Murat OBENLER
Kıbrıs Sanatçı ve Yazarlar Birliği’nin yıllardır sürdürdüğü ortak çalışmalar bu kez iki kitap ile taçlandı. 2019 Mayısı’nda Maria Siakalli ile Tamer Öncül’ün hazırlayıp yayınladığı üç dilli “Kuşaktan Kuşağa Kıbrıs Şiiri” seçkisinin geniş kapsamlı ve barış temasıyla oluşan devamı niteliğinde olan “Kıbrıs Barış Şiirleri Antolojisi” ve sadece Siakalli ile Öncül’ün şiirlerinden oluşan iki dilli “Anahtara Küs” şiir kitapları geçtiğimiz aylarda Lefke Turizm Derneği ile KSYB destekleriyle yayınlandı.
Bizler de şair/KSYB yöneticileri Siakalli, Öncül ve LTD Başkanı Karlıtaş ile hem bu iki örgütün gönül birliği,işbirliği,güçbirliğinden doğup yeşeren yayınları hem de kitapların içeriğini konuştuk.
Karlıtaş:“On senedir işbirliğimiz dayanışma ruhu ile devam ediyor”
-Öncelikle KSYB ile Lefke Turizm Derneği işbirliğinden bahsetmenizi rica edeceğim? Özelde edebiyat, şiir genelde ise sanatla ilgili bu işbirliğinin ortak zemini nedir?
Tamer Öncül: LTD ile on yılı aşkın bir işbirliğimiz var. 2010’da Fikret Demirağ’ı sonsuzluğa uğurlamamızın ardından KSYB olarak başlattığımız “anma etkinliklerinin” Lefke bacağında bize ev sahipliği yapan Lefke sivil toplum örgütlerinden biriydi LTD. Dernek Fikret Demirağ’ın doğup büyüdüğü yerleri görüp tanımak; yaşadığı mahallede bir caddeye isminin verilmesi başta olmak üzere bir çok projede başı çekti.
Anma etkinliklerini “Uluslar arası Şiir Festivali”ne taşıma sürecinde de organizasyonun içinde aktif olarak yer aldılar. Son iki yıldır aldıkları “AB Desteği” ile etkinliklere ciddi maddi destek de verdiler.
Hasan Karlıtaş: Lefke Turizm Derneği, 2010 senesinde kuruldu. Derneğimiz faaliyete geçtiği yıldan itibaren, kültüre, sanata, doğaya ve yerel etkinliklere özel önem gösterdi. KSYB ile tanışmamız, Fikret Demirağ etkinlikleri sayesinde oldu. On senedir işbirliğimiz dayanışma ruhu ile devam ediyor. Ve de edecek…
Öncül: “Toplumların, halkların birbirini tanıyıp anlayabilmesinin ilk adımı birbirlerinin edebiyatını tanımaktan geçer”
-Tamer Öncül ve Maria Siakalli’nin 2019’dan sonra iki tane yeni ortak iki dilli kitaba imza attıklarını görüyoruz. Bu yeni iki kitap bir nevi 2019’daki kitabın felsefesini, dilini, bir aradalık edebiyatı zihniyetini takip ediyor diyebilirmiyiz? Nedir ortak yönleri ve yeni tarafları?
Tamer Öncül: 2019 Mayıs’ında Maria Siakalli ile hazırlayıp yayınladığımız üç dilli “Kuşaktan Kuşağa Kıbrıs Şiiri” seçkisi, günümüz Kıbrıs Şiiri’ne bir ayna tutma çabasıydı diyebiliriz. Kıbrıs’ın üç “resmi” dilinde yayınlayarak, ada dışındaki okuyucuyu da hedeflemiştik. “Anahtara Küs” ise sadece Maria ve benim şiirlerimden oluşuyor. Yine iki dilde. Neredeyse dört yıllık bir çalışmanın ürünü.
“Kıbrıs Barış Şiirleri Antolojisi”, ilk seçkinin geniş kapsamlı ve BARIŞ temasıyla oluşan devamı niteliğinde. Şiirler okunduğu zaman, bu adanın (Türkçe, Yunanca ya da İngilizce konuşan) şairlerinin ortak duyuşlarını; benzer söylemlerini görüyoruz, şaşırmadan. Toplumların, halkların birbirini tanıyıp anlayabilmesinin ilk adımı birbirlerinin edebiyatını tanımaktan geçer diye düşünüyoruz. Maria ile ortak çalışmalarımızın felsefesi buna yaslanıyor.
