Sosyal düzeni sağlamak için etkin önlemler alınmalıdır” dedi.


“Madem ki burada faaliyet vardı niçin daha önce önlem almadık ?”

Bugüne kadar Kıbrıs’ta gerekenin neden yapılmadığını soran Akter, şunları söyledi: “Ülkedeki soruşturmayla ilgili okuduklarımdan anladığım, soruşturmanın Türkiye’nin uzantıları olduğudur. Buradakiler ne zamandan beri bu faaliyetin içindeydiler? Eğer bu faaliyetin gerçekten içindeyseler, ben derim ki uzun süreden beri bu faaliyetin içindeydiler. O zaman ülke olarak biz ne yapıyorduk? Örneğin dini toplantılar falan burada yapılıyordu ve genellikle bu insanların beyin yıkınması bu tür faaliyetlerde oluyor. Bu benim tarafımdan bilindiğine göre polisin de bilmesi gerekir veya bilirdi. Bunları bilmemize rağmen niçin önlemini almadık? Demokratik düzen içerisinde bunların hareketini niye kontrol altına almadık? Biri bizi uyardı ve bu terör örgütüdür, ondan sonra rakam da belirttiler. O zaman biz bir şey yapmadık. Türkiye’de belirttiler bize 53 kişidir, 54 değil. Arta da bilir azala da bilir dediler. E biz bugüne kadar ne yaptık bunu sormamız lazım? Bana göre sonuçta sürpriz olacak. Bir şey olacağını tahmin etmem ama suçu sabit olan kişiler varsa, umarım hukuk çerçevesinde yargılanır.”

 

“Cezaya aykırı hareket varsa yargılanabilir”

Bir dinin, bir mezhebin, bir cemiyetin (yasa dışı olmayan) propagandası yapılmasını suç olmadığını söyleyen Akter, bir terör örgütünü övücü, onlara elaman kazandırıcı propaganda yapılmasının suç olduğunu ifadede etti. Başsavcılık listesinde polis olduğu iddia edilen kişilerle ilgili ‘polis şeref ve haysiyetini rencide edici tutum ve hareketlerde bulunma’ tespit edilirse Polis Örgütü Yasası’na göre, Ceza Yasası’na göre aykırı harekette bulunursa bu yasaya göre kişinin yargılanabileceğini söyleyen Akter, “ancak kişiyi görevden alma diye bir şey yoktur. O zaman bu adama ya disiplin soruşturması getirip sorgulayacaksın ya da Ceza Yasası altında bir suç işlemiş inancında isen  o yasa maddesi altında yargılayacaksın. Mahkum edersen bu defa dönüp polis cezasının disiplin maddelerini işletip, kişiyi meslekten atacaksın”

 

“Hukuk çerçevesinde kalınmalı”

Avukat Derviş Akter, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın FETÖ soruşturmasıyla ilgili “mücadelenin hukuk içinde yürütülmesinin devletin görevi olduğu” ifadelerine yüzde yüz katıldığını beyan ederek, “bir adamı suçlamak kolaydır da suçlu olduğunu ispatlayamazsan hukuk çerçevesinde kalarak o adama yaptığın büyük bir haksızlık olur” dedi.

Röportaj Haberleri