Yeni hükümet kuruluyor.
Ülkenin ‘ilk KADIN Başbakanı’ görevi aldı...
Çok heyecan verici...
Yeni dönem, ‘kadın bakışı’ ile siyasete yön verir, umalım ki...
Cinsiyetin ‘kadın’ olması yetmez elbette...
Önemli olan hem ‘feminist kültür’, hem de siyaseti çirkinleştiren ‘popülist ve ilkesiz’ yaklaşımların son bulması...
***
Eski Başbakan, Ankara’ya “veda”ya gitti... Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Erdoğan ile görüştü...
Erdoğan’ın derdi, kendine yetiyor, şu günlerde...
TC Büyükelçisi’nin de Küçük’e eşlik etmesi, farklı spekülasyonları gündeme getirdi.
Kimileri dedi ki, “Geçici hükümete baskı yapılmasını isteyecek. Böylece maaşlar ödenemeyecek...”
Bana hiç inandırıcı gelmedi.
Büyükelçi’nin İrsen Küçük’le birlikte Ankara’ya gittiğini teyit ettim.
Dönüşte bir açıklama yapılır umarım.
‘Devrik’ bir Başbakan’a eşlik etmek acaba ne kadar doğru?
***
Yeni bir hükümet oluşacak.
Elbette ‘icraat hükümeti’ değil, ‘seçim hükümeti’ olacak bu...
Ancak...
Eğer ki ‘Küçük Hükümeti’ne güvensizlik belirtilmiş, bir yenisi göreve gelmişse, ‘sembolik’ kalmamalı...
O zaman sorarlar, “Bu hükümet niye kuruldu” diye...
Bakanlar’ın ‘dışarıdan’ atanması yönünde prensip kararı var.
Doğrusu da buydu...
‘Fırsat bu fırsat’ denilerek, ‘katmerli emeklilik ikramiyeleri’ yaratılmamalı çünkü...
***
Bu hükümetin iki görevi olmalı...
Seçime ‘sağ salim’ yürümek...
Ve...
‘Yangından mal kaçırırcasına’ alınan kararlarda yürütmeyi durdurmak...
Yani yurttaşlıklar...
Yani Vakıflar’ın kiraladığı araziler...
Yani özel izinler, ayrıcalıklar...
İncelemeye şüpheli ne kadar Bakanlar Kurulu kararı varsa...
Ve ‘dondurmak’, geri almak, durdurmak, seçim sonrası oluşacak hükümete bırakmak son kararı.
***
Tüm bunlar hukuken mümkün mü?
Eğer hükümet, bu işlemlerin ‘hukuka aykırı’ olduğunu tespit ederse, verilen kararları ‘geri alma’ hakkına sahiptir...
Bu yapılmalıdır...
‘Geçici’ de olsa, bu hükümet, kendi duruşunu ve göreve gelmesinin önemini göstermelidir...