Devlet makamları her şeyden önce ‘hukukun üstünlüğü’ ilkesine uyulması için örnek olmalıdır.
Bu tam da ‘imam-cemaat’ hikayesi gibidir.
Ülkeyi yönetenler yasalara uymazlarsa, yönetilenlerin uymasını nasıl bekleyebilirler ki?
Gelin görün ki bizde Anayasa, yasa ve diğer kurallar bizzat ‘devletin tepesindeki makam’ tarafından ayaklar altına alınıyor.
Üstelik bir defa da değil.
Ersin Tatar seçileli bir ayı biraz geçti, ama Anayasa defalarca çiğnendi.
Seçildikten sonra vekalet vermeyerek hukuksuzluk yaptı, memleketi Başbakansız ve hükümetsiz bıraktı. Şu an KKTC’de ‘hükmi karakuşi’ denilebilecek bir yönetim vardır. Biri Anayasa Mahkemesi’ne başvursa bakalım hangi kararlar ‘geçersiz’ sayılacak!
Aynı Tatar Cumhurbaşkanı seçilip mazbata aldıktan sonra ‘Başbakanlığı devam ediyormuş gibi’ istihdam da yaptı. Bu da mahkemeye gitse ‘yetkisizlik’ sayılır muhtemelen…
Ve daha bir yığın örnek var yasaların ayak altına alınmasına dair…
* * *
Ortada bir ‘boşluk’ olduğu için bunu da bizzat kendisi doldurmaya çalışıyor Ersin Tatar…
Ve yine hukuken ciddi zayiatlar veriyor KKTC…
Mesela Ekim ayı sonunda meclise Bakanlar Kurulu tarafından gönderilmesi gereken ‘bütçe’ ile ilgili Saray’da ‘partiler toplantısı’ yaptı.
‘Hükümet yoksa ben varım’ demeye getirdi. Lakin ileriye gidemedi, çünkü bir metnin ‘yasa tasarısı’ olabilmesi için Bakanlar Kurulu’ndan geçmesi lazımdı. Hani Bakanlar Kurulu?
En son ‘marifeti’ ise ‘Üst Koordinasyon Kurulu’ adı altında oldu.
Zaman zaman Cumhurbaşkanları tarafından toplanan bir ‘Koordinasyon Kurulu’ eskiden beri var. Anayasa’da böyle bir kurul yok, ama ‘güvenlik’ meseleleriyle ilgili makamlar bazı Cumhurbaşkanları’nca düzenli, bazılarınca arada bir toplanıyordu. Ancak ‘güvenlik’ dışında ‘Koordinasyon Kurulu’ toplantısı yapıldığını hatırlamıyorum.
İlginçtir, Cuma toplandığı duyurulan bu toplantıya KKTC’nin bazı üst düzey görevlilerinin yanı sıra TC’nin Kıbrıs’taki en üst düzey diplomatik ve askeri temsilcisi de davetliydi.
Hem Maraş, hem Covid, hem de hortum ve doludan oluşan zararları konuşmuşlar.
Maraş’ı anladık. Askeri bölgede, güvenlikle ilgili bir konu…
Peki ama Covid’in ‘Koordinasyon Kurulu’ ile ne alakası var?
Ya da ‘hortum ve dolu zararları’nın?
* * *
Kuşkusuz bunlar hükümetin ve ilgili bakanlıkların görevleri…
Ama ortada hükümet yok.
Tatar’ın adını ‘Üst Koordinasyon Kurulu’ koymasının sebebi de bu…
Bakanlar Kurulu’nun yerine kendince bir ‘mekanizma’ oluşturmaya çalışıyor olmalı…
Belki de ‘iyi niyet’le… ‘İşler yürümüyorsa bir yol bulalım’ gailesiyle…
Ama ‘iyi niyet’ olsa bile, devlet mekanizmasının çarkları darmadağın edilmektedir.
Her türlü müdahale ile seçildiği Cumhurbaşkanlığı makamına çıkarken elinden bırakmadığı Başbakanlık makamını Saray’a götüremeyen Ersin Tatar, yarattığı ‘idari boşluğun’ getirdiği sorunların asıl sorumlusudur.
Bu yüzden ‘bir şeyler yapayım’ diye adımlar atıyor ama attıkça batıyor, hukuken ucubeler yaratıyor, devlet çarkının dişlilerini bozuyor.
Bir sonraki toplantının adını ve de konusunu merak ediyorum doğrusu…