İki sol aday neden tartışmalı?

Ongun Talat

 

Damla Dabis Özel geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından, Gazedda Web Tv’de iki sol adayı bir araya getirecek bir program organize etmeye çalıştıklarını, ancak başarılı olamadıklarını açıkladı. Erhürman’ın program davetini kabul ettiğini, ancak Akıncı’nın “tüm sabah, öğleden sonra ve akşamlarının dolu olması” gerekçesiyle daveti reddettiğini duyurdu.

Kesin olan bir şey var; eğer böyle bir program gerçekleşme imkanı bulmuş olsaydı, bizlere tadından yenmeyecek bir seyir zevki sunacaktı. Birebir tartışma programlarının her zaman çoklu programlardan çok daha verimli, adayların farklılıklarının ortaya konulması bakımından çok daha aydınlatıcı olabileceğini hepimiz çok iyi biliyoruz.

Hatta gönül isterdi ki, farklı adaylar farklı programlarda birbirlerinin karşısına çıksın, seçmen de adayların vizyonlarını bu şekilde karşılaştırma imkanı bulsun. Çok daha dinamik, konulara daha derinlemesine temas edebilen, seyircinin kafasındaki soru işaretlerine cevap verebilecek tartışma programları izleyelim.

Aday bolluğu bu imkanı iyice azaltıyor, bu doğru. Fakat özel olarak bazı ikili tartışmalar organize edilmesinin önünde herhangi bir engel yok. Erhürman ve Akıncı’nın bir araya getirilmesi bu açıdan bakıldığında müthiş bir fikir. 

Federal çözüm hedefinin halkın önünde farklı yaklaşımlarla tartışılabilmesi için,  iki sol adayın hemfikir oldukları ya da ayrı düştükleri konuları tüm toplumla açık yüreklilikle paylaşabilmesi için müthiş bir fikir. Hepsinden de önce, sol tartışma kültürünün ufuk açıcı tarafının insanlara ulaşabilmesi açısından harika bir fikir.

Federal çözümü destekleyen, iki sol adaydan bahsediyoruz. Ancak bu iki sol adayın siyasi olarak aralarında bir çok fark bulunduğunu da teslim etmeliyiz. Her iki aday da hem izleyecekleri strateji açısından, hem önerdikleri çözümler bakımından birbirlerinden ayrı şeyler söylüyorlar.

Mesela Erhürman, kendi yapacaklarını anlatırken açıkça Akıncı’nın ismini zikretmeden de olsa, son 5 yılın ciddi bir eleştirisini yapıyor. Genç Tv’de gerçekleşen toplu programda Cumhurbaşkanı’nın yetkileri ile ilgili söyledikleri böyle bir eleştiriydi. Peki bunlara Akıncı’nın cevabı ne? İkili bir programda Akıncı’dan bu hususlardaki görüşlerini duysak iyi olmaz mı? 

Tufan Erhürman iç meselelerde liderlik göstereceğim diyor. Akıncı ise “hükümetler sizi karıştırmak istemezler” diyor. Bu konudaki farklılık şöyle iyice bir tartışılabilse fena mı olur?

Ya da Akıncı federal çözüm konusunda elinden geleni yaptığını, son olarak Berlin’de treni rayına oturttuğunu söylüyor. Erhürman ise hem çözüm, hem de haklarımızın savunulması konularında yapılması gereken işleri sıralarken, aslında bir yandan da bu işlerin eksik yapıldığını söylemiş oluyor. Akıncı’dan bu konularda daha geniş bir izahatta bulunmasını istesek, çok şey mi istemiş oluruz? Erhürman’dan Akıncı’nın görev dönemindeki hatalarını, eksikliklerini daha açık bir şekilde duysak, tercih yapmamıza daha fazla yardımcı olmaz mı?

Anlaşılan Akıncı’nın ekibi artık oy oranını korumaya, yani oy kaybetmemeye oynuyor, yeni oylar kazanmaya değil. Bu nedenle de ikili tartışmalardan tamamen, çoklu tartışmalardan da mümkün olduğunca kaçınma stratejisini güdüyorlar.

Bu oy koruma güdüsünün bir diğer göstergesi, Akıncı’nın son hamle, son koz olarak Türkiye müdahalesi konusunu öne çıkarmaya çalışması. Bu hamle ile, yapılanların kendisine karşı olduğu iddiası üzerinden, seçmenlerini kemikleştirmeye çalışıyor.

Bu hesaplar içerisinde böyle bir programın gerçekleşmesi şimdilik mümkün gözükmüyor. 

Ancak ikinci turda iki adayın baş başa programı kaçınılmaz olacak.

Siyasi tarihimizde ilk kez, ikinci tura iki sol adayın kalmayı başarmasına çok yaklaştık çünkü...