Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi (CMIRS)’ün her 3 ayda bir düzenli olarak gerçekleştirdiği çalışmaya göre, ‘Kurumlara güven puanları’ bugüne kadarki en düşük noktasında…
Kurumlararası en az güven duyulan kurum olan hükümetin güven puanı ise hiçbir dönemde olmadığı kadar düşük.
Haziran 2022 döneminde 500 kişi ile telefon anketi şeklinde yürütülen çalışmaya göre EN AZ güven duyulan kurumlar, HÜKÜMET, SİYASİ PARTİLER, MECLİS ve CUMHURBAŞKANLIĞI…
Cumhurbaşkanlığı’na güvende SERT DÜŞÜŞ!
Eylül 2020’ye kıyasla kurumlara güven puanlarında ciddi düşüşler yaşandığı tespitinin altı çizilirken, özellikle cumhurbaşkanlığına güven puanlarında bir önceki cumhurbaşkanına kıyasla oldukça büyük düşüş kaydedildi.
Mustafa Akıncı döneminde 3’ün altına inmeyen cumhurbaşkanlığı güven puanı bu dönemde 1.93 oldu.
Anket katılımcılarının 91.59%’u ‘Ülkeyi yönetenler halkın ihtiyaçları doğrultusunda hareket ediyor’ cümlesine katılmadığını belirtirken, bu cümleye katıldığını belirtenlerin oranı ise 8.42%.
86.41%... ‘ülkesini eleştirmek vatana ihanet etmek değildir’
Özellikle ifade özgürlüğü konusunun tartışılmakta olduğu bu dönemde bu çalışmada toplumun ifade özgürlüğü ve demokrasi bilincini ölçmek amaçlı sorular soruldu.
Ankete katılanların 86.41%i ‘ülkesini eleştirmek vatana ihanet etmek değildir’ cümlesine katıldığını belirtirken, bu cümleye katılmadığını belirtenlerin oranı ise 13.11%.
CTP birinci parti…
Nisan anketine benzer bir şekilde CTP birinci parti olmaya devam ederken, Hükümette olan partilerin destek kaybetmeye devam ettiği de gözlemlendi.
%63.27 EURO’ya geçilmeli…
Katılımcıların 63.27%si ‘döviz krizinin etkilerinin azaltılması için Kıbrıs’ın kuzeyinde Euro’ya geçiş yapılması gerektiği’ cümlesine katıldığını belirtti.
Bu cümleye katılmadığını belirtenlerin oranı ise 36.73%.
Anketin tamamı şöyle:
CMIRS Haziran 2022
Bu çalışma Haziran 2022 döneminde 500 kişi ile telefon anketi şeklinde yürütülmüş olup Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi (CMIRS)’ün her 3 ayda bir düzenli olarak gerçekleştirdiği çalışmanın devamıdır. CMIRS olarak her üç ayda bir düzenli olarak Kıbrıslı Türklerin siyasi güven, sosyal güven, bireysel özgüven, mutluluk algısını ölçmekte ve bu oranların zaman içerisinde birbiriyle ilişkisi yanında yaşadığımız gelişmelerden ne şekilde etkilendiğini de gözlemlemekteyiz.
Mine Yücel yorum:
Özellikle ifade özgürlüğünün sıkca tartışılmakta olduğu bu dönemde bu çalışmamızda toplumun ifade özgürlüğü ve demokrasi konularında ne derece bilinçli olduğunu ölçmek istedik. Çalışmanın sonuçlarına baktığımız zaman rahatlıkla söyleyebiliriz ki Kıbrıs Türk Toplumu ifade özgürlüğü ve demokrasi konusunda oldukça bilinçlidir.
İfade özgürlüğü ve demokrasi bilincini ölçmek amacıyla ülkede yönetenler tarafından sıkca kullanılan ‘eleştirmek vatana ihanettir’ veya ‘beğenmeyen gidebilir’ cümlelerine toplumun bakışını ölçtük.
Ankete katılanların 86.41%i ülkesini eleştirmenin vatana ihanet etmek olmadığını belirtmiştir. 64.89% ülkeyi sevmeyenlerin terk etmesi gerektiğine katılmadığını belirtmiştir. Kısacası toplum eleştirmenin vatana ihanet ve ülkeyi terk etmeyi gerektiren birşey olmadığını düşünmektedir. Benzer bir şekilde 62.9% ‘körü körüne’ devleti savunmaya karşı çıkmakta, 71.17% ise devletin her yaptığıyla gurur duymadığını belirtmektedir.
Buna karşılık 43% ülkede ifade özgürlüğü olmadığını dile getirmektedir. 91.59% ülkeyi yönetenlerin halkın ihtiyaçları doğrultusunda hareket etmediğini, 82.48% ise toplumda ekonomik olarak güçlü ama küçük bir grubun daha çok kazanması için çoğunluğun zarar gördüğünü düşünmektedir.
Bu sonuçlar ülkede demokrasi ve ifade özgürlüğü adına oldukça düşündürücü sonuçlardır. Demokrasi ve ifade özgürlüğü konusunda oldukça bilinçli olan toplumun ülkede demokrasi ve ifade özgürlüğü eksiklikleri karşısında kendisine hizmet etmesini beklediği kurumlara karşı oldukça büyük bir güven kaybı yaşıyor olduğu görülmektedir. Hukukla ilgili kurumlara güven devam ederken siyasi kurumlara güven yerle bir olmuş durumdadır. Ülkede küçük bir azınlığın çıkarları uğruna çoğunluğun zarar görüyor olduğu algısı da demokrasi adına oldukça düşündürücü bir bulgudur.
Ayrıca, ülkede nefret söylemi ve ırkçılığın oldukça yüksek olduğu bu dönemde 53.6% oranında bir kesimin nefret söyleminin yasaklanması gerektiğini düşünmesi ise sevindiricidir. Bilindiği gibi ülkemizde ceza yasasındaki nefret söylemi konusundaki madde sadece cinsiyet ve cinsel yönelim konularını kapsamakta olup ırkçılık ve diğer başlıklarda nefret söylemini suç olarak tanımlamamaktadır.
Genel İfadeler:
Özellikle ifade özgürlüğü konusunun tartışılmakta olduğu bu dönemde bu çalışmada toplumun ifade özgürlüğü ve demokrasi bilincini ölçmek amaçlı sorular sorulmuştur. Ankete katılanların 86.41%i ‘ülkesini eleştirmek vatana ihanet etmek değildir’ cümlesine katıldığını belirtmiştir. Bu cümleye katılmadığını belirtenlerin oranı ise 13.11%dir.
Katılımcıların 64.89%u ‘ülkeyi sevmeyenler terk etmelidir’ cümlesine katılmadığını belirtmiştir. Bu cümleye katıldığını belirtenlerin oranı ise 35.11%dir.
Katılımcıların 62.96%sı ‘yanlış işler yaptığını düşünsem de devletimi savunurum’ cümlesine katılmadığını belirtmiştir. Bu cümleye katıldığını belirtenlerin oranı ise 37.03%tür.
Katılımcıların 71.17%si ‘devletin her yaptığıyla gurur duymuyorum’ cümlesine katıldığını belirtmiştir. Bu cümleye katılmadığını belirtenlerin oranı ise 28.83%tür.
Katılımcıların 57%si ‘Bu ülkede kendimi özgürce ifade edebiliyorum’ cümlesine katıldığını belirtmiştir. Bu cümleye katılmayanların oranı ise 43%tür.
Katılımcıların 91.59%’u ‘Ülkeyi yönetenler halkın ihtiyaçları doğrultusunda hareket ediyor’ cümlesine katılmadığını belirtmiştir. Bu cümleye katıldığını belirtenlerin oranı ise 8.42%dir.
Katılımcıların 63.27%si ‘döviz krizinin etkilerinin azaltılması için Kıbrıs’ın kuzeyinde Euro’ya geçiş yapılması gerektiği’ cümlesine katıldığını belirtmiştir. Bu cümleye katılmadığını belirtenlerin oranı ise 36.73%tür.
Katılımcıların 82.48%i ‘Toplumda ekonomik olarak güçlü ama küçük bir grup daha çok kazanacak diye çoğunluk zarar görüyor’ cümlesine katıldığını belirtmiştir. Bu cümleye katılmadığını belirtenlerin oranı ise 17.52%dir.
Katılımcıların 53.6%sı ‘Bazı ülkelerde insanların kendilerinden olmayandan, yani ‘ötekinden’ nefret ettiklerini söylemeleri yasaktır. Ben bu uygulamayı doğru buluyorum’ cümlesine katıldığını belirtmiştir. 46.4% oranında bir kesim ise bu cümleye katılmadığını belirtmiştir.
Kurumlara Güven:
Kurumlara güven puanları bugüne kadarki en düşük noktasındadır. Kurumlararası en az güven duyulan kurum olan hükümetin güven puanı ise hiçbir dönemde olmadığı kadar düşüktür. Toplumun en çok güven duyduğu 3 kurum sırasıyla yargı, polis ve ombudsman’dır.
En az güven duyulan kurumlar ise:
- Hükümet
- Siyasi Partiler
- Meclis
- Cumhurbaşkanlığı’dır.
En çok güven duyulan kurumların hukukla ilgili kurumlar olduğu, en az güven duyulan kurumların ise siyasi olduğu görülmektedir.
Eylül 2020’ye kıyasla kurumlara güven puanlarında ciddi düşüşler yaşanmıştır. Özellikle cumhurbaşkanlığına güven puanlarında bir önceki cumhurbaşkanına kıyasla oldukça büyük düşüşler yaşanmıştır. Sn Akıncı döneminde 3’ün altına inmeyen cumhurbaşkanlığı güven puanı bu dönemde 1.93 olmuştur.
En çok memnun olunan kurumlar sırasıyla:
- Polis
- Yargı
- Ombudsman
En az memnun olunan kurumlar sırasıyla:
- Hükümet
- Meclis
- Cumhurbaşkanlığı
Kurumlara güven puanlarına benzer bir şekilde kurumlardan memnuniyet puanları da Eylül 2020’ye kıyasla oldukça büyük düşüşler yaşanmıştır.
Olası bir seçimde:
Nisan anketine benzer bir şekilde CTP’nin birinci parti olmaya devam ettiği görülmektedir. Hükümette olan partilerin destek kaybetmeye devam ettiği de gözlemlenmektedir.