İki devlet, tek zehirlenme: Ölürsek birlikte öleceğiz!

Serhat İncirli

Kuzey’de hem Güngör hem de Haspolat’ta çöplükler yanıyor!

Güney’de Geri bölgesindeki geri dönüşüm tesisinde de yangın çıktı…

Tesis yandı! Bölge elektriksiz kaldı!

-*-*-

En azından Güney’de “Yeşiller Partisi”, devleti yönetenleri, bu konuda eleştiren açıklamalar yaptı; bizdekiler bu tür yangınlara alıştığı için, açıklama dahi yapılmıyor!

Hava da sıcak, ne gereği var!

-*-*-

Haaa elektriksizlik mi?

Güney’de yangın nedeniyle bölge elektriksiz; bizde ise “külliyen ısgartalık” nedeniyle elektriksizlik “kader” haline döndü!

-*-*-

Ancak işin en ilginci ne biliyor musunuz?

Birleşik Kıbrıs da olsa, federal çözüm de bulunsa, egemen eşit iki ayrı devlet de kurulsa; bu türden afetler ya da doğal afetler; “tek”tir!

Kuzey veya güney fark etmez; yangın, ülkenin – Ada’nın tamamının felaketidir…

Ve havaya salınan zehir, zehirdir!

Sınır ya da ateşkes hattı tanımamaktadır!

-*-*-

Keşke, en azından bu türden konularda çok daha ileri seviyede çözümler üretebilsek!

Siyasi mastürbasyon, insan sağlığını hiçe sayar durumdadır!

Oysa, ölürsek birlikte öleceğiz!

Yangından da, sıcaktan da, havadaki tozdan da!

Olası bir depremden de!

Kelepçe şart mıydı?

Öğrenci olduğunu düşündüğüm genç bir kadın, Türkiye’den kedisini de beraber getirdi…

Haliyle olası bir salgın hastalık riski gereği, kedi karantinaya alındı…

-*-*-

Genç kadın, kedisinin karantinada kalmasına bozuldu, belki koşulları beğenmedi, belki hayvandan ayrı kalamadı derken, gitti, kedinin karantinada tutulduğu binaya girdi, kediyi aldı ve kaçtı.

-*-*-

Suç mu?

Bilemem!

Polis Genel Müdürlüğü açıklamasında, “suç işlediği” iddia ediliyor…

-*-*-

Ve Polis diyor ki, “… Kim olursa olsun, ciddi suç işleyen herkes zanlı olarak mahkemeye çıkarılırken kelepçelenir!

-*-*-

Aklıma bazı sorular takıldı?

Bir: Gerçekten, ülkeye getirilen her evcil hayvan, mutlaka karantinaya alınıyor mu yoksa bazen torpil uygulanıyor mu?

Bazen torpil uygulandığı iddia ediliyor…

Hatta ülkeye hemen her gün Güney’den belki de yüzlerce canlı hayvan (kasaplık) getiriliyor!

-*-*-

İki: Karantina koşulları, canımızdan çok sevdiğimiz masum hayvancıklar için iyi mi, yoksa kötü mü?

Çok kötü olduğu da iddia ediliyor…

-*-*-

Elbette suçluydu, suçsuzdu, hapisti, para cezasıydı, beraattı, uyarıydı; son kararı mahkeme verecek ama yine de diyorum ki; “kelepçe çok fazlaydı” be polis kardeş!

Matematik: Büyükelçi  “büyüktür” Ersin + Ünal + Tahsin + diğerleri!

Sevgili Tahsin Ertuğruloğlu, geçtiğimiz günlerde Kıbrıs meselesi ile ilgili açıklamalar yapan İngiltere’nin Lefkoşa’daki Yüksek Komiseri İrfan kardeşimiz için, belki de tarihin en sert açıklamasına imza attı!

-*-*-

Neden?

İrfan kardeşimiz, “KKTC tanınmaz, iki devletli çözüm olmaz” gibi laflar etmiş…

-*-*-

Peki, Türkiye’nin Lefkoşa büyükelçisi ne dedi?

“Mağusa Limanı’nı özelleştireceğiz!”…

-*-*-

Büyükelçi mi?

Vali mi?

-*-*-

Büyükelçi’yse, Tahsin abinin Büyükelçi’yi Kıbrıslı deyişiyle “daralaması” gerekmez miydi?

Daralamadı!

Sessiz kaldı!

-*-*-

Metin bey kardeşimiz eğer Büyükelçi değil de “Vali”yse; o zaman Tahsin abinin görevi nedir?

-*-*-

Amaaaan, bu sıcakta da nelerle uğraşıyoruz!

Gayet net ve açıktır ki, bırakın egemen eşit golyandro sapı ile uğraşmayı; protokol anlamında matematik bilimine göre açıklayacak olursak, “Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi”, BÜYÜKTÜR, “KKTC’de Cumhurbaşkanı ve hükümet üyeleri”…

Şu şekilde açıklayalım 1 > 0…

Bilmem anlatabildim mi?

Halkını güldürmeyi başaran bir lider!

Ersin Tatar, neden eşeklerle fotoğraf çektirip paylaştı?

Gerçekten bu soruya yanıt bulamadım…

Neredeyse dört gündür bu konuyla yatıyorum ve kalkıyorum…

-*-*-

Hani merhum Rauf Denktaş ve Makarios arasında, “hangisine ait?” tartışması yaptığımız “Kıbrıslı olan sadece eşeklerdir” veya “Sadece eşekler Kıbrıslıdır” sözlerine sahip çıkmak mı istedi?

-*-*-

Yoksa, sadece bir turizm elçisi gibi davrandı ve Karpaz’ın bu güzel gözlü hayvancıklarını tanıtmayı mı düşüdnü?

-*-*-

Acaba diyorum, hani eşekler Kıbrıslı ya; Tatar da TC Lefkoşa Büyükelçisi’ne ses çıkaramıyor; bu fotoğrafı, “ayağını denk al, Kıbrıs Kıbrıslılarındır, Mağusa Limanı özelleştirilecekse, buna biz karar veririz, sen veremezsin” mesajı mı vermeye çalıştı?

-*-*-

50 derece sıcakta, siyah ceketle, üstelik ceketin de önü kapalı – ilikli iken poz vermek de mi mesaj içeriyordu?

“Sevgili Kıbrıslılar, önünüzde saygıyla duruyorum, ceketimi de ilikledim; Türkiye’nin kuklası olduğum iddialarını, işte bu fotoğrafla reddediyorum” mu demeye çalıştı?

-*-*-

Sebep ne isterse olsun; sonuç şu ki, bu adamın yapacak hiçbir işi yok!

Ama ne yaparsa yapsın, halkını güldürmeyi başarıyor!

Komik bir adam ancak sonuçta içinde olduğumuz bu zor dönemde halkını güldürmeyi bir şekilde başarıyor!

Helal olsun!

-*-*-

Tarihe de paylaştığı fotoğraflarla ve bazı videolarla geçecek!

Ülke yanarken gülüşüyle, çiftleşen köpeklerle, kaçak inşaat yapılması ve yapanları destekleyecekleri çağrısıyla, kafa golü atarken düşüşüyle ve şimdi eşeklerle…