Maria Siakalli: Tüm dünyanın ve adamızın acilen kalıcı bir barışın inşa edilmesine ihtiyacı var. Öyle bir noktaya geldik ki hayatımızın tüm alanları tıkanmış durumda; önümüzü göremiyoruz, insanlarımız geleceğe derin bir çaresizlikle bakıyor. Biz tek çarenin, tek umudun barışın olduğunu, barışa giden en etkin yolun sanatın olduğunu çok iyi biliyoruz, bu yüzden de sanatımızı, şiirimizi bu hedef için ortaya koymaktan vazgeçmiyoruz. Tamer’le bu kitapları da iki toplumun birbirine karşı empati, anlayış ve hoşgörünün oluşturulmasına katkı koyma umuduyla hazırladık.
Karlıtaş: Tamer Öncül ve Maria Siakalli ile Fikret Demirağ Şiir Festivali sayesinde, yakın iletişimimiz ve samimiyetimiz oldu. 2020 deki festival sonrasında, kitap fikri gündeme geldi. Lefke Turizm Derneği ve Kıbrıs Doğa Dostları’nın birlikte yürüttüğü, Avrupa Birliği’nin desteklediği, iki toplumlu ‘’ Diyaloğu Geliştirme Projesi’ kapsamında, “Kıbrıs Barış Şiirleri’’ kitabı yayınlandı. Çok da iyi oldu. Çünkü Barışa en fazla ihtiyacımız olan dönemden geçiyoruz.
-Şairin Ölü Bölgeden Fısıltılar adasında ortaya koyduğu ortak ses denemelerinin son yıllarda artıyor olmasını neye bağlıyorsunuz? Şiiri kuşananların iki taraftaki durumu nedir?
Öncül: 90’lı yıllara kadar, iki toplum arasında olduğu gibi sanatçılar arasındaki iletişimde de büyük bir kopukluk vardı. KSYB’nin kurulduğu (1989 sonu) yıldan itibaren, tüm şartlar zorlanarak kurulan kardeşçe ilişkiler, ortak etkinliklerin ve çeviri çalışmalarının da hızlanmasını sağladı. Şiirde, öyküde, resim ve tiyatro alanında üretilenleri karşılıklı olarak tanımaya çalışırken; yeni sesler yakalama amacıyla Kıbrıs Yazarlar Birliği (ELK) ile gençlere yönelik Şiiir/öykü yarışmaları açtık. Yarışmayı kazanan gençlerin ürünlerini iki dilli olarak yayınladık. Bu çaba her iki toplumdan da yeni, nitelikli ürünlerin ortaya çıkmasında önemli bir rol üstlendi.
Siakalli: 1963 ve 1974'teki şiddetli ve kanlı çatışmalardan sonra, çok sayıda Kıbrıslı evlerini terk etmek ve kendi adalarında mülteci olmak zorunda kaldı. Adanın bölünmesi iki toplum arasındaki bağları kopardı. Ancak olayları takip eden yıllarda bir dizi uzlaşma süreci ve barış inşası çabası yer aldı. Aynı şekilde, yeniden yakınlaşma ve barış arzusu olan birçok Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk edebiyatçı bölünmüş bir Kıbrıs'ı birleşik bir Kıbrıs lehine yeniden tanımlamak için edebi bir arayış içinde. Birbirleriyle ilk buluşmalarını, birçok zorlukla karşı karşıya gelerek düzenli toplantı ve etkinliklerin düzenlendiği 90'lı yıllarda yaptılar. Ne mutlu bize, günümüzde de içinde aynı arzuyu taşıyan ve mücadeleyi sürdüren birçok edebiyatçı var.
Öncül:“Şiir, sanat kötülüğü durdurmaya yetmese de; insanları insanlığa, güzele, iyiliğe çağırarak vicdanları zorluyor”
Siakalli: “Barışın şiiri, tüm insan hakları ve insanlık onurunun ihlaline karşı bir protesto sesi haline geldi.”
-Şiirin barışla ilintilendirilmesinin evrensel arka planı ve adamıza uyarlanmış hali size ne ifade ediyor? Kolonizasyon, milliyetçilik, dinsel aşırılıkların sebep olduğu savaş ,yıkımlar, bölünmeler,şiddet,yerinden edilmeler,göçler,acılar ile yoğrulmuş bu coğrafyada şiir nasıl bir rol oynuyor ve oynamalıdır?
