Yaklaşık bir sene önce konu yine gündeme gelmişti.
Kredi faizlerinde ‘tavan’ uygulanmasını öngören bir yasa tasarısı bankacılarla hükümet yetkilileri arasında tartışılmış, ardından rafa kaldırılmıştı.
Bugünlerde o taslak bir kez daha finans sektörünün önüne konuldu.
Adı “KKTC’de Borç İlişkilerinde ve Borçlanma İşlemlerinde Uygulanacak Faiz Kurallarını Düzenleyen Yasa”…
İlgili çevrelerde kısaca “Faiz Yasası” diye anılıyor.
Taslak, bankaların kullandırdığı kredilerde faiz oranlarının TL’de yüzde 16, dövizde ise yüzde 9 ile sınırlandırılmasını öngörülüyor.
Taslakta enteresan bir de ‘geçici madde’ var.
Bu ‘geçici madde’ye göre taslağın yasalaşması halinde burada öngörülen kurallar ‘geriye’ doğru da işleyecek. Hem açılmış borç davalarında hem de bankalarla borçlu arasındaki itilaflarda geçmişe de şamil olacak.
Mevduat kredilerinde ise faiz üst sınırı yok.
**
Taslak geçen yıl gündeme geldiğinde, banka yönetimleri kanadından ciddi ikazlar yapılmış, taslağın geri çekilmesi talep edilmişti.
“Faiz Yasa Taslağı”na itirazlar özetle şöyleydi:
· Faizde ‘narh’ uygulaması AB ülkeleri ve TC dahil hiçbir ülkede yoktur.
· Kredi faizlerine sınır getirmek mevduat faizlerini de etkileyecek ve mevduatların yurt dışına kaçışı hızlanacak.
· Bankaların ‘gelir’ kalemi sınırlandırılırken ‘gider’ kaleminin aynı uygulamaya sokulmaması gelir-gider dengesizliği yaratacak.
· Sektörün riskleri gereği ‘faizde üst sınır’, pratikte uygulanabilir bir yöntem değil.
· Türk Lirası ile ilgili bütün para politikaları Türkiye’de alındığından, faiz oranlarıyla ilgili Kıbrıs’ta herhangi bir karar vermek veya yasa yapmak ekonomik gerçeklikle bağdaşmaz.
· Mevduat faizleri bu durum karşısında gerileyecek, halkın birikimlerine sağlanan nema aşağıya çekilecek.
· Kredi talepleri ‘tefeciler’e yönlenecek, kayıt dışılık artacak.
**
O günlerde banka yöneticilerinin itiraz ettiği “Faiz Yasası” kapalı kapılar arkasında yeniden tartışılıyor şimdi…
Ülkedeki ekonomik kriz, daralan para hacmi, dövizin değer kazanması ve işsizlik, alım gücünün gerilemesi gibi temel göstergelerin ucu aşağıya gittikçe bu tür konuların gündemden düşmesi mümkün değil.
Yüksek faizler sorunun bir parçasıdır.
Ancak herkes de biliyor ki KKTC devletinin parası da yoktur, para politikası da, paraya müdahale edebileceği enstrümanı da…
Dolayısıyla yukarıda özetlenen ve bankacıların genelde tepki gösterdiği yasa taslağı biraz ‘şov’ kokuyor!..
Sanırım ‘şov’un iki ‘hedef kitlesi’ var.
Birincisi, yüksek kredi faizlerinden şikayetçi olan halk…
İkincisi ise, çok ciddi borçları nedeniyle dara düşmüş kimi ‘etkili’ isimler…
Tasarı ile her iki kesime de “bakın işte bir şeyler yapmaya çalışıyoruz” mesajı verilmiş olacak.
Ayrıca bu taslağa ‘alenen’ karşı çıkanlar da halka şikayet edilecek.
Günün sonunda hükümet ‘mafiş kurban’ deyip ellerini sabunla yıkayacak, köşesine çekilecek.
‘Faize narh’ı yasalaştırmak ve hele uygula(t)mak mümkün gibi görünmüyor.
Görünen sadece ‘şov’ şimdilik…