Türkiye’deki deprem Türkiye ve Kuzey Kıbrıs halklarında derin ve onulmaz acılar açtı; dünya insanlığı da paylaşıyor… Şimdilerde ise, depremzedelerin yaşadığı dramları hafifletmek için çareler aranmaktadır. Finansman ihtiyacı çok yüksek; halkın depremzedeler ile maddi, sosyal ve manevi dayanışma içinde olması ise acıları yatıştırmaya en önemli deva…
Kuzey Kıbrıs halkı depremde kaybettiği canlarının aileleri ile çok güçlü dayanışma içinde; Türkiye’deki depremzedelere de dayanışmasını depremin hemen ardından büyük bir enerji ile başlattı, halen de sürdürüyor… Bu dönemde Kuzey Kıbrıs halkının en büyük şansızlığı ise mevcut Cumhurbaşkanı (CB) Tatar ve hükümet… Halk çeşitli formatlarda örgütlenip yardımlar toplayıp Türkiye’deki depremzedelere ulaştırmaya çalışırken CB ve hükümet sahnede siyasi reklamlar odaklı oyunlar sergilemeye çalışmaktadır. Örneğin, yoğun duygusal içerikli açıklamalar ile, diyorlar ki, geliri olan herkesin gelirinden ve gelir kaynaklarından bir yıl süreli kesinti yapıp bir milyar kadar bir finansman toplayacaklarmış. Nereye harcayacaklarmış?! Türkiye’deki depremzedelere yardım, Kuzey Kıbrıs’ta da depremde yitirilen canların anılarını yaşatacak çalışmalara ve yakınlarına maddi destek sağlamaya…
Önce, bu aldıkları kesinti yapma kararı hukuka aykırı. Daha önceleri de başka nedenlerle benzeri bir uygulamayı yapmışlar, karar mahkeme tarafından hukuka aykırı bulunmuştu. Buna yeltenen hükümet de gene bir UBP hükümeti idi, uygulamanın sorumlusu olan Maliye Bakanı da şimdiki CB Tatar idi…Yeniden aldıkları bu karara halkın tüm kesimlerinden, çalışanlar ve çalıştıran örgütlerinden tepki var, hükümet uygulamada ısrar ederse gene mahkemeye gidilecek… CB Tatar diyor ki, konu vicdan ile ilgili imiş; kimin vicdanı mahkemeye gitmeye elverecekmiş diye de sorguluyor… Yok ağam, yok paşam; konu defalarca ılgaya yeltendiğiniz hukuktur, anayasadır, yani demokrasi ve demokratik haklardır… Vicdan muhasebesi yapacaksan önce CB olarak yasaları ve anayasayı çiğnemeyi vicdanınla muhasebe et, göreve gelirken yaptığım yemin ile muhasebe et… Yok öyle hesapta duygusal zeka ile hukuku katletmeye zemin aramak… Çok mu vicdan hesabı yapıyorsun?! O zaman, deprem nedeniyle mali sıkıntıları daha da büyüyen ve halktan aleni bağış toplamaya yoğunlaşan Türkiye hükümetine de ki “Şu bizim külliye inşaatına iki yıl ara verelim, onun finansmanını depremzedelere yardımda kullanalım”. Vicdanın nasıl kaldırır Türkiye’de depremzedeler sürüm sürüm sürünürken, TC hükümeti mali sorunlarla kan kaşınırken senin külliyenin inşaatının devam etmesine?! Başkasına vicdan aklı satacağına kendi vicdanını bir yokla önce…
Bir bakıyorsunuz, ÜstEl hükümeti toplayacağı paradan Türkiye’deki depremzedelere bin adet konteyner konut bağışı yapacakmış… Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu Türkiye’deki depremzedeler için bin adet konteyner konutu imal etmeye kendi örgütlenmesiyle başlamış bile; maliyetini de hükümetten almak üzere değil, kendilerinden ve halktan bağış toplayarak karşılamak üzere çıkmışlar yola… Bir bakıyorsunuz, hükümet toplayacağı paradan “deprem sonucu enkaz aramaları ve yardım taşıma maksatlı gönderilen uçak seferlerini ödemek” için de kaynak yaratacakmış:.. Ama kısa süre önce hükümet üyesi bir bakan acil ihtiyaç duyulan bir uçağı bir tur operatörü şirketinden temin ettiğini, bedel sorduğu zaman da şirket yetkilisinin “Ne bedeli sayın Bakan” diye tepki göstermesi karşısında göz yaşlarını tutamadığını sosyal medyada paylaşmıştı… Hükümetin toplayacağı mali kaynağı harcayacak dediği yerler tutarsız; bu işte bir iş var dememek elde değil?!
Bütçede kaynak yetersizliği varmış; olabilir, deprem nedeniyle oluşan giderler öngörülmemiş olması kabul edilebilir… CB isen, hükümet isen bütçe giderlerinden tasarruf önlemlerini hemen alırsın… Yok öyle ne görev yürüteceği anlaşılamayan bir veterineri Başbakanlığa istihdam etmek… Yok öyle, resmi plakalı araçların hükümet üyeleri tarafından şahsi olarak kullanımına halkın tepkisi nedeniyle sivil plakalı ama resmi araçlarla her gün, her saat ve her yerde fing atmak… Resmi makam sahiplerinin izaz ikram bütçesine dokunma ve hatta artırılması için girişim yap, örtülü ödeneğin bir kısmını olsun genel bütçeye iade etme ama herkesin gelirinden kesinti yapıp da bir milyar topla… Hem de “Vicdan” diyerek… Topladığını da nasıl harcayacağını kalem kalem bütçelendirme, tepkiler üzerine harcayacağın konuları açıkla ama her kalemi ayrı ayrı bütçelendirmiş olmadan, uygulanacak projelerin tahmini de olsa maliyetini belirtmeden bir genel açıklama yap; dostlar alış-verişte görsün… Bellidir ki, toplamaya çalıştıkları mali kaynağı bütçe açıkları için kullanacaklar; hem de harcamalarında savurganlıklarından vazgeçmemek üzere… Toplamak için yola çıktıkları meblağın daha fazlasını değişik kanallara bu halk bağış olarak verecekti; halkın şimdiye kadar gösterdiği dayanışma ruhu buna teminattı… Ama hükümetin bu kararı halkın dayanışma bonkörlüğünü dumura uğratmıştır… Örneğin, heyecanla yola çıkan ve bin adet konteyner konutu imal etmeye çalışan Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu’nu olumsuz etkileyecektir.
CB Tatar ve ÜstEl hükümeti, Türkiye’de yaşanan büyük depremin artçılı olarak Kuzey Kıbrıs’ta zuhur etmiştir… Bunun yıkıntılarının altında da sadece onlar kalacak… Türkiye’de depremle gelenin depremle gideceği söyleniyor; artçılları da bizdekileri götürecek zahir...