Hükümet yeni yasalarla ‘sindirmek’ ve ‘susturmak’ peşinde KORKU İKLİMİ

Yasal değişikliklerin meclisten geçmesi halinde hem medya hem de sosyal medyada birçok yorum ve eleştiri "suç" kapsamına alınacak

Hükümet’in Ceza, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması ayrıca Müfsidane Yayınlar Yasaları’nda öngördüğü değişiklikler için ‘özgürlüğün kısıtlanması adımı’ yorumu yapan deneyimli hukukçular ve siyasiler uyardı: "Sosyal medyadaki eleştiri ve yorumlar suç kapsamına girecek, binlerce dava açılacak!"

“Cumhurbaşkanı’na hoşnutsuzluk ya da soğukluk yaratmak” veya “TC-KKTC arasında dostluğu bozmak” gibi tümüyle yoruma açık ve göreceli kavramlar üzerinden suç ve ceza tehdidi ile ülkede korku iklimi yaratılmak isteniyor.

“Hoşnutsuzluk” ya da “soğukluk” iddiası ile 5 yıllık hapislik cezası ön görülüyor.
 

Fehime ALASYA

Hükümet’in Ceza, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması ve Müfsidane Yayınlar Yasaları’nda öngördüğü değişiklikler için ‘özgürlüğün kısıtlanması’ değerlendirmesi yapan deneyimli hukukçular ve siyasiler uyardı: Tümü birer baskı aracı olarak tasarlanmıştır. Sosyal medyadaki eleştiri ve yorumlar suç kapsamına girecek, binlerce dava açılacak!

Yasal değişikliklerin meclisten geçmesi halinde hem medya hem de sosyal medyada birçok yorum ve eleştirinin "suç" kapsamına alınacağı ifade edilirken, “Türkiye’deki gibi binlerce kişiye ceza davası açılacak, halk mahkemelerde yargılanma sırası bekleyecek” denildi.

Hükümetin 3 yasada gündeme getirdi değişiklikle, gerek toplum gerekse bireysel özgürlüklerin kapsamının daraltılması için düğmeye basıldı. Ülkedeki hukuk çevreleri yasaları yorumlayarak, değişikliklere tepki gösterdi.


 

3 YASA DEĞİŞİKLİĞİ NELERİ KAPSIYOR?

Ceza Yasası, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması ve Müfsidane Yayınlar yasalarında değişiklikler öngören tasarılar Resmi Gazete’de halkın bilgisine sunuldu.

Tasarılarla ilgili görüş ve önerilerin, yirmi gün içinde yazılı olarak Meclis Başkanlığı’na sunulması istendi.

3 yasada da yapılan değişiklikler yasaların kapsamına sosyal medya ve internet sitelerini de eklemeyi amaçlıyor.

 

Ceza Yasası'ndaki değişiklik ne içeriyor?

Sosyal medyada 'ileti' de ağır suç! 5 yıl hapis!

Ceza (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın genel gerekçesinde, bilişim sistemleri, kitle iletişim araçları ve sosyal medya mecralarında denetimsizce yapılan yayınlardan söz ediliyor, Anayasa’nın 19’uncu maddesiyle düzenlenen özel hayatın gizliliği kuralına dikkat çekiliyor.
 

Ceza Yasası’nda yapılacak değişiklik neler getirecek?

- Müfsit (fesat) gizli ittifak ve müfsit niyetli yayınlar yapanlar suç işlemiş sayılacak.

- Söz konusu yayınların kapsamı "her türlü yayın" olarak anılıyor.

- Bu yayınların içeriğinde "bilişim sistemleri" ve kitle iletişim araçları" denilerek sosyal medya ile basın yayın araçları işaret ediliyor.

- Bu "fesat" yayınlara ilişkin her türlü iletiyi yayınlayanlar ağır suç işlemiş sayılacak ve 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak

 

Yasal değişikliğe göre suç kapsamında şunlar olacak:

- KKTC devletinin egemenliğini yasal olmayan yollardan değiştirmeye çalışmayı sağlama teşebbüsünde bulunmayı kışkırtmak

- Cumhurbaşkanı'na, devlete, nefret, hoşnutsuzluk, soğukluk yaratılmasını kışkırtmak, Cumhurbaşkanı ile devleti aşağılamak, küçük düşürmek ve alay konusu yapmak.

Halk arasında korku ve endişe yaratma niyetli gerçek dışı haber yayınlamak. (Bunu yapanlar hafif suç işlemiş olacak)

- KKTC yurttaşlarını şiddete teşvik etmek. (Bu suçu işleyenlerin 12 aya kadar hapis cezasına çarptırılabilecek)

 

Türkiye Cumhurbaşkanı ve elçisini eleştirmek suç!

