Sağlık Bakanı Dr.Ahmet Gülle 28-30 Kasım 2013 tarihinde gerçekleştirilen Sağlık Çalıştayı raporunu kamuoyu ile paylaşmıştır.
Bakan, Çalıştay’da ortaya çıkan bulgulara dayalı stratejik plan çalışmasını Şubat 2014’te hazırlayıp Bakanlar Kurulu’na sunacağını belirtti.
Diğer yandan, planın uygulama kısmı ve zaman çizelgesi, sorumluluklar ve kaynak kullanımlarının da Mart 2014’te yürürlüğe gireceğini belirtti. Bakan, sağlık sektörünün yeniden yapılanma süresinin Ocak 2015 başlayıp Aralık 2015’te tamamlanacağını vurgulamıştır.
Ahmet bey kişi olarak verdiği sözleri yerine getirecek yapıda bir kişidir. Ancak siyasette kişiyi aşan sorunlar olabileceğini, 2015 yılına kadar bu hükümetin ayakta kalıp kalmayacağının meçhul olduğunu, geçmiş ve yakın deneyimlerimizden ötürü düşünmeden edemiyoruz ve bu açıklamalara temkinli yaklaşıyoruz.
Bu nedenle yeni sistemin 2015’e kadar uzatılmadan veya büyük bölümünün 2014 yılında tamamlanması uygulama riskini azaltacaktır. Ayrıca, sağlık yardımı alan yurttaşların memnuniyeti arttıkça, yani bakan halkın desteğini arkasına alabilirse siyasi ve mesleki engellemeler ve pürüzlerin aşılması daha kolay olabilecektir.
Türkiye’de Erdoğan hükümeti, sağlık örgütlerinin ve bu alanda meslek yürütenlerin tüm itirazlarına rağmen, yeni uygulamalarında halkı yanına almış ve yürümüştür. Tam gün yasası birkaç kez Danıştay’a kadar gitmiş ama hükümet yılmayıp bu sistemi uygulatmıştır.
Bizim bakanımızın da hastahanelerin ve hekimlerin diğer sağlık çalışanlarının “tam gün” çalışmasından yana olduğunu herkes biliyor. Hatta bir dönem önce partisiyle bu konuda ters düştüğü için seçimlerde aday olmamıştır. Geçen Temmuz ayında aday olup seçilmiş ve sağlık bakanı olmuştur. Bir beyanatında hastahanelerde tam güne geçeceğini vurgulamıştı.
Ülkemizde, sağlık konusuyla ilgilenen benim kuşaktan veya yakın kuşaktan sağlık alanında meslek sahipleri ve meslek örgütleri, 1974’ten günümüze kadar ciddi çalışmalar yapıp sağlık sistemimizi nasıl düzeltebileceğimiz konusunda günlerce süren toplantılarda kafa yormuş ve raporlar hazırlamışlardır.
Bu toplantılara ek olarak “Kalkınma Planlarında” da bu konu hep görüşülmüş yapılması gerekenler kayda geçirilmiştir.
Bence, bugüne kadar en mükemmel çalışma 2000 yılında hazırlanan “Sağlık Master Planı” idi. Çünkü bu çalışma sağlık konusunda uzman kişilerin-ki hekim hastahane yöneticileri gibi uygulayıcılar, sağlık yönetimi ve ekonomisi konusunda aylar süren ön çalışma sonrası yapılmış,önerilen yeni sağlık modelinin bedeli de açıkça belirtilmişti.
I.Sağlık Şurası (Mart 1991)nda 3 komisyon toplanmış ve sistemle ilgili en önemli konular,”Genel Sağlık Sigortası ve Sağlık Sistemi ile İlgili Çalışmalar” konusunda rapor hazırlayan I.Komisyonun aldığı kararlarının bazı maddelerine baktığımızda toplum olarak, “kaliteli, çağdaş ve eşitlikçi sağlık sistemi” kurmakta ne kadar geç kaldığımızı görebiliriz.
I. Genel Sağlık Sigortası
Tek tip sosyal güvenlik sistemi içinde Genel Sağlık Sigortası kurulması,. Mevcut S.S Sağlık sigortası geliştirilip Genel Sağlık Sigortası’na dönüştürülebilmesi için mevcut sağlık sisteminin bu amaca uygun olarak iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve olanakların en üst düzeyde ve rasyonel hizmet verecek şekilde yaygınlaştırılması öngürülmüştür. Bu amaçla gereksinim duyulan kaynakların aşağıdaki şekilde sağlanması:
a) Devlet bütçesinden sağlığa ayrılan pay %10’un üzerine çıkarılmalı..
b) S.Slıların sağlık primlerinin artırılarak bu kaynağa aktarılması
c) Sağlığa zararlı sigara, içki gibi maddelerin ithallerinde ek sağlık vergisi alınması
d) Kazazedelere verilecek sağlık hizmetlerinin özel sigortalardan istenmesi
e) Her türlü sağlık hizmetinden alınmakta olan ücretlerin bu fonda toplanması..
1991 yılında karara bağlanan,bugüne kadar çözemediğimiz birkaç sorun:
“Yataklı tedavi kurumlarındaki hasta bakımı, labaratuvar, tedavi,ameliyat ve rehabilitasyon hizmetlerinin sabah ve öğleden sonra olmak üzere tam kapasite ile yürütülmesi..( Dr.kaya Bekiroğlu’nun ısrarlı tutumuyla yazılmıştır)
“Yataklı tedavi kurumlarındaki poliklinik hizmetlerinde eczacılık hizmeti verilmemesi, ancak yatılı hastalara klinik eczacılık hizmeti verilmesi....”
“Yataklı tedavi kurumlarında istatistiklerin düzenli şekilde bilgisayar ortamında tutulması..”
Görüldüğü üzere geçmişten günümüze sorunlar aynı..Sorun galiba “düzeltmek”le ilgili...Yine de umalım derim!