‘İki arada bir derede’ toplumu

Sami Özuslu

 

Sosyal bilimlerde de kurallar vardır. Matematik ve pozitif bilimlerdeki gibi “1+1=2” gibi kesin sonuçlara varılamaz belki, ancak toplumsal olayların da neden-sonuç ilişkisine bağlı girdilerine bakarak çıktılarını hesaplayabilmek mümkündür.
Farklı bilim dalları kendi disiplini çerçevesinde toplumu inceler ve tespitlerde bulunur.
Toplumlar tarihsel açıdan incelenebildiği gibi, etnik, dini, sınıfsal temelde de mercek altına alınabilir.
Medeniyet tarihi boyunca toplumları araştıran uzmanlar çeşitli kuramlara varırlar ve literatüre giren bu kuramlar hayatın birçok alanında yöneticilere ve diğer ilgililere ışık tutar.

**

Lakin kimi toplumları incelemek çok da kolay değildir.
Öyle toplumlar vardır ki hiçbir sosyolojik kurama uyduramazsınız.
Mesela Kıbrıslı Türkler böyledir!
Bizim toplumu kategorize etmek hiç de kolay bir iş değildir.
Hangi disiplinden bakarsanız bakın, literatürdeki araştırmalara, tespitlere, kural ve kuramlara sığdıramazsınız.
İsterseniz bir deneyelim…

**

Mesela ‘toplumsal değişim’ çerçevesinde Kıbrıslı Türklere bakalım.
Bu toplum tarihsel gelişimin hangi basamağındadır acaba?
‘İlkel’ ve ‘köleci’ dönemleri geçtik herhalde…
Peki ‘feodal yapı’dan çıkabildik mi acaba?
Toplumu ‘derebeyi’ yönetmiyor belki, ancak feodalizmin kalıntılarından tamamen kurtulabildiğimizi söylemek de kolay değil.
Kapitalist bir dünyada liberal ekonomik modelin hüküm sürdüğü bir düzende yaşadığımız söylenir, ancak kapitalizmin gerekleri yerine geldi mi ki toplumda?
Sermaye birikimi, yığınsal üretim gibi unsurlar nerede?
‘Sınıfsal çelişki’ tavan yaptı mı bizde?
‘Devrim koşulları’ ne zaman oluşacak öyleyse?

**

Bağımsızlık hareketleri bakımından Kıbrıslı Türklere bakalım bir de…
Kime karşı, hangi ‘bağımsızlık mücadelesi’ni verdik tarihte?
‘Ortak ülkü’müz oldu mu, bedel ödedik mi bu yolda?
Yoksa ‘bağımlı’ olmak için mi kan döktük, şehit verdik biz?
Eğer öyle değilse hani, nerede bağımsızlık?
Kimden bağımsızız biz?
‘Müslüman Cemaat’ statüsünden ne zaman ‘toplum’a terfi ettik ve ne zaman ‘halk’ haline geldik?
Sahi, nedir bizim gerçek kimliğimiz?
Kimiz biz?

**

Sosyologlar ve diğer beşeri bilim uzmanları Kıbrıslı Türkleri incelediğinde elbette kimi sonuçlara varıyorlar.
‘Nev-i şahsına münhasır’ bir toplum olduğumuzu tespit ettikten sonra, literatüre çok da uymadığımızı görüyorlardır mutlaka…
Kültür, din, dil gibi temel sosyolojik verilerin yanı sıra, özellikle toplumsal bellek ve toplumsal hedefler konusunda çok naif ve çok flu bir tablo çıkıyor orta yere…
‘İki arada bir derede kalmış toplum’ kuramı yoktur muhtemelen literatürde…
Bize pek de uydu ama!..