Mart ayından bu yana ‘pandemi hastanesi’ konusunda hükümet kaç kez karar değiştirdi?
Artık hesabını tutamıyor kimse.
’20 Temmuz’da pandemi sözünü bitireceğim’ demişti Sağlık Bakanı Ali Pilli. Sözcük bitmedi, hastanenin geleceği de netleşmedi.
Sağlık Bakanlığı’nın KTMMOB’nden proje için destek istediği açıklandı bu arada.
Fakat en son şekliyle Başbakan Tatar konuya daldı: “Pandemi hastanesi ihtiyacı söz konusu değildir” diye kestirip attı.
‘Lefkoşa Hastanesi Ayaktan Tanı Merkezi 45 yataklık bir pandemi kliniği olacak’ diyor Başbakan. Yani ‘mafiş pandemi’ demeye getiriyor.
Sağlık Bakanı Pilli aylardır ‘pandemi hastanesi’ deyip durmuyor muydu?
Hatta Corona virüsü ortaya çıkmadan, Aralık ayında böyle bir projeyi gündeme getirdiğini söyleyip bununla övünmüyor muydu?
Yanlış mı hatırlıyorum ben? Peki ya siz?
Hepimiz hafıza kaybı mı yaşıyoruz acaba?
Önce Mağusa Hastanesi’ni pandemi hastanesi yapmaya niyetlenmişti Sağlık Bakanı… Sonra Burhan Nalbantoğlu’na döndü. Bir süre orayı pandemi merkezine çevirdi, bazı servisleri Kolan’a yollattı. Lakin o iş tamam değildi. Vazgeçti. Giden servisler geri çağrıldı.
Sonra Girne Amerikan’dan alınan yarım inşaatın ‘pandemi merkezi’ olacağı müjdelendi ahaliye. İlerleyen zamanda Akçiçek Hastanesi’ne döndü rota.
Lefkoşa Hastanesi’nin park yerine inşa edileceği, projesinin hazır olduğu açıklandı, dijital maketi basına dağıtıldı. Sonra onun yerine Barış Ruh ve Sinir Hastanesi arkasında yapılacağı söylendi.
Bunlar söylenmedi mi yoksa?
Acaba gerçekten topyekun, hepimiz halüsinasyon görmüş olabilir miyiz?
**
Başbakan ‘pandemi hastanesine gerek yoktur’ diyorsa, bir bildiği olmalı, değil mi?
Virüsün yayılmaya başladığı ilk günlerde ‘Bizi teğet geçecek’ kehanetinde bulunmuştu Ersin Tatar. Şimdi de benzer bir mantık içinde olsa gerek.
Oysa Dünya ağlık Örgütü daha dün uyardı, ‘Virüs yayılıyor, vaka sayısında rekor artışlar var ve işimiz uzun ve zor’ diye…
İspanya, İtalya, Belçika dahil birçok Avrupa ülkesi tekrardan tedbirleri sıkılaştırmaya başladı.
Amerika kıtasında vaka sayısı da, ölenlerin sayısı da artıyor.
Asya ve Afrika’da, hatta Avustralya’da pandemi yayılıyor, sürekli tedbirler artırılıyor.
Hal böyleyken bizim Başbakan başka telden çalıyor, ‘Pandemi hastanesi ihtiyacımız yoktur’ diyor.
Bu açıklama akla bir Arap ülkesinde ‘hurmaya çıkıp fırtınaya yakalanan, inmek için dualar okumaya başlayan kişinin hikayesini’ akla getiriyor.
Önce 10 deve kurban edeceğini söylüyor, biraz inince 5’e düşüyor, daha da inince ‘2 kurban’ diyor. Ayakları yere bastığı vakit ise ‘mafiş kurban’ diyor.
Arabistanlı ayakları yere bastığında vazgeçmiş kurban vaadinden…
Bizimkilerin ayaklