İhanetin cezası bellidir

Tümay Tuğyan

İttifak işinden vazgeçilmiş.

Ulusal Birlik Partisi yönetiminin kararı bu yönde.

UBP’nin karar gerekçesi, Serdar Denktaş’ın ‘prensip anlaşmalarına’ uymayan tasarruflarda bulunması ve İskele’de, halihazırda bir milletvekili olan Hüseyin Avkıran Alanlı’yı aday göstermekteki ısrarı.

Ancak Ulusal Birlik Partisi genişletilmiş yönetim kurulu kararına baktığınızda, dikkat çeken bir unsur daha var.

Hüseyin Özgürgün, her ne kadar ‘hükümet işini ayrı tuttuk’ dese de, UBP açıklamasında Demokrat Parti’nin aldığı ‘hükümete devam’ kararına da işaret edilme gereği duyulmuş.

Özgürgün’ün toplantı sonrasında yaptığı açıklamada ‘prensiplere’ ilişkin bir soruyu yanıtlarken söyledikleri de ayrıca dikkat çekici:

‘(...)Herhangi bir şekilde, UBP – DP hükümeti oluşması noktasında 26 sayısının korunması ile ilgiliydi. Böyle bir ihtimal vardı. 2 sağ partinin tabanının bütünlüğü içinde, pozitif adımlar olabileceği ve daha ileri noktalara, pozitif adımlara gidebileceği düşüncesi vardı. Bu işbirliğinin oraya götürülmesi düşünülüyordu. Bunun yarattığı olumsuzluk aslında bir milletvekilinin aday gösterilmesinden çok daha ötedir.  DP, bir sonraki adımlarda da samimiyet göstermeyeceğine dair şüphe uyandırmıştır(...)’

Hükümet işi ittifak çalışmalarından ‘ayrı’ tutulduğuna göre, (Özgürgün ve Denktaş öyle söylüyor), sözü edilen ‘ileri noktalar’ bu süreci niye bu denli etkiliyor?

UBP neden işin o kısmına bu denli önem atfediyor?

Yoksa acaba bütün bunlar aslında boşa zihin yorgunlukları mı?

Mesele aslında, ‘sokakta konuşturulandan’ farklı mı?

***

Ulusal Birlik Partisi’nin belediye seçimlerinde Demokrat Parti ile işbirliğine çok da aman aman ihtiyacı yok.

Birkaç yer dışında UBP pekala DP’siz de sandıktan çıkabilecek durumda.

Evet Temmuz genel seçimlerinde sıra dışı bazı gelişmeler yaşanmış, Eroğlu’nun Küçük’le girdiği iktidar savaşının gereği olarak, UBP’nin ‘içi’ kısmen boşaltılmış ve sonuç olarak ibre ‘sanki’ DP’ye dönmüştü.

Ancak unutmamak lazım; Temmuz seçimlerinde başarıyla işleyen planlar sonucu İrsen Küçük artık yok.

Yani UBP artık, Cumhurbaşkanı Eroğlu ile ‘çatışma’ yaşayan UBP değil.

Daha birkaç gün önce düzenlenen dayanışma yemeğinde UBP ile Eroğlu arasında icra ‘peşrev’ faslı ortada.

Dolayısıyla UBP belediye seçimlerine, Temmuz’dakinden farklı bir güçle girecek.

Muhtemelen yeniden, Eroğlu’nun gücüyle!

Peki DP’ye ne olacak?

Serdar Denktaş, halihazırda UG kanadını partiye dahil etmesiyle birlikte yaşadığı ‘iç’ sıkıntıların, söz konusu ittifak çalışmaları sırasında ‘hat safhaya’ çıkmasına neden oldu.

Tabir yerindeyse DP kanadında bir istifa tufanı yaşandı.

İttifak çalışmaları başarısızlıkla sonuçlandığına göre, Serdar Denktaş’ın parti tabanına bir açıklama borcu ortaya çıkıyor.

Ancak istifa edenlere karşı o denli ‘keskin’ bir duruş içerisine girdi ki, bu aşamada partiyi tekrar toparlayabilmesi kolay olur mu, göreceğiz.

Partinin DP kanadı ciddi yara aldı.

UG kanadının da bu aşamadan sonra partiye ne denli hayrı dokunur, o da ayrı bir tartışma konusu.

UG kanadı zaten aslında Eroğlu kanadı.

Eroğlu’nun diğer kanadıyla da artık bir sorunu olmadığına göre, kanatların yeniden kucaklaşması, işten bile değil.

Geriye kala kala Serdar Denktaş kalır ki Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar O’nu biraz daha ‘idare etmenin’ bir yolunu bulur.

Temmuz seçimleriyle beraber sağın liderliğine soyunan Serdar Denktaş’ın, galiba artık geri giyinme zamanıdır.

Çünkü ‘Denktaş’ isminin, 1992 yılı itibarıyla sağın liderliği ihtimali ortadan kalkmıştır.

Eroğlu yasalarında ihanetin cezası bellidir.

Er ya da geç!