İKİNCİ BAHAR HUZUR EVİ

İKİNCİ BAHAR HUZUR EVİ


Stella Aciman

Uzun yaşamak istiyoruz ama yaşlanmak istemiyoruz, Allah’ın bize ne kadar ömür biçtiği bilinmez ama bir gün gelir de yaşlanabilirsek onu da ne kadar kaliteli geçireceğimiz, biraz da gençlikte yaptığımız yatırıma bağlı… Yaşamın göz açıp kapayana kadar geçtiğini düşünürsek, yaşadığımız her anın da ne kadar değerli olduğunu anlamalı ve öyle yaşamalıyız. Fiziksel yaşlılığa elimizdeki son teknolojilerle çare bulunabiliyor. Ancak ruhumuzun yaşlanmaması biraz da kendi elimizde. Mutlu olmayı seçersek, yaşlılık da güzel geçer. Orta yaşın üst sınırı günümüzde 65 olmuş. 65-75 yaşındakiler erken yaşlı, 75 sonrası ise yaşlı olarak sınıflandırılıyor.  Nüfus cüzdanımızdaki yaşımız, biyolojik yaşımızdır, takvim değil... Gerçek yaşımız her zaman nüfus kâğıdımızdan farklıdır. Biyolojik olarak günümüzde bir insanın bedensel değil ama kafaca en olgun yaşı 63 olarak hesaplanmış. Bu yaştan sonra beyin fonksiyonları yavaş yavaş azalmaya başlıyormuş…
Ama merak etmeyin, günümüzde doktorlar diş protezleri, katarakt ameliyatları, işitme cihazları ve eklem protezleri sayesinde bizi hayattan bıktırmayıp uzun yaşatıyorlar…

Boş ver be yaşı başı, kim tutar seni kim,
kendi yüreğinden başka kim?
Aklını al da öyle git,
ister bir duvara, ister bir odaya, ister kıra
bayıra vur da git.
Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle
bırakmadıkça birine.
O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,
seveceksen ve öleceksen uğruna...
yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa...
yaş 70'e gelse bile, hayat daha bitmemiş.
sen mi biteceksin?
çekeceksen bile bayrağı,
yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin?

Can Yücel

Yaşlılarımız, büyüklerimiz… Onlar hepimiz için çok değerli ama yaşadığımız hayat şartları bazen onları yanımızda değil de güvende olacakları bir yerde yaşamaları için bizden ayırır; devletin ya da özel kişilerin açtıkları huzur evleri onların yeni yaşam alanları olur. Önemli olan, bizim onları çok sevdiğimizi bilmeleri… Bizim bunu onlara hissettirmemiz. Bu hafta sizleri gerçekten de huzur dolu, tertemiz, gözleri gülen çalışanların yer aldığı bir huzur evine götürmek istedim, sahibi Şerife Alibaba ile konuştum.

Sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Şerife Alibaba, eczacıyım, Oba eczanesinin sahibiyim.

Neden bir apartmanı huzur evine çevirdiniz?
Belki de 25 sene öncesinden böyle bir hayalim vardı, arada bakar yer arardık. Eşimin ailesinden kalan mallar daha o zamanlar kardeşler arasında bölünmemişti. Bu bina bize eşimin ailesinden kalmadır, böyle bir şey kurmak için yer arıyorduk o zamanlar kısmet olmadı. 5 sene önce kayınvalidem kardeşler arasında kalan malları bölüştürdü, bize kerpiç bir ev kaldı, biz o evi restore ettik ve o eve taşındık. Bu sefer bu apartman boş kaldı, aklımda da vardı diye bu binayı huzur evine çevirdim. Ahmet Tolgay yazılarında o zaman yaşlılarla ilgili bir şey yazmıştı, zaten benim içimde de vardı, böyle bir yer açacağız ve ismini de ‘İkinci Bahar’ koyacağız diye. Sonra da burayı açtık. Buranın direktörü oğlum Cahit Alibaba’dır, her şeyle o ilgilenir.

Kaç kişi kalabiliyor burada?
40 kişiye kadar alabiliyoruz… Burası 3 katlı, odalar da 3 kişiliktir.

Odalar yaşlılara göre mi donatıldı?
Biz burayı açmadan önce Sağlık Bakanlığı, Sosyal Hizmetler Dairesi her açıdan buranın kontrolünü yaptı, onların prosedürüne göre ne olması gerekliyse burada odalarda var. Mesela halı koyamayız odalara yaşlılar kayabilir diye. Kurallar böyle. Yerler parkedir, komodinleri ve yatakları var, kendilerine özel resimleri var, bazıları televizyon istiyor odalarına onlara tv koyuyoruz, klimaları var. Özel eşyalarını koydukları dolapları var.

YAŞLILARLA İYİ GEÇİNİLMELİ

Burada çalışanlardan ne gibi özellikler arıyorsunuz?
Çalışanlarımız burada eğitildiler aslında. Hastabakıcılar, hemşireler ve doktorumuz var, çok da meraklılar. Hasta bakıcıları çalışan olarak aldık, ne yapmaları gerektiğini öğrettik. Yaşlı bakımı yapamayanı, onlarla anlaşamayanı işten çıkardık. Şu anda çok iyi bir kadro oluşturduk, yaşlılarla çok güzel ilgileniyorlar. Serum, iğne, ilk yardım gibi konularda tecrübeli hemşirelerimiz var, doktorumuz haftada bir düzenli olarak ayrıca acil durumlarda istediğimiz zaman gelir.