Öncül: “Kuşaktan Kuşağa Kıbrıs Şiiri” seçkisinin “Neden?” başlıklı sunuş yazısına şu cümlelerle başlamıştım: “Nereye gitsek, peşimizi bırakmayan; başımızın üstünde salınıp duran o uğursuz, gudubet (Kıbrıs Sorunu) yüzünden, yalnızca yaşamımız, kişiliğimiz değil; şiirimiz de gölgede kalıyor…
O UCUBE’yi şeytanın asasına benzetenler, “Lanetlenmiş misiniz?” diye; Demoklesin Kılıcı’na benzetenlerse, “kurban mısınız?” diye giriyor söze…
Bu sorulara yanıt vermekten ne kadar kaçınsak da, O’nun karanlık gölgesinden kaçamıyoruz…”
Günümüz dünyasında kendini gösteren yeni tip sömürgecilik; mikro milliyetçilik ve bağnaz dinsel kışkırtmalar, “Globalleşen dünya”da parçalanmışlığı, kırılmaları, ayrışmaları ve bölgesel çatışmaları kamçıladı. Silahlı savaşlara, ekonomik savaşlar ve sağlık savaşları eklendi. Acılı coğrafyamız, göç yollarında acıyı, gözyaşını ordan oraya taşıyıp duruyor. Şiir, sanat bu kötülüğü durdurmaya yetmese de; insanları insanlığa, güzele, iyiliğe çağırarak vicdanları zorluyor. Zorlamaya da devam edecek.
Biz, yakın coğrafyamız dahil dünyaya şiirimizle seslenerek, evrensel kardeşlik çağrımızı sürdürüyoruz. İtalya, İspanya, Almanya, İran, Yunanistan, Romanya, Suriye, İngiltere, Azerbeycan, Makedonya, Litvanya vd. ülkelerde gerçekleştirdiğimiz “Kıbrıs Şiiri Antolojileri/seçkileri” bu çabaların birer ürünü…
Siakalli: Çatışma ve çatışma sonrası toplumlarda sıklıkla olduğu gibi, edebiyat çatışmaların çözümünün bir aracıdır. Edebiyat zamansız ve evrensel bir barış süreci ve eylemi olarak her türlü çatışmayı sona erdirmeyi hedefler; hakikat ve uzlaşma, travma sonrası bellek, tarihle yüzleşme, terapötik anlatı, geçiş dönemi adaleti gibi kavramları keşfederek geçmişi anlamaya ve günümüzü ve geleceği yeniden tasavvur etmeye çalışır. Daha spesifik olarak, barış şiir için bir temadır ve şiir doğal bir barış aracıdır. Barışın şiiri, tüm insan hakları ve insanlık onurunun ihlaline karşı bir protesto sesi haline geldi. Adanın travmatik bölünmesi, zamanla belleğin, ulusal-kültürel bilincin ve kimliğin çoklu dönüşümlerini giderek daha fazla yansıtan tüm çağdaş Kıbrıs yazılarına birçok yönden nüfuz eder. Bölünme, Kıbrıs sorunu hala çözülmemiş olduğundan ve Lefkoşa hâlâ bölünmüş tek Avrupa başkenti olduğundan, hala Kıbrıs'ın şiirsel söyleminin ana temalarından biridir.
Karlıtaş: Şiirin savaşla, şiddetle, kanla ve öldürme ile anılmasını düşünemiyorum.
Öncül: “Kıbrıs’ın “çağdaş şiir coğrafyası”nı büyük oranda yansıtmasını hedefledik.”
-“Kıbrıs Barış Şiirleri” kitabının içeriği hangi kriterler,öncelikler,hassasiyetler gözetilerek oluşturuldu? Kaç şairin kaç şiiri var? Kitabın oluşturulmasında kimlerin katkıları var?
Öncül: Önceliğimiz, adanın insanları üzerinde gezen kara bulutları, barışa susamışlığı nitelikli dizelerle şiirine yerleştirebilen şairleri seçmekti. Güney’den katılan şairlerin şiirlerini Türkçeye sevgili Lale Alatlı; Kuzey’den katılan şairlerin şiirlerini ise Maria Siakalli çevirdi. Zeki Ali, İngilizce yazan şairlerin şiirlerini Türkçe’ye çevirdi. Toplamda 42 şairin kısa biyografilerinin de yer aldığı Antolojiye, iki dilli (İngilizce yazan üç şair hariç) katılımın çok olması nedeniyle her şairden birer şiir seçmek zorunda kaldık. Antolojiyi ithaf ettiğimiz Fikret Demirağ ve Niki Marangou’dan da birer şiir koymayı uygun gördük. Kıbrıs’ın (yaşayan) “çağdaş şiir coğrafyası”nı büyük oranda yansıtmasını hedefledik.
KSYB ve LTD’nin katkılarıyla da Antoloji okurla buluştu.
-“Kıbrıs Barış Şiirleri” kitabının tüm şiirleri değerli ve önemlidir ancak siz bir şiir seçmek zorunda kalsanız(bir uluslararası şiir etkinliğinde okumak üzere ) hangisini seçersiniz?
