Hükümete rahat vermeme koalisyonu

Fatma Azgın


Seçim öncesi ve sırasında başlayıp hükümet kurulması aşamasında sürdürülen ve hükümet kurulduktan sonra da aynı hızla devam “CTP’ye ve başkanına akıl verme” operasyonu çerçevesinde oluşan koronun söyleyip yazdıklarını iyi niyetli, mantıklı ve etik bulmak oldukça zorlaşıyor. Çünkü sözcüklerin gücü ile amacın ne olduğu sırıtıyor. Görüş belirttikleri yayın organları, siyasi pozisyonları, siyasi ilişkileri onları ele veriyor. Bu koroya, zaman zaman CTP’ye yakın çevrelerin hatta parti organlarında görev alanların da katılması çok manidardır.
Parti içi muhalefet onurlu bir tutumdur. Zaman zaman kurban olmak da vardır. 1994 yılının başında kurulan CTP DP koalisyonunda Dışişleri, İçişleri ve Maliye bakanlıklarının hiç birisinin CTP ye verilmemesini eleştiren yazı yazdığım için parti yönetimi tarafından  ihraç edilmek üzere disiplin kuruluna sevkedilmiştim. (Disiplin kurulunun bir kişi hariç tüm demokrat üyeleri beni aklamıştı)
Sözün kısası muhalefet etmenin kuralları vardır. Temiz düşünce, tutarlılık ve dürüstlükle yapılır. Vebaline de katlanılır. Onu bunu devirmek, başbakanlıktan ve başkanlıktan etmek için yapılırsa mutlaka hissedilir ve eleştirinin anlamı kalmaz.

Herkes biliyor ki, seçim sonuçları bir koalisyonu zorunlu kılıyordu. Hükümeti kurma görevinin, en fazla milletvekili çıkaran ve %40’a yakın oy alan CTP’ye verilmesi doğaldı.Seçmenin eğilimi, DP’nin geçmişe göre artan gücü nedeniyle CTP’nin bu parti ile hükümet kurmasını daha makul durumdu.
Tam bu ortamda koro devreye girdi ve CTP’nin UBP ile koalisyon kurmasının daha yerinde olacağını yaymaya başladı.

UBP’nin iç sorunları, hükümet olduğu dönemdeki uygulamaları ortada iken ve seçmene “hesap soracağız” sözü verildikten sonra CTP’nin  UBP ile koalisyon kurmasını teklif etmek ne kadar mantıklı idi?İdeolojik yönden bakılırsa UBP DP den daha mı tercih edilir durumdadır?Yurttaşın başkanını ve genel sekreterini vekil seçmeyerek UBP’ye verdiği dersi dikkate almayayıp seçmenin inadına mı gidilsin?
Diyelim ki bu öneri, AKP’nin tepkilerini azaltmak için yapıldı. CTP’ye ve oy verenlere saygısızlık olacağı bilinmiyor mu?Sonuçta bu koro CTP yönetimini etkiledi ve UBP ile de koalisyon görüşmesi yapılması kararlaştırıldı.
Benzer çevreler bu sefer DP UBP TDP koalisyonu kurulabileceğini yaymaya başladılar.
CTP’nin kafası karışınca ve UBP ile koalisyonun imkansız olduğu görülünce, DP’nin UBP ve TDP ile hükümet kurma hikayeleri yayılınca inanılmaz bir fikir ortaya atıp “CTP muhalefette de kalabilir!” dediler. Sanıyorum Yorgancıoğlu  ve herkes, bu noktadan sonra, koronun amacını anladı ve insiyatif kullandı ve hükümeti kurma kararı çıkardı. 
O sırada AKP yetkilisi Atalay Özkan beyi aradı ve Erdoğan ve kendisinin UBP ile hükümet kurulmasın daha uygun gördüklerini söyledi. Özkan bey parti meclisinin aldığı kararı iletti ve toplum tarafından alkışlanan saygın bir duruş sergiledi.
Bu sefer, hiç umulmadık kanallardan Özkan beye aba altından sopa gösterildi. 13.maaşlar, ekonomik yardım kesilirse ne yapılacaktı?
Bakanlar kurulunda kadın bakan eksikliği eleştirilecek bir durumdu. Her zaman cins eşitliğini savunan insanlar çıksın bu durumu kıyasıya eleştirsin. Ancak öyle insanlar var ki, geçmişte hiçbir kadına bakanlık verilmemesini eleştirmediler. Kadın kotası 1990 da geçtiği halde, seçim listelerinde kota uygulaması 2000’li yıllara kadar uygulanmadı ve ses  çıkarılmadı. Bunca yıl tek bir kadın bakan atanmıştı. Bir de Meclis başkanı.
Sn.Talat’ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle yapılan ara seçimde, son seçimde CTP’de seçilmeyenlerin en üst sırasında olan Şenay Ekingen yerine Özkan Yorgancıoğlu’nun  aday yapılmasına kimsenin gıkı çıkmadı. Bir tek ben makale yazarak Şenay hanımın hakkının yendiğini söyledim. Geçmişte, Oya Talat’ın ön seçimle Girne Belediye Başkanlığı  adaylığı engellendiği zaman ve halen Oya’ya haksızlık yapıldığını söylerim.

CTP’li kadınların oluşturduğu FEMA’nın son seçim öncesi Kıbrıs Postası’na röportaj verip CTP adaylarından Doğuş ve Tufan’a oy verilmesini istemelerini, CTP’den aday olan diğer kadın adayların yok sayılmasını  yadırgadığımı belirtmek isterim.

Sonuç olarak şu ana kadar yapılan eleştirilerin çoğunu samimiyet ve tutarlılıktan yoksun buluyorum. Kadın bakan isteniyor ama kendi istedikleri kadın bakan olmalı.. Hükümette olmak isteniyor ama başbakan ve parti başkanı Özkan bey olmamalı..
Toplum önünde olan ve söz söyleyen herkesin seçmene saygı göstermesini bekliyoruz. Bilinsin ki, bu yakışıksız durumlar halkın belleğinde  yerini almıştır.
Hükümet icraatları başlasın, somut yanlışları dürüstçe eleştirmek herkesin hakkıdır. Şu ana kadar Özkan beyin sabırlı ve terbiyeli davranmasını takdire şayan buluyorum..Kavga dövüş yerine sessizce mücadele sürdürüyor.