Yaklaşık bir buçuk yıl önce, Sınırüstü’ndeki Halk Vakfı Yaşlı Bakımevi’nde yaşananlar, ülkedeki herkesi derinden üzmüştü.
Bakımevinin binasının ve odalarının bakımsızlığı, tavanının çökmüş olması ve akıtması, bazı odalarda elektrik olmaması, Yaşlı Hakları ve Ruh sağlığı Derneği’ nin açıklamalarıyla gündeme gelmişti.
Bahse konu bakımevinde, bazı hastaların yatakta bağlı olduğu, kimisinin yataktan kalkamaz durumda, akıtan tavan altında yattığı, tuvalet ihtiyaçlarının odalarda karşılandığı, o günlerde basındaki haberlere yansımıştı.
Yaşlı ve hasta insanlarımızın kaldığı bu bakımevi, özel ve ücretli olmasına rağmen, sağlıklı hizmet almamaları herkesi düşündürüp, şaşırtmıştı.
Konuyla ilgilenen sivil toplum örgütleri, bakımevindeki eksikliklerden, hem bahse konu vakfın ve Vakıflar idaresinin, hemde hükümetin ihmali ve sorumluluğu bulunduğunu belirtmişlerdi.
Halk Vakfı Sınırüstü Yaşam Sitesi’nin tadilatı tamamlanıncaya kadar, buradaki yaşlı insanlarımızın Mağusa’da bir yurtta kalacakları açıklanmıştı.
Yaşlı Hakları ve Ruh sağlığı Derneği Başkanı, geçtiğimiz gün yaptığı açıklama ile, aradan geçen bir buçuk yıla rağmen, Sınırüstü bakım evinin tamiratının ve yetersiz fiziki koşullarının tamamlanmadığını, bakım evinin kime ait olduğu ve kimin idaresinde olacağının halen belli olmadığını belirtti.
İnanın, bu haber bu ülkenin bir bireyi olarak beni derinden üzdü.Eminim, benim gibi toplumun büyük bir bölümünü de yaralamıştır. Yaşlılarına gerektiği değeri vermeyen ve ihmal eden bir ülkede, hükümette olmak ve olanları seyretmek, bence en büyük beceriksizlik ve basiretsizlik göstergesidir. Böylesine hassas bir sorunu çözemeyen bir idare, nasıl Hükümet’im diyebilir ki?
Öte yandan, devlete ait olan Kalkanlı’ daki Yaşam Evinin idaresinin hangi bakanlığa ait olduğunun netleştirilmesi gerektiği ve burası ile Lapta Bakımevi’nin bakım, onarım, personel ve ekipman ihtiyacı için gerekli bütçenin mutlaka ayrılmasi gerektiğini ve ülkemizdeki devlet bakımevlerinin tamamının dolu olduğunu, Yaşlı Hakları ve Ruh sağlığı Derneği Başkanı açıklamıştır. Hükümet’in Huzurevleri ve bakımevleri için, yeterli bütçeyi ayırması olmazsa olmazdır.
Sınırüstü Yaşlı Bakımevi’nde yaşanan sorunlar, bu konudaki yasal boşluğu da ortaya çıkarmıştı.Ülkedeki özel yaşlı bakımevlerine yönelik, mevzuat olmadığı için, bakımevleri, yalnızca belediyelerden aldıkları işyeri açma izni ile faaliyet gösteriyorlar.
Hükümet’in, Devlet huzur evleri ve özel bakımevleri ile ilgili olarak şu anda Meclis komitesinde olan yasa tasarısını süratle hayata geçirmesi gerekiyor. Herkesin birgün yaşlanacağı ve kendine yakışır hizmeti alması, sosyal devlet olmanın en önemli göstergelerinden biridir.
Devletteki yaşlı bakımevlerinin(huzurevi)denetimini yapan devletin yetkili kurumları, özel sektörde hizmet veren yaşlı bakımevlerinin denetimini de ihmal etmemelidir. Özel bakımevleri de, Sosyal Hizmetler Dairesi veya devletin başka bir kurumunun mutlaka denetiminde olmalıdır.
Öte yandan, birçok insanımız yaşlılarına kendi evlerinde bakıcı tutarak baktırmakta iken, bazı ailelerimiz ise, özel bakım evlerini tercih etmektedir. Bakım evleri konusu, ülkemizin bir gerçeği haline gelmiştir.
Bu konuda, devlet kurumları yasal ve idari boşluklara izin vermemeli, yaşlı ve hasta vatandaşlarımızın çağdaş koşullarda hizmet almasını sağlamalıdır.
Netice itibarı ile, Sınırüstü yaşlı bakımevinde yaşanan sorunlarda ve tamiratın bir türlü bitmemesinde, elbette ki vakıf yetkililerin, devlet kurumlarının kusuru, umursamazlığı ve denetim eksikliği bulunmaktadır.
Bu bağlamda, Yaşlı Hakları ve Ruh sağlığı Derneği ve bakımevlerinde kalan yaşlı insanlarımızın aileleri de, yetkilileri tedbir alınması konusunda uyarmaya devam etmekte, konuyu gündemde tutmaktadırlar.Hatta, bakımevlerindeki sorunlara dikkat çekmek için, önümüzdeki hafta Lefkoşa’ da eylem de yapacaklardır.
Yazımın sonunda özellikle vurgulamak istiyorum ki, anne ve babalarını, akrabalarını yaşlı bakımevlerine emanet eden vatandaşlarımız, onları yalnız bırakmamalı, düzenli ziyaret etmeli ve oradaki hayat şartlarından devamlı haberdar olmalıdır.
Görülüyor ki devlet denetimleri yetersiz kalmaktadır.Oralarda yapılacak gerçek ve sağlıklı denetim, yaşlı ve hasta yakınlarının, bakımevleri ile devamlı temasta olmaları ve oraları düzenli ziyaret etmeleriyle ve sorunları gündeme taşımalarıyla sağlanacaktır.