Türkiye ile KKTC arasındaki “dostluğu bozmak” da yapılan yasa değişikliğiyle suç sayılacak. Yasaya göre KKTC Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı bakanları elçi veya devlet yetkililerinin mensup oldukları ülke ile KKTC arasındaki huzuru bozmak da suç sayılacak. Ayrıca herhangi bir yazı, işaret, resmi şekil, amblem, resim karikatür de olabilecek. Bu şekildeki yayınların yasaya göre hem medyada (kitle iletişim araçlarında) hem de sosyal medyada (bilişim sistemlerinde) olması suç sayılacak. Yani medya ve sosyal medya kapsam dahilinde olacak.

Yasaya göre kamuya açık alanda, medyada ve sosyal medyada "sövmek" suç sayılacak ve bu suçu işleyenler asgari ücretin  3 katı ve 1 aya kadar hapis cezasına çarptırılabilecek.

Bir dini kötülemek, o dine ilişkin hakaret etmek de suç sayılacak ve bu suçu işlemek hafif suç sayılacak.

 

Müfsidane Yayınlar (Değişiklik) Yasa Tasarısı

"Ağır suç, yasaklı yayın"

 

Müfsidane Yayınlar Yasa’nda yapılacak değişikliğin özel hayatın gizliliğine ilişkin kötü niyetli sosyal medya ve medya yayınlarına ilişkin olduğu belirtildi.

YASADA DİKKAT ÇEKİCİ NELER VAR?

- Müfsidane Yayınlar Yasa’nda yapılacak değişiklikte de "Cumhurbaşkanı'na, devlete, nefret, hoşnutsuzluk, soğukluk yaratılmasını kışkırtmak, Cumhurbaşkanı ile devleti aşağılamak, küçük düşürmek ve alay konusu yapmak" suç olarak düzenlendi.

- Yapılacak değişiklikle bu yasaya göre suç işlenirse bu suçu işleyenler "ağır suç işlemiş sayılacak" ve söz konusu yayın da "yasaklanmış yayın" olarak anılacak ve yayınla ilgili yasaklama emri verilecek.

- Bu yasaya göre suç işleyenler asgari ücretin 12 katına kadar para cezası ve 5 yıla kadar hapis cezası alabilecek.

Müfsidane Yayınlar (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın genel gerekçesinde de şu ifadeler yer alıyor:

“Günümüzde bilişim sistemlerinin hayatımızın her alanına girmesi sonucunda meydana gelen durdurulamaz teknolojik eylemler, iş ve sosyal hayatlarımızdaki kavramların yeniden tanımlanmasını gerekli kılmaktadır. Bu niyetle yaklaşık bir asır önce kaleme alınan Müfsidane Yayınlar Yasası’nda yer alan ‘müfsit niyet’ kavramının yeniden tanımlanmasından başlayarak bu yeni tanımın anlamı üzerinden yasanın bazı maddelerinin tadil edilmesi gerekli görülmektedir.

Bilişim sistemleri ve/veya kitle iletişim araçları ve/veya sosyal medyada denetim dışında ve/veya denetlenemeyecek şekilde ve/veya önlenemez kötü niyetlerle yapılan tüm yayın, haber ve/veya konuşmaların Anayasa’nın 19’uncu maddesi altında düzenlenmiş olan ‘özel hayatın gizliliği’ kuralına aykırı olmaması esastır.

Yukarıdaki gerekçeler ışığında yurttaşları müfsit niyetli yayın ve/veya konuşma ve/veya her türlü iletiden ve gerek sosyal medya mecralarından gerekse bilişim sistemleri ve/veya kitle iletişim araçlarıyla yapılan kötü niyetli eylemlere karşı korumak amacıyla işbu değişiklik yasa tasarısı hazırlanmıştır.”

Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması (Değişiklik) Yasa Tasarısı:

Sosyal medya tanımı genişletildi: "Her türlü ileti yasa kapsamında!"

Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması (Değişiklik) Yasa Tasarısı da, Ceza (Değişiklik) Yasa Tasarısı’yla benzer gerekçeye sahip.

Tasarı, Özel hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Koruması Yasası’ndaki bazı tanımların günümüz bilişim sistemleri ve/veya teknolojik koşullara göre yeniden düzenlenmesini amaçlıyor.

Yani özel hayatın sosyal medya ve internet ortamında da korunmasını amaçlayan bu değişlik de bazı düzenlemeleri barındırıyor.

Yasal değişiklikle göre eski yasadaki sosyal medya kavramı daha da genişletilerek içeriği detaylandırılacak.

Yeni düzenlemede "sosyal medya" şu anlatı ile düzenlenecek: "Sosyal medya kullanıcılarının kişisel veya gruplar içerisinde medya içeriği oluşturmasına yazılı işitsel veya görsel içerik paylaşmasına imkan veren digital medyayı, teknolojileri, bilişim sistemleri ve kitle iletişim araçlarını kullanarak oluşturulan her türlü iletinin yayımlandığı ortam"

 

YASALARA TEPKİ YAĞDI…

 

Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı:

“Bunlar iktidarın baskı aracı olarak dizayn edilmiş yasalardır”

Söz konusu yasa çalışmalarının hukuk devletine ve çağa uygun olmadığını kaydeden Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, “Bunlar iktidarın baskı aracı olarak dizayn edilmiş yasalardır, umarım sadece bu aşamada kalır ve ileri taşınmaz” dedi.

İfade ve düşünce özgürlüğünün ciddi şekilde kısıtlandığını kaydeden Esendağlı, bu duruma her türlü karşı çıkacaklarını dile getirerek, “Yasal her türlü eylemeliliği göstereceğiz” yorumunda bulundu. 


Eski Yüksek Mahkeme Yargıcı Emine Dizdarlı:

 “Hem medya hem de sosyal medyada birçok yorum ve eleştiri "suç" kapsamına alınacak”

Tasarıların Meclis’ten geçmesi halinde hem medya hem de sosyal medyada birçok yorum ve eleştirinin ‘suç’ sayılacağını anlatan Eski Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, bazı koşullarda özgürlüklerin sınırlanacağını kaydetti.

KKTC Anayasa’sında zaten ilgili yasada kötü niyetli yayınların ne olduğunun tanımının yapıldığını ifade eden Dizdarlı, ‘hoşnutsuzluk ve soğukluk’ gibi yoruma açık, çok muğlak ibarelerle mevcut yasaya ek belirsizlikler eklemenin faydasının olmayacağını anlattı.  

“Bu kadar katı ve belirsiz yorumlarla tasarı amacını aşıyor”

Dizdarlı, özetle şunları ifade etti:

“KKTC Anayasa’sına baktığımızda burada bize düşünce, söz ve anlatım özgürlüğü tanındığını görüyoruz. Bu hak veya bu anayasanın ilgili maddesine göre herkes düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahiptir. Kimse bunları açıklamaya zorlanamaz veya herkes makul açıklama yapmakta serbesttir. Bu ulusal güvenliği ilgilendirdiği anlamda belki sınırlama olabilir. Ancak ceza yasasına baktığımda özellikle Müfsidane Yayınlar yasalarında veya fasıl 154’teki değişiklikteki tanımlar çok fazla genişletilmiştir. Değişiklikler arasında kışkırtma, hoşnutsuzluk ve soğukluk gibi ibareler, belirsiz kelimeler var. Aslında yasa tasarısı çok farklı noktalara taşınıyor. Kime göre hoşnutsuzluk, soğukluk ne demek bilinmiyor, çok muğlâk ifadeler var. Bu tür ifadeler yasada çok açık ve belirsiz. Yapılan bir icraatın yanlış veya belirli kesimlere göre hatalı olması durumunda fikirleri söyleyerek dikkat çekme hakkına sahibiz. Bu kadar katı ve belirsiz yorumlarla tasarı amacını aşıyor. Zaten ilgili yasa da kötü niyetli yayınların ne olduğu tanılıdır, buna ek belirsizlikler eklemenin bir faydası olmayacaktır.

Bu yasaların Meclisten geçmesi halinde hem medya hem de sosyal medyada birçok yorum ve eleştiri "suç" kapsamına alınacak.

Bazı koşullarda özgürlükler aslında sınırlanacaktır.”


Avukat Tacan Reynar:

“Türkiye’deki gibi binlerce kişiye ceza davası açılacak, halk mahkemelerde yargılanma sırası bekleyecek”

Resmi Gazetede yayımlanan üç yasa tasarısının hedefinin sosyal medya ve ifade özgürlüğünü kısıtlama olduğunu belirten Avukat Tacan Reynar, Müfsit Yayınlar Yasasında yapılmak istenen değişikliklerin gerekçesinin de yine sosyal medyayı denetim altına alarak özellikle son zamanlarda patlak veren skandalların ortaya çıkmasını engellemek olduğunu belirtti. Reynar, bunu “Gazeteciliğe yapılan çok büyük bir darbe” olarak nitelendirdi.

Reynar, “Üzerimizdeki ölü toprağından faydalananlar topluma daha fazla demokrasi, insan hakları, özgürlük vermek yerine ülkemizi adeta bir denetim ve gözetim toplumuna dönüştürüyorlar” dedi.

