İki ay öncesine kadar, öyle veya böyle bir UBP-HP koalisyon hükümeti vardı. Cumhurbaşkanlığı (CB) seçimlerinin öncesinde oluşan AKP-UBP işbirliği, HP’nin lideri Özersay’ın seçimi kazanma olasılığını sıfırlamıştı; dolayısıyla HP’nin hükümetle ilgili keyfi kaçıktı… Halbuki, HP daha önce ortaklardan biri olduğu Dörtlü Koalisyonu, Özersay’ın UBP-HP’nin ortak CB adayı olması umuduyla bozmuştu. Bir de Özersay’a ait olan Maraş’ın açılması projesinin CB seçimlerinin hemen öncesinde Erdoğan-Tatar işbirliği ile ve Özersay dışlanarak uygulamaya konulması HP’nin hükümetten çekilmesine neden oldu; o günden beri KKTC’nin hükümeti yok…
CB seçimleri bitti, yeni CB Tatar hükümeti kurmak görevini UBP’nin başkanvekili Saner’e verdi. Mevcut UBP-HP koalisyonunun ortaklaşma protokolünün yenilenerek devam edeceği beklentisi vardı ama HP Saner’i onbeş gün uğraştırdı ve yeni bir ortaklaşmayı reddedti… CB Tatar bu defa hükümeti kurma görevini CTP Başkanı Erhürman’a verdi. Bir haftalık çalışma sonucunda Erhürman hükümeti kuramayacağı kanısına varıdığı anda, HP marifetiyle eski Dörtlü Koalisyon’un yeniden oluşabileceği havası yaratıldı… Halbuki Erhürman yeni hükümet oluşmasının acil ihtiyaç olması nedeniyle, kuramayacağı kanısına vardığında görevi hemen iade edeceğini ve onbeş günün dolmasını beklemeyeceğini söylemişti… YDP ve Dörtlü Koalisyon’un CTP dışındaki ortakları, Erhürman’ın görevi iade etmeyip yeni bir deneme yapmasını önerdiler ve cesaret verdiler. Anahtar parti HP idi…
Öyle toplantı, böyle toplantı, değerlendirme üstüne değerlendirme derken, Erhürman oluşturmasını istedikleri Dörtlü Koalisyon’un çalışabileceğine dair güven duymadığını belirterek dananın kuyruğunu kesti… Güvensizliğin kaynağında da HP vardı… Hükümeti kurmakla görevli Erhürman’ın başbakan olmasını istemediler… Erhürman sorun etmedi ve yeni bir hükümeti oluşturma gayretine devam etmek istedi… HP’li vekillerden bazıları oluşabilecek hükümete, parti kararı olsa bile güvenoyu vermeyeceklerini söyledi; birisi de Türkiye’den para alabilecek hükümete destek vereceğini açıkladı… Nazi işkencesi gibi tavırlara girdiler… Erhürman da hükümeti kağıt üstünde kursa bile, HP’nin dengesiz ve tutarsız tutumları nedeniyle, seçim hükümeti olsa bile, herhangi bir icraat yapabileceğine güven duymayarak, kestirip attı ve görevi CB Tatar’a iade etti; HP’ye daha fazla tahammül etmek gereksizdi…
Şimdi hükümeti kurma sırasında kim var?! HP’nin beklentisi, Özersay… HP’nin şerrine uğramış CB Tatar Özersay’ı sıraya koyar mı; öyle bir sıra izlense bile UBP ve CTP Özersay’a ortak olur mu?! Cevabı kendinden izahlı bir durum… Dolayısıyla, görev yeniden Saner’e… Bu durumda HP, UBP ile ortaklaşmayı kabul edecek mi?! Etse dert, etmese dert… Kabul ettiği varsayılsa, ortaklaşma koşullarında artık pazarlık gücünü yitirmiştir; UBP ne verirse razı kalacak… Razı olmazsa, UBP çok naz çekmeyecek; HP ile ortaklaşma fikrini terk edecek… Okkanın altında kaldı mı HP?! Yani, her iki durumda da HP kaybedenler klübünde olacak… HP ile hükümet kuramaması durumunda, Saner’in seçenekleri ne? Ya CTP ile Mayıs 2021’de erken seçim hedefleyen bir hükümet, ya da gene aynı tarihte erken seçimi hedefleyen bir UBP-DP-YDP azınlık hükümeti… Her iki seçenekte de anahtar CTP’nin elinde olacak; böyle bir durumda CTP’nin yetkili organları stratejik bir karar verecek.
Bunlar da olmazsa, kaçarı yok, bu koşullarda hemen seçim… Tutun ki böyle bir durum gelişti; Yüksek Seçim Kurulu’nun mevcut seçim yasası ile yeni bir genel seçim yapılmasının dramatik zorlukları konusunda uyarıları var… 2021 bütçesi yapılmamış bir durum var… Türkiye ile imzalanacak olan 2021 yılı Mali ve Ekonomi k Protokol’ün hazırlanması var… Ekonomide ve toplumsal sağlıkta da dünya kadar sorun var… Ne olacak bu memleketin hali, ne olacak yurttaşın hali?! İyi olacağını iddia edebilecek ne bir siyasi, ne de bir yurttaş olabilir… Peki, tüm bunların müsebbibi kim? Tereddütsüz bir cevabı var bu sorunun: HP. Karagöz-Hacivat gölge oyununun başlangıcında Hacivat’ın “Yıktın perdeyi eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim heman” tekerlemesi var ya, Kuzey Kıbrıs’ta durum bunun gibi… Gölge oyununun sahne kurucusu AKP-UBP, perdeyi yıkan da HP… Sahip mi?! Kıbrıslı Türkler…
Bu oyunu bozacak olan da, bu perdeyi tamir edecek olan da Kıbrıslı Türkler adına CTP… Kaçarı yok…