“İbretlik” kurultayda sular durulmuyor

Serkan Soyalan

   Ulusal Birlik Partisi’nin hafta sonu gerçekleşen kurultayı sonuçlandı ama tartışmaları hala devam ediyor.

   Kurultayda oy verme işlemi devam ederken, Kanal Sim ve Yenidüzen ortak yayınına konuşan UBP Genel Başkan adayı Hasan Taçoy, “Bu kurultaya şaibe karışmıştır” dedi. Taçoy’un neyi ve neleri kastettiğini salonda olan bizler de açık bir şekilde gözlemledik. Canlı yayınlarımızda da anlattık, uyardık.

***

   Aslında kurultay salonunda gözlemlediğimiz, minik bir Kuzey Kıbrıs yönetimiydi. Hükümet olan bu zihniyet, ülkeyi de aynen bu kurultay gibi yönetiyor. Dahası, bu yönetimin normal, güzel ve çağdaş olduğunu düşünüyor. Bunu da “istikrar” diye diye yapıyor.

   Bu tartışmalar, oyların sayılıp da kazananın açıklanmasının ardından da dozajını artırarak devam etti.

***

   Basına yaptığı açıklamalarda Başbakan Ünal Üstel tarafından tehdit edildiğini de söyleyen Taçoy, önemli iddialarda bulundu.

   “İbretlik” kurultay sonrasında Taçoy, devletin ve partinin tüm imkanlarının tek bir aday lehine seferber edildiğini vurguladı.

   Salonda gözle görülen kaosa da dikkat çeken Taçoy, “Bu kurultay demokrasiye derin yaralar açacaktır” dedi. Halbuki ne kadar yaralar açılmış ki son dönemde bu ada insanın yüreğinde, demokrasisinde ve yaşamında. Keşke bunların da gailesini çekebilselerdi zamanında…

***

  A4 kağıdına imza atılarak oy kullandırıldığını ve kimlerin oy kullandığını bilmediklerini iddia eden Taçoy, bunun divan tarafından da açıklanmadığına da dikkat çekti. Zaten salonda kurultayı takip ederken, canlı gözlemlerimizi izleyicilerimizle an be an paylaştık. Orada gördüğümüz kaos ve düzensizlik, bu kurultayın sağlıklı bir sonuç çıkaramayacağının da göstergesiydi.

   Aynı sandığa, aynı anda giren insanlar mı istersiniz?

   Elden ele aleni dolaşan listeler mi?

   Oyunu kullandıktan sonra yanındaki kabinde oy kullanan kişiyle sohbet edenler mi? 

   Ve dahası…

***

   Seçimin baştan sona şaibeli olduğuna vurgu yapan Taçoy, park yerinde dahi oy kullandırıldığı iddialarının kendilerine ulaştığını söyledi. Bunların her biri çok ciddi ve üzerinde durulması gereken iddialar.

***

   Sadece Hasan Taçoy da değil, Kurultay Divan Başkan Yardımcısı Yasemi Öztürk de kurultay sonrasında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

   “Kurultayda başkanın usulsüzlüklere göz yumması inanılmazdı” diyen Öztürk, “Bir kişi gelip ‘Ben üye değilim ama A4 kâğıda imza attım, oy kullandım’ dedi. Buna rağmen başkan, ‘Ne yapalım, artık oy kullanılmış’ diyerek, olayı geçiştirdi” iddiasında bulundu.

   Böylesi önemli iddialarla gerçekleşen bu kurultayda, Savcılık’ın, polisin ve diğer yetkili makamların devreye girip de müdahalede bulunmaması da, sorgulanması gereken bir konu.

   Bu iddialar ortadayken, bu seçimin demokratik ve sağlıklı olduğunu hiç kimse iddia edemez.

***

   Oyların çalındığına dair iddialar var…

   Öztürk, “Oy sayıları tutmadı. Oylar çalındı” derken, Parti Meclisi’nde kullanılan oylarla, başkanlık seçiminde kullanılan oyların sayısının da uyuşmadığını, seçim boyunca Divan’a yapılan hiçbir şikâyetin dikkate alınmadığını ve hiçbirine cevap verilmediğine de dikkat çekti.

***

   Atatürk Spor Salonu’nda yaşanan kurultayla ilgili iddialar bunlarla da sınırlı değil.

   ‘Sahte diploma soruşturması’ kapsamında hakkında dava açılan Fatoş Ünal’ın kurultayda kendisini tehdit ettiğini iddia eden Öztürk, “ Kurultayda Fatma Ünal yanıma geldi ve bana ‘Senin kocanı kim üye yaptı? Ne işi var burada?’ diye bağırdı. ‘Polis çağırıp attırayım buradan’ dedi. Ona dedim ki; ‘Sen kimsin? Küçük Başbakan mısın?’ Bana seçimden sonra görüşeceğiz” dedi.

***

   Sadece Fatoş Ünal’ın, Öztürk’ü tehdit ettiği iddiaları değil, başka iddialar da var… Üstel’in de Taçoy’u tehdit edip, üzerine yürüdüğü iddiaları gibi…

   Tehdit gerekçesi de Taçoy’un halkın arasında çok gezmesiymiş…     

   Başbakanlık makamındaki Üstel, daha önce de Teknecik Elektrik Santrali’nde düzenlenen eylemde, EL-SEN Başkanı Tuğcu’nun da üzerine yürümemiş miydi? Orada yaşananları da unutmayalım…

***

   Kurultayda Hasan Taçoy’un ekibinde bulunan Hasan Kozansoy’un açıklamaları da bir yere not edilmeli.

   “Delege olmayan kişilerin ceplerinden tomarla oy pusulası çıktı”, “İnsanlar birden fazla oy kullandı” ve “Sandıklardan balyalarca ve iç içe oy ve fotokopi pusulaları çıktı” şeklinde çok büyük iddialar var.

***

   Ve tüm bu iddiaların ardından Yüksek Seçim Kurulu’ndan da bir açıklama geldi ve “Yetkimiz yok” dendi.

   Yapılan açıklamada Yüksek Seçim Kurulu`nun görev ve yetkilerinin 5/1976 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasası ve 49/2015 sayılı Siyasal Partiler Yasası`nda düzenlendiği hatırlatıldı.

   “İlgili yasalar uyarınca Yüksek Seçim Kurulu`nun herhangi bir siyasi partinin genel başkan veya ilçe yönetimleri için yapılan kurultay ve kongrelerinde yer alma veya denetleme görevi ihdas edilmemiştir ve yasal yetkisi bulunmamaktadır” denildi.

***

   Şaibenin, şantajın, kaosun, iddiaların, tehditlerin havada uçuştuğu bir kurultaydı UBP’nin gerçekleştirdiği.

   Şimdi bundan sonrası bekleniyor.

   Bu iddialar yargıya taşınmalı. Yapılan usulsüzlüklerin hesabı sorulmalı ve kafalardaki soru işaretleri giderilmeli. Aksi takdirde, UBP’nin 23’üncü kurultayı da her daim şaibelerle anılacak.