Dr. Nikolas Stelya’nın yazdığı “İstenmeyen Bebek Kıbrıs Cumhuriyeti” adlı kitabın tanıtımı ve imza gecesi, 18 Eylül Çarşamba akşamı gerçekleştirilecek. İki toplumlu yapılacak olan etkinlik Ledra Palace Oteli CCMC Yerleşkesi’nde yer alacak ve saat 19.00’da başlayacak. Khora Yayınlarının 21. kitabı olan eserin alt başlığı “Kıbrıs Sorununu Yeniden Okumak: Kıbrıslı Türk Basını, EOKA ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kuruluşu (1955-1959)”. Etkinlikte, yazarın sunumunun ardından Kıbrıs sorununu farklı boutlarıyla inceleyen kitap üzerine söyleşi gerçekleştirilecek, okurların katkı ve soruları da alınacak.
“İstenmeyen Bebek Kıbrıs Cumhuriyeti” adlı kitap, “EOKA Terörü ve Sömürge Yönetimi ile İngiliz-Türk İşbirliğinin Kıbrıs’ta ve Doğu Akdeniz’deki Geleceği” ve “Kıbrıs’ta Cemaatlar Arası İlişkilerin ve Türk-İngiliz İlişkilerinin Bozulması” başlıklı iki ana bölümden oluşmakta. EOKA’nın silahlı eylemlerinden, Türk tarafının siyasi eşitlik teklifine, taksim tezinden Kıbrıs’ın de facto bölünmesine kadar tarihin farklı kesitlerini mercek altına alan kitap, dönemin Kıbrıslı Türk gazetelerinden fotograflarla da desteklenmekte.
Türkolog ve araştırmacı olan Dr. Nikolas Stelya, Kathimerini Kıbrıs gazetesinin Türkiye ve kuzey Kıbrıs editörlüğünü de yapmakta. 1982 yılında İstanbul’da doğan yazar, Atina Panteion Üniversitesi’nde Medya ve Kültür konusunda lisans eğitimi, Osmanlı Tarihi üzerine master eğitimi aldı. Doktorasını, aynı üniversitede “Türkiye’de 1918-1938 yılları arasında siyasi partiler”konusunda yaptı. Stelya’nın “Türkiye’nin Milliyetçilikle İmtihanı” adlı kitabı da 2013 yılı Haziran ayında Kalkedon Yayınları’ndan okuyucuyla buluşmuştu.
“İstenmeyen bebek” Kıbrıs Cumhuriyeti, kuruluş döneminde çok büyük sorunlarla karşı karşıya kaldı. 1959 yılından sonra, iki cemaat arasında iletişim kopukluğu ve güven eksikliği, yoğun çatışmaların yarattığı travmalar, yeni cumhuriyetin uluslararası ve Kıbrıs kamuoyunun bir kısmı tarafından ciddiye alınmaması, adada her iki cemaatin radikal unsurlarının faaliyet sahasını genişletti. Ayrıca iki cemaat liderliğinin Kıbrıs devletinin kurumlarınin işleyişini ve iki cemaatin bu kurumlarda temsilini farklı yorumlamaları yeni cumhuriyet için “ölümcül bir tehlike” teşkil etti. Aynı dönemde, Kıbrıslı Elen cemaatinin çoğunluğu kendi alternatif “ara formül”stratejisine bağlı kaldı. Bu starteji bağlamında, 1955’ten sonra Kıbrıslı Türk liderliğinin savunduğu siyasi eşitlik söylemi hiçbir zaman kabul görmedi. Bu şekilde Kıbrıs sorunu 1960’lı yıllara taşındı ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra yeni boyutlar kazandı.”