Fehime ALASYA
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre’de gerçekleştirilecek 5+BM gayri resmi toplantısına yönelik hazırlık çalışmaları kapsamında bazı Dışişleri eski Bakanlarıyla dün bir araya geldi.
Eski Dışişleri Bakanları Özdil Nami, Kutlay Erk ve Emine Çolak, görüşme sonrası YENİDÜZEN’e konuştu…
Cenevre öncesi gerçekleşen toplantıda son gelişmelerle ilgili görüş alışverişi yapıldı.
Müzakere heyetinin de hazır bulunduğu görüşmede, Cumhurbaşkanı Tatar’ın dile getirdiği iki egemen devlet parametrelerinin detaylarına, görüşmelerin içeriği yanında zamanın da doğru kullanılması gerektiğine değinilirken, hidrokarbon kaynakları da masaya kondu.
Cumhurbaşkanı Tatar ile görüşen Eski Dışişleri Bakanları Özdil Nami, Kutlay Erk ve Emine Çolak, toplantının içeriği ve sunulan görüşlere ilişkin YENİDÜZEN’e bilgi verdi…
Eski Dışişleri Bakanlarından Özdil Nami:
“İçerik yanında süreç de önemli, sırf müzakere etmiş olmak için müzakere etmemek gerek”
Cumhurbaşkanlığında yapılan istişarede egemen eşitlik kavramı üzerinde durulduğunu ve Cenevre’de bunun masaya konacağının tekrar edildiğini anlatan Eski Dışişleri Bakanlarından Özdil Nami, egemen eşitlik kavramının kamuoyuna ne alama geldiğinin net şekilde ifade edilmesi gerektiğini belirtti.
Nami; “Buradan kasıt önce bu iki devlet bir birini tanısın ardından işbirliği yapsın yönündeyse müzakereleri başlamadan bitireceğini söyledim. Kasıt federal çatı altında kurucu devletlerin egemen eşitliği ise bunun da zaten yürütülen görüşmelerde elde edildiğini ifade ettim. Bu konuya bir an önce açıklık getirilmeli” dedi.
Kıbrıslı Türklerin içinde olduğu statükodan mutlaka kurtarılması gerektiğine değinen Nami, “güneyin müzakereleri yıllarca sürüncemede bırakmasına izin verilmemeli. Eğer dünyada kimsenin destek vermeyeceği söylem ve politikalar takip edilirse yaşanan zorluklara devam edileceğini ve kimsenin bunu Kıbrıs Türk halkına yapma hakkı olmadığını belirttim.” şeklinde konuştu.
Müzakerelerin bir takvim çerçevesinde nasıl başlayıp nasıl biteceğinin şekillenmesi gerektiğinin de altını çizen Nami, Kıbrıslı Trüklerin gelecekte nasıl bir durumun içinde olacağının netlik kazanmasının önemine de değildi.
Görüşmelerdeki içerik yanında sürecin de önemli olduğuna vurgu yapan Nami, şöyle devam etti: “Türklerin statüsü ne olacak şekil almalı. Eğer bu yapılmazsa diğer tüm iki devletli çözüm veya federasyon tartışmaları bir 50 yıl daha sürer. Bunun örneklerini de birçok başka ülkelerde gördük. Bu yönde uyarılarda bulundum. Sırf müzakere etmiş olmak için müzakere etmemek ve bunun faturasının halkımıza ödetilmemesi gerek.”
Eski Dışişleri Bakanlarından Kutlay Erk:
“Güneyin tek başına yönetimi mümkün değil”
Görüşmede hem kendi hem de CTP’nin görüşleri doğrultusunda fikirlerini paylaştıklarını anlatan Eski Dışişleri Bakanlarından Kutlay Erk, iki devletli bir yapının ulaşılmaz bir hedef olduğunu ve statükonun sürdürülmesi anlamına geleceğini görüşünü paylaştıklarını belirtti.
“Yeni süreçte nasıl olursa olsun ne gibi bir sonuç olacağının da söylenmesi gerek” diyen Erk, ortaya net bir tavır konulması ve tarafların bunu bilerek görüşmeye oturması gerektiğini savundu. “Eğer anlaşamazlarsa başlarına bir şey geleceğini taraflar bilsin. Zaten bizim başımıza kötü ne varsa geldi, güney buradan çok mesaj almalı. Güneyin tek başına yönetiminin mümkün olmayacağını anlamasını istiyoruz.” diyen Erk, bunun da sonuca ulaşmak için önemli bir etken olduğunu paylaştı.
“İki devletli yapı mümkün değil”
Federasyonun görüşmelerle ulaşılabilir ve sürdürülebilir bir hedef olduğunu anlattıklarını ifade eden Erk, iki devletli bir yapıya ulaşılsa bile bunun sürdürülebilir olmayacağını, siyaseten ve ekonomik olarak bunun mümkün olmayacağını belirtti.
İki devletli bir çözüm vizyonu güdüldüğü ve detaylarının da saklandığını savunan Erk, gerekçe olarak ise tarafların kabulünün alınamayacak olmasını gösterdi. “Bunu saklamaya çalışıyorlar çünkü hiçbir taraf bunu kabul etmiyor. Çünkü bunu söylerlerse BM görüşme daveti bile yapmayacak. Görüşmelerin oluşması ve suçlu duruma düşülmemesi için bunu saklıyorlar.” dedi.
Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarının da bu görüşmelerde etkili olacağının bir diğer önemli konu olduğunu kaydeden Erk, şöyle devam etti: “Bu nedenle görüşmelerde taraflar yan odada da bu konuyla ilgili başka görüşmeler de yapacak. Burada ilkeler üzerinde anlaşılırsa Kıbrıs konusunda da gelişmeler yaşanacak, resmi görüşmelere başlanacak. Ama eğer o odada sonuç alınmazsa taraflar anlaşamadı denilecek” ifadelerini kullandı.
Eski Dışişleri Bakanı Emine Çolak:
“İki devletle ilgili açıklamalar ikna edici değil”
Görüşmede iki egemen devlet görüşünün yeniden kendilerine izah edildiğini anlatan Çolak, bundan endişe duyduklarını ifade etti. “Bu konuyla ilgili detayların ve neden diğer parametrelerden daha başarılı olacağı konusunda ikna edici nedenlerin daha ayrıntılı açıklanması gerek” diyen Çolak, yapılan açıklamaları ikna edici bulmadığını belirtti. Bunların ötekileştirmeden açıklanması ve tartışmaya açılması gerektiğinin altını çizen Çolak, özetle şöyle devam etti:
“Herkesi ikna etmeden önce Kıbrıslı Türkler olarak kendimiz ikna olalım görüşünü paylaştık. Toplum için iyi bir hedef güdüldüğünden şüphe yok ama bu fikirlerin daha açık tartışılması gerek diye düşünüyorum. Hidrokarbon bölgenin içindeki dinamiklerin bir parçası olarak konuşuldu. İki devletçilik tartışmasında Kıbrıslı Türklerin hakkını da tehlikeye atar mı diye gündeme getirildi. Özellikle bu konuda çok fazla detay paylaşılmadı.”
“Kadınlar aktif olmalı”
Kadınların bu gibi süreçlerde aktif ve görünür olması gerektiğine de değinen Çolak, “Yapılan görüşmelerde kadınların da yer alması gerektiği talebimi kendisine aktardım.”