İHANET

Cenk Mutluyakalı

SEÇİM DEĞERLENDİRMELERİ (3)
 

- ‘Hain…’
- ‘Ahlaksız…’
- ‘Arkadan hançer…’
- ‘Ayağa kurşun…’
- ‘İhanet…’

***

Bu sözleri Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne senelerini adamış insanlar, birbirlerine söylüyorlar…
‘Kelimeler’in canı yanıyor çıktıkları dudaklardan dökülürken...
Üstelik ‘konuşmak istemezdim’ diye başlıyorlar söze…
İyi ki de ‘istemiyorlar’ (!)
Ve tümü parti yetkili kurullarında görevli bu insanlar, senelerce sembol olmuş farklı yüreklerde...

***

SEÇİM sonrası yaşanan bu ‘düello’ , sandık sonuçlarından çok daha fazla yaralıyor partiyi, siyaseti, geleceği.
Kendi çocuklarını kendi elleriyle ‘boğuyorlar’ adeta, içlerinde biriken ‘öfkeli kalabalığın’ sesiyle...
Korkarak, ürkerek, uzaklaşarak izliyor toplumun geniş kesimleri...
Kimi ‘avuç ovuşturuyor’ keyifle...
Tam bir ‘cinnet’ hali…

***

“Tuz da kokmuş” durumu yaşanıyor,  “yara” giderek dönüşürken kangrene…
“Çıkış yolu görmüyoruz” diyor pek çok Cumhuriyetçi Türk Partili...
‘Hırs’ aklı yeniyor, ‘kin’ gözleri köreltiyor, ‘sevgisizlik’ törpülüyor yüreği.

***

“Bilinç” yoksa mücadele olmaz…
“Değerler” yoksa da siyaset…

***

“Çıkış yolu” vardır mutlaka.
Ama “sihirli değnek” değil bu...
Yani öyle “dokununca” hayatı değiştirecek bir formül ya da bir ‘insan’ aramasın kimse, bulamaz ortada.
Daha fazla katılımcılık, eğitim, bilinç; çok daha fazla demokrasi ve paylaşım olmalı çıkış yolu.
Öyle laf ola ‘katılımcılık’ değil ha!
Karar üretmek birlikte...
Ve ŞEFFAFLIK kesinlikle...
Çok daha fazla inmek tabana...
Daha fazla diyalog, hiç korkmadan daha fazla tartışma...
Çok daha ‘barışık’ olabilmek yaşamla...
Ama dedim ya ‘bilinç’ ve ‘değer’le...
Öyle sorunların ‘etrafından’ dolanınca çözüm olmadığını anlayarak, yüzleşmekle....

***

‘Kelimeler’in canı yanıyor çıktıkları dudaklardan dökülürken...
Nasıl ‘kıyıyorlar’ onca emeğe…
Dur, durak bilmeden...