Şampiyonluk mücadelesi veren futbolumuzun iki koca çınarı… Kıbrıs Türk Futbolu denince akla gelen ilk iki takım… Futbolumuzun ilk dönemlerinden itibaren yol haritasını çizen iki büyük camia… Dün tarihi Mağusa surlarının şahitliğinde oldukça zorlu bir mücadeleye çıktılar.
Maçta daha istekli taraf, hafta içi kupada rakibini saf dışı bırakıp yarı finale yükselen GAÜ Çetinkaya’ydı. Tansel Ekingen’in yokluğunda Tunç Özgürgün ve Çağrı Kıral’ın mevkilerini değiştiren, Hakan Karacaoğlu’nu da sol beke süren Fırat Canova, riskli hamlelerde bulunmasına rağmen Mağusa Türk Gücü bundan yararlanamadı. 18 yaşındaki Barine Eko, sarı-yeşilli ekibin savunmasını hallaç pamuğu gibi atarken, en büyük sorun Sami Ergazi ve Olgun Tekbıyık’ın Nijeryalı oyuncuyu marke etmekte zorlanmasıydı. İki savunma oyuncusunun arasına giren ve sürekli markajdan kurtulan Barine Eko, maçın yıldızıydı. Genç ve tecrübesiz olmasının verdiği dezavantajı zekası ve oyun bilgisi ile kapatan Nijeryalı oyuncu, attığı iki gol dışında sahada basmadık yer bırakmadı ve tek başına rakip savunmayı çökertmeyi başardı. Karşılaşmaya her zamankinden farklı bir dizilişle çıkan ve oyun içi mevkilerde değişiklikler yapan GAÜ Çetinkaya teknik direktörü Fırat Canova’nın savunma kurgusu ile oynaması başına sıkıntılar açabilirdi. Ancak Çağrı Kıral ve Barine Eko’nun etkili oyunları ve Tunç Özgürgün’ün karşısında oynayayn Uğur Gök’ün gününde olmaması bu sıkıntıların yaşanmasına engel oldu.
Mağusa Türk Gücü savunması çakılı oynadığı sürece, sarı-yeşilli ekibin rakip üzerinde baskı kurması oldukça zordu. Oyunu kendi sahasında kabul eden ve orta alanda oyun kurmakta zorlanan Mağusa Türk Gücü, kanatlardan getirdiği toplarda gol pozisyonları yakalamasına rağmen Lefkoşa ekibinin Mağusalı kalecisi Ali Duvarcı’yı geçemedi. Oynadığı defansif oyundan fazla ödün vermeyen sarı-yeşilli ekibin bu şartlarda gol bulması zaten zordu. Bir de buna İbrahim Kabore’nin etkisiz oyunu ve Emre Özsin’in sahada gereksiz işlerle uğraşması da eklenince Mağusa ekibi sahadan puansız ayrılmak zorunda kaldı. Orta alanda organize olmakta zorlanan ve savunmada önemli gedikler veren Mağusa Türk Gücü’nde sahanın en iyisi ve en konsantre oyuncusu kaleci Türkkan Delideniz’di. Bir takımda sahadaki en iyi oyuncunun kaleci olması zaten bir çok şeyin yolunda gitmediğinin de göstergesidir. Sahanın en kötü oyuncusu, sarı kartı olmasına rağmen teknik direktörü Ali Oraloğlu’nun kendisini ısrarla sahada tutmasını bir fırsata çeviremeyen genç oyuncu Emre Özsin’di. Oyuna konsantre olup kendisini maça vermek yerine sürekli rakiple didişen ve her pozisyonda ellerini çok fazla kullanan genç oyuncunun en kısa zamanda bir özeleştiri yapması ve kendisini futbola vermesi gerekiyor. Aksi halde büyük bir yeteneği olmasına rağmen, kesinlikle arzu ettiği seviyeye gelemeyecektir.
Maçın hakemi Mehmet Malek, maçın genelinde iyi bir yönetim gösterirken, avantaj inisiyatifini birçok pozisyonda uygulayarak oyunu faullerle kesmek istemedi. Gösterdiği kırmızı ve sarı kartların büyük bölümünde haklıydı.
Maçı daha çok isteyen ve sahada daha iyi futbol sergileyen taraf GAÜ Çetinkaya’ydı ve hakkı olan 3 puanı alarak sahadan ayrıldı. Maç oynanırken tribünlerde yaşanan olaylar ve Mağusalı taraftarların sahaya pet şişeler atması sahalarımızda görmek istemediğimiz olaylardı. Bu olayların ardından zaten sabıkası olan Mağusa ekibinin sahasının KTFF tarafından kapatılacağına eminim.