Yatalak yaşlı alıyor musunuz?
Buradaki yaşlılarımızı yatakta bıraksak yatalak olurlar ama biz bırakmıyoruz kaldırıyoruz, muhakkak oturtuyoruz.

Burada bir gün nasıl geçiyor?
Sabah 5.30’da gececi hastabakıcılar çalışmaya başlar; yaşlılarımızın önce bezleri değiştirilir, temizlik ve bakımları yapılır. Ben saat 06.00’da gelirim, bu arada diğer gündüzcü bakıcılarımız da gelir, kahvaltıları hazırlanır. Ben geldiğimde hepsiyle tek tek ilgilenirim, onlarla konuşurum, kahvaltılarını yaparlar. Sonra da hepsi salonda toplanır, çalışanlar mutfak temizliğini yapar. Yaşlılarımız saat 09.00’da kahvelerini  içerler, ardından ara öğünleri verilir. Öğle yemeğinden sonra öğle uykusu için yatarlar.

Akşam kaçta yatıyorlar?
Saat 08.00’de yatıyorlar çünkü sabah 05.00’te uyanıyorlar. Böyle alıştılar.

Arkada bahçeniz var oraya çıkıyorlar mı?
Tabii, yürüyüş yapıyorlar, geziniyorlar, oturuyorlar orada.

Etkinlikleriniz oluyor mu?
Evet, her yılbaşı etkinlik düzenliyoruz, ayrıca zaman zaman öğrenciler geliyor YDÜ, DAÜ ve UKÜ’den. Bu öğrenciler bizi ziyaret ederler yılbaşına doğru… Hemen hemen her gün etkinlik düzenlerler. Burada da kendileri eğlenirler, bir yaşlımız var sesi çok güzeldir, toplanıp şarkı söylerler, hastabakıcılarla jimnastik yaparlar. Dışarı çok fazla çıkaramıyoruz açıkçası, bir kere çıktık, çok zor oluyor, yarıdan fazlası çıkamıyor zaten. Hastabakıcılarımız yürüyebilen üç, beş kişilik gurupları alır burada markete götürür.

“BİRİ DİĞERİNE SÖYLEDİ, KALABALIKLAŞTIK”

Buraya gelmek yaşlıların kendi tercihleri mi yoksa aileler mi karar veriyor?
Çoğunluğunu aileleri bakamadığı için getiriyor, ama sık sık ziyarete geliyorlar. Hele bayram günlerinde buraya çok sayıda ziyaretçi geliyor. Haftada en az 2 defa herkesin iki ziyaretçisi oluyor, çok ilgileniyor aileler. Önce aileler evde baktırmayı deniyorlar, bakıcı tutuyorlar ama olmuyor. Aylarca deniyorlar, başaramıyorlar ve buraya getiriyorlar. Memnun oldukça da herkes birbirine söyledi ve burası böyle kalabalıklaştı.

Yaşlıların yemekleri diyetlerine göre mi yapılıyor?
Genel olarak hafif yemekler yapılıyor, bazen kızartma gibi istekleri oluyor, örneğin patates istiyorlar, biz de kırmıyor yapıyoruz.

Huzurlu musunuz, böyle bir şeyi istediniz ve yaptınız?
Zaman zaman bunaldığım dönemler oldu,  bakıcı sorun olduğunda çok sıkıntı yaşadım. Şimdi kadrom tam istediğim gibi, o yüzden rahatım. Yaşlılarımız beni gördüklerinde çok mutlu oluyorlar, beni çok seviyorlar… Ben de her gün en az 3-4 defa uğrarım buraya, onlara zaman ayırıp, birlikte olurum.

BANYO GÜNLERİ

Bir yaşlı buraya sağlam gelir ama yaşlıdır, sonra hastalandığında ne yapıyorsunuz?
Burada hasta olduğunda hemen doktoru ararız, ambulans isteriz, anında ambulans gelir, zaten hastaneden çok memnunuz, mesafeli olmasına rağmen 5 dakikada buradadır, hastamız gider, iyileşince buraya geri getiririz.

Temizlik ve hijyen konusundan da bahseder misiniz?
Temizliğe çok önem veriyoruz, hiç pis koku olmaz burada, buraya çalışanları aldığımızda onlara söyledim, hiç koku olmayacak dedim. Yaşlılarımızın duşları yaptırılır, bakım ve temizliklerine özel önem veriyoruz. Banyo günümüz var hastabakıcılarımızla birlikte sabah erkenden başlarız. O gün izinli personel olmaz, biri soyar, biri yıkar biri de giydirir. Çok yoğun geçer, alıştılar yıkanmaya, önceden itiraz edenler artık etmiyor.  Buradaki düzene de alışıyorlar. Aileler de çok rahat ve memnunlar, huzurlular buradaki bakımdan dolayı.

Belli bir ziyaret saatiniz var mı?
Evet, kapıda asılı ziyaret saatlerimiz. İlk zamanlar saat sınırımız yoktu, aileler yanlış anlamasın diye ama sonra uyku saati ya da geç saatte ziyaret ediyorlardı biz de ziyaret saati belirledik. 09.00-11.00 ve 15-19 arası ziyaret saatleridir.

Kadın mı erkek mi daha fazla?
Kadın yaşlılarımız daha fazla.

Dergiler Haberleri