Öncül: Bu kitaptaki şiirlerin hepsi birbirinden değerli. Böyle bir seçim yapmak oldukça zor.
Siakalli: Büyük bir sevinçle, bize antolojide yer almak üzere gönderilen şiirlerin büyük bir çoğunluğu hem teknik olarak hem kavram açısından kaliteli şiirler olduğunu söyleyebilirim. Onları seçerken de çevirirken de büyük bir zevk aldım. Lakin bir tanesini seçmem gerekirse, Nafia Akdeniz’in beş haiku şiirinden üçüncüsünü seçiyorum çünkü bu kısa şiir yerinden edilmiş ailemin hayat hikayesini canlandırıyor. Ne zaman okusam duygulandırıyorum, derinden etkileniyorum.
“III.
Sonia’ya
saksıya eker
evinden edilenler
ağaçlarını.”
Karlıtaş: Kitapta yer alan, Türkçe, Rumca ve İngilizce şiirlerin her biri çok anlamlı ve değerli. Acılı coğrafyamızda, sevgiyle ve barışla düşman olunmayacağını anlatıyor. Festivale slogan olan Fikret Demirağ’ın : ‘’ Kardeşim Barışı Ne Zaman Yapacağız’’ şiirinin etkileşimi beni etkileyen şiirler arasında…Yorgos Frangos’un ‘’Bomboş Evler’’ şiiri de yaşadığımız coğrafyanın, insani acılarını etkili bir biçimde hissettiriyor.
-Öncül ve Siakalli’nin şiirlerinden oluşan “Anahtara Küs” kitabı nasıl bir etkileşimden,işbirliği ve arkadaşlıktan doğdu?
Öncül: Bu kitabın oluşmasında da, Uluslar arası Fikret Demirağ Şiir Festivali vesile oldu. Maria ve Senem’in (Gökel) festivalde yaşadığı komik bir olay üzerine yazıp (orada okuduğum) ve kitaba ismini veren şiir, iki dilli bir “ortak kitap” fikrini yeşertti. Maria ile yıllardır sürdürdüğümüz kardeşlik (hatta baba-kız) ilişkisinin bir ürünü de diyebiliriz…
Siakalli: Tamer’le ilişkimiz çok doğal bir ilişki, bir çok konuda hem fikiriz ve genel olarak dünya felsefemizin birçok ortak noktası var. Bu yüzden de fazla anlatmaya gerek kalmadan o benim şiirimi anlıyor, ben de onun. Ortak bir kitabımızın olması aramızdaki muhabbet kadar doğal.
Karlıtaş: Anahtara Küs kitabı benim için de anlamlı bir çalışma. Çünkü hem içeriği güzel bir işbirliğinin örneği hem de kapağında benim çektiğim bir fotoğraf kullanıldı.
-Bu kitaptaki şiirler bu kitaptan önce de şairin başka kitabında yayınlandı mı yoksa bu kitapta ilk kez mi şiirseverlerle buluşuyor?
Öncül: Kitaptaki şiirler, daha önce yayınlanmamış şiirlerdir. Tematik ortaklıkları olmasa da, yaşadığımız çağın karanlığını, insani olmayan yaşam biçimlerini eleştiren şiirlerden oluşmaktadır.
Karlıtaş:“KSYB ile işbirliğimiz, festival, etkinlik, basılı yayın ve sergi anlamında devam edecek.”
-Başka ortak projeleriniz var mı? kitap,festival,sergi vs.
Öncül: KSYB’nin, LTD ile işbirliği önümüzdeki yıl da sürecektir. Kitap tanıtımları, ve gelecek yılın Uluslar arası Fikret Demirağ Şiir Festivali de bu projelerin başında gelmektedir.
Siakalli: Gerek KSYB’nin üyeleri,gerek iki arkadaş olarak adamızın hem güneyinde hem kuzeyinde, hem de “ölü bölgesinde” kitaplar, festivaller, şiir etkinlikler, şiir çeviri atölyeleri gibi çeşit çeşit ortak projelerimiz var.
Karlıtaş: KSYB ile işbirliğimiz, festival, etkinlik, basılı yayın ve sergi anlamında devam edecek. Yaşadığımız pandemi koşullarına rağmen çalışmalarımıza ara vermedik. Bu vesileyle, KSYB, Eş Başkanları Emel Kaya’ya, Maria Saikalli’ye, Tamer Öncül’e ve kitabın oluşmasına, barış şiirleri ile katkıda bulunan Kıbrıslı barış şairlerine, emek veren herkese, içtenlikle çok teşekkür ederim. Güzel yüreğinize sağlık.
Barışa giden yolda, barışa yazılan ve yazılacak şiirlere çok ihtiyacımız var.