CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ve beraberindeki heyet dün akşam Kaleburnu’nda halk toplantısı gerçekleştirdi. Hükümetin hukuk tanımaz icraatlarının ve mahkemelerden dönen kararlarının tartışıldığı toplantıda, Dipkarpaz ve Kaleburnu’nun kalkınması ve gençlerin bölgeden göç etmesinin engellenmesi ile ilgili politikalar da konuşuldu. Erhürman, CTP’nin yeni dönem politikalarının üç temel unsur üzerine kurulduğunu; bunların adalet, haysiyet, üretim ve hizmet olduğunu belirterek, ülke tarihinin en kötü iktidarı ile karşı karşıya bulunulduğunu, bu hükümetin miadını çoktan doldurduğunu, o nedenle artık geleceğin konuşulması gerektiğini belirtti. Yurttaşların sorunlarını dinleyerek, sorularını yanıtlayan Erhürman, Dipkarpaz ve Kaleburnu’nun özellikle üretim ve turizm alanında ciddi bir potansiyel taşıdığını, bölgenin kalkınmasının bunlar üzerinden planlanacağını anlattı. Hükümetin bu bölgede ve ülkenin genelinde üretimin ve turizmin nasıl planlanacağı ile değil, günü birlik icraatlarla ve yandaşlara ve ayrıcalıklılara menfaat dağıtmakla meşgul olduğunu belirten Erhürman, bu düzeni değiştirmek için Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’a el ele vermek ve bu yapılanların bedelini ödetmek zorunda olduklarını ifade etti.
“17 ayda yapılmaması gereken ne varsa yaptılar”
Kritik bir dönemden geçildiğini belirten Erhürman, hükümetin 17 aydır iktidarda olduğunu ve bu sürenin sadece ve sadece etik dışı ve hukuka aykırı atamalarla, istihdamlarla, ülke kaynaklarını peşkeş çekmekle, yasa dışı vatandaşlık dağıtımıyla, mahkemelerde hükümete karşı açılan ve kazanılan davalarla ve bir sürü plansız, ciddiyetsiz, kamu yararını ve kamuoyunu hiçe sayan uygulamayla anılacağını söyledi. Vatandaşlıklar konusunda aylardır hükümeti uyardıklarını, istisnai vatandaşlıkların gerekçelerinin yasalara uygun olarak açıklanmasını talep ettiklerini ancak söylediklerinin hiçbir şekilde hükümet tarafından dikkate alınmadığını belirten Erhürman, “17 ayda yapılmaması gereken ne varsa yaptılar, yapılması gereken ne varsa yapmadılar. Artık bardağı taşırdılar ve yargıya başvurmak zorunda kaldık. 29 yıldır çalışma izniyle bu ülkede yaşayan insanlara hala vatandaşlık verilmemişken, turist vizesiyle adaya gelen insanlara Bakanlar Kurulu kararı ile vatandaşlık verilmesi kabul edilemez. Vatandaşlık dağıtılması konusunda yolsuzluk dahil başka iddialar da var. Bunların hepsi yargıya taşınacak, hesabı sorulacak. Sizi temin ederim, yapanın yanına kar kalmayacak” dedi.
“Kaleburnu görmezden geliniyor”
Toplantıda, Kaleburnu’nun üretim ve turizm alanlarındaki potansiyelinin değerlendirilmediğini, köyün görmezden gelindiğini de belirten Erhürman, “Burada dağ var, deniz var, tarihi ve kültürel miras var, küçükbaş hayvan üreticiliği var ama gençler işsiz ve göç etmek zorunda kalıyorlar. Çünkü Kaleburnu’na ilişkin bir plan yok, proje yok, vizyon yok, bu köye ilişkin gailesi olan yok. Bırakın turistleri, Kıbrıslı Türklerin pek çoğu bile bu köyün güzelliklerinden haberdar değil. Köy insanı eğitimden sağlığa kadar temel kamu hizmetleri konusunda hala sorun yaşıyor. Kaleburnu, başka pek çok bölge gibi varlık içinde yokluk yaşıyor. Oysa burada turizmin ve üretimin planlanması ve desteklenmesi halinde sadece köyün gençleri için değil, dışarıdan gelecek insanlar için de istihdam yaratılması mümkün. Adaletsiz menfaat dağıtma ve bunun karşılığında oy devşirme anlayışıyla bu sorunların çözülmesi mümkün değil. Bu sistem gidecek ve yerine temelinde üretim ve adil bölüşüm olan yeni bir sistem gelecek. Umutsuzluğa kapılma lüksümüz yok, çalışırız, yaparız” dedi.