Tüm Tasarılardaki değişiklik gerekçelerinin hemen hemen aynı olduğunu anlatan Reynar, yasa değişikliklerinin gizli amaç güttüğünü anlatarak, “Anayasaya aykırı olarak temel özgürlüklerin özüne dokunan kısıtlamalar getirildi” dedi.

“Binlerce kişiye ceza davası açılacak, halk mahkemelerde yargılanma sırası bekleyecek”

Yasaların geçmesi halinde Türkiye’de olduğu gibi burada da binlerce kişiye ceza davası açılacağının altını çizen Reynar, bu yasa tasarılarının geçmemesi için tüm toplumun demokratik tepkisini yükseltmesi gerektiğine vurgu yaptı. Reynar, “Aksi durumda halk mahkemelerde yargılanma sırası bekleyecek.” uyarısında bulundu. 

“… sonra atı alan Üsküdar’ı geçti olmasın”

Yasaların Meclis’te geçirilmesi durumunda derhal Meclisteki muhalefet partilerin ve diğer kurum ve kuruluşlar ile sendikaların Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açması gerektiği önerisinde bulunan Reynar, “Sonra atı alan Üsküdar’ı geçti olmasın” dedi.

“Korkak iktidarlar özgürlükleri kısıtlar”

Sosyal medya hesabından yazılı açıklama yapan Reynar, ifadelerinde şu satırlara da yer vermişti:

“Özel Hayatın Gizliliği Değişiklik Yasa Tasarısı gerekçesi de aynı. Sosyal medyayı ve ifade özgürlüğünü denetim altına almak. Bugün Kıbrıs’ın kuzeyinde skandallar ve tüm hukuka aykırı olaylar gazeteciler ve duyarlı vatandaşların sosyal medya paylaşımları ile ortaya çıkıyor.

Korku da burada. O yolsuzluklar ortaya çıkmasın, sümen altı edilsin… O yüzden aynı gerekçeleri bu tasarıya da eklemişler.

Her üç yasa tasarısı da ifade ve basın özgürlüğünün karşısında, doğrudan yerel mevzuata ve uluslararası sözleşmelere aykırı olarak hakkın kullanımını engelleyen yani “özüne” dokunan düzenlemeler ihtiva ediyor.Hakkın özüne dokunursanız onu kullanılmaz hale getirirsiniz.

Resmi Gazete’de 20 Mayıs’ta yayınlanan tasarıları okumak en temel haklarımızın nasıl kısıtlanacağını öğrenmek açısından önemli. Artan baskılar için bu bir kırılma noktası. Kendi adıma bunu medeniyetten daha fazla uzaklaştığımız bir adım olarak görüyorum.

Siyasi düşünceniz ne olursa olsun bir siyasetçinin görevi halkının özgürlüklerini kısıtlamak, onu utanç duyulacak bir geriliğe itmek değildir. Ancak hem ekonomik darboğazı yaratıyorlar hem de herkes ekmek derdinde iken özgürlükleri kısıtlıyorlar. Neden? Çünkü KORKUYORLAR!

Korkak iktidarlar özgürlükleri kısıtlar, daha az özgürlük, köle toplum, itaat eden, cebirle terbiye edilen bir yığın yaratmak ister. Çünkü artık koltuk sallanıyordur. Bugün sırtını AKP’ye dayayan UBP-YDP-DP ortaklığı da TC’de yaşanacak bir değişimde bunun ceremesini çekecek.

Ancak beklemek çare değil”

 


CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın:

“Tasarıların geçmemesi için var gücümüzle mücadele edeceğiz”

Hükümet tarafından hazırlanan bu 3 yasa tasarısını ‘düşünce ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran, insanların konuşmasına sınırlamalar getiren tasarılar’ olarak nitelendiren CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın, “Üçünü de demokrasiye, temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasına aykırı olarak görüyoruz ve reddedeceğiz. Tasarıların geçmemesi için var gücümüzle mücadele edeceğiz” dedi.

Yasa tasarılarındaki bu değişikliklerin ‘kimin için ve ne için hazırlandığını’ soran Sorakın, çok ucu açık ibareler, soyut olan birçok öngörü olduğuna dikkat çekti.

Sorakın, özetle şunları belirtti: “Kişilerin itibar kazanması yasalarla olmuyor. İtibar ve saygınlık yasalarla kazanılmıyor. Siyasette saygınlık ve itibar, ilkeli duruşunuzla, icraatlarınızla, hal ve hareketlerinizle, başkasının görüş ve düşüncelerine verdiğiniz değerle, empatiyle, demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak görmekle elde edilebiliniyor. Dolayısıyla yasayla herhangi bir kişinin itibar kazanmasını amaçlıyorsanız yanılıyorsunuz”

 

 

 

 

Özel Haber Haberleri