Hükümeti kurma görevi Genel Başkan Faiz Sucuoğlu dışında bir UBP’li vekile verilirse eğer…
Muhalefet en sert tepkiyi oraya koymalıdır.
Dünyaya deşifre etmelidir bu rezilliği!
***
Öyle “ama”sı, “yani”si, “hani”si olmaz bunun!
Şimdiden de duyurmalıdır: Böylesi bir durumda bu “maskaralığın” ortağı olmayız.
Demokrasi ya da iradenin “mış gibi”si dahi kalmayacaktır o zaman!
***
Bu ülke hükümetsiz mi kalacak?
Asıl soru şu olmalı.
“Bu toplum iradesiz mi kalacak?”
***
Bir uzlaşı hükümeti kurulabilir ve Meclis de güvenoyu verir.
Seçim Yasası değişebilir örneğin…
Bir de Yurttaşlık…
Yeni seçim tarihi de dâhil ciddi bir takvim açıklanmalıdır.
Bir senelik belki!
Hedef “irademizi ve demokrasimizi geri almak” olmalıdır.
Ciddi bir sivilleşme, demokratikleşme, ekonomiyi ayağa kaldırmak için eylem planına ihtiyaç vardır.
***
Zor mu?
Hem de nasıl zor!
Bu kadar “şahsiyetsiz” olmasından iyidir elbette…
Bedel ödemezsen manzara bu işte!
Bunu da yaparsa eğer!
“Eşit, egemen, ayrı devlet” derken KKTC’yi vilayetten beter bir ucubeye dönüştürdü, Ersin Tatar!
Kıbrıs sorununa dair çözüm formülleri üzerinden ayrışırdı geçmişte siyaset…
“Çözümsüzlükten kurtulmak” temelli bir tartışma vardı.
Şimdi bu “Türkiye’den kurtulmak” hisli bir odağa evrildi.
***
Diyorlar ki, hükümeti kurma görevi için Ulusal Birlik Partili milletvekilleri Hasan Taçoy ya da Ünal Üstel’le anlaştı.
Bunu da yaparsa eğer Tatar!
Bunu da yaparsa…
“İlhak lideri” olarak anımsanacak hep…
Kahırla…
Küfürle…
Utançla…
KKTC aklıyla olmaz!
Şimdi kimileri, “Yeniden sandıklar kurulsa, hükümete bir başka zihniyet gelse, ne olacak” diyor.
***
“KKTC” aklıyla olmaz!
Bu “statü” ile mümkün değil!
Yüzümüzü dünyaya döner, ezberimizi bozarsak hayat da değişir.
Ciddi fırsatlar var önümüzde, Maraş’ı yasal sahiplerine iade ederek, Mağusa Limanı ve Ercan’ı Birleşmiş Milletler gözetiminde dünyaya açmak gibi…
Euro’ya geçmek gibi…
***
“Buna izin vermezler” diyeceksiniz.
İşte o durumda dünyaya deşifre edeceğiz, adanın kuzeyinde yönetimin kimde olduğunu…
Garantör mü var burada, işgalci mi?
Alt yönetim mi ada yarısı, siyasi eşit bir yönetim mi?
***
Maraş’ın devrini müzakere ederken, ekonomik faydaları da masaya getirebiliriz.
Ercan ve Mağusa için de öyle…
Euro’ya geçişi örneğin güven yaratıcı bu paket içinde müzakere konusu yapabiliriz.
***
Cesaretle siyaset yapmalıyız, tutsak olmak ya da yoksullaşmak yerine…
Var olmakla, kaybolmak arasında bir süreç bu!
Yıllık geliri 80 bin TL’yi aşmayanlara destek
Yıllık geliri 80 bin lirayı aşmayan işçiler ve on sekiz yaş üzerinde, anne babasından ayrı yaşayan işsizlere enerji ve akaryakıt desteği verilmelidir.
Avrupa’da ekonomik kriz süreçlerinde bunu uygulayan ülkeler vardır.
Şimdi diyeceksiniz ki bu kadar “bütçe açığı” varken bu kaynak nasıl yaratılacak?
Bal gibi de yaratılacak!
Öncelik bu kesim olacak.
***
Önce kayıt dışılık önlenecek.
Vergiler bir tamam alınacak.
Ciddi tasarruf yapılacak ardından... İnsan yaşamıyla doğrudan ilgili işler dışında yıl sonuna kadar ek mesailer şartsız kaldırılacak.
‘Ek mesai’den doğacak hizmet açığı, mesai saatlerinde verimli çalışmayla giderilecek.
***
Yine de para yoksa eğer…
O zaman belirli bir mevduatın üzerinden vergi alınacak.
Güneyde ekonomi dibe çöktüğü zaman 'Varlık Vergisi' uygulanmış; 100 bin Euro’nun üzerindeki mevduatlardan % 9.9, 25 bin Euro’dan 100 bine kadar da % 6.7 vergi alınmıştı. “Servet Vergisi” de bir seçenek ancak orada 9 milyon lira üzerinde serveti olanlarda söz ediliyor yalnızca...
***
Yine kaynak yetmezse...
Yasa yapılacak, bir çizgi çekilecek maaşlara!
15 binle 20 bin arası maaş ve tahsisatlar bir fona aktarılacak, yıllık geliri 80 bin lirayı aşmayan insanlar için...
***
Böyle aşılacak zor günler!
söz sandığım
"Aldatmanın egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir"
-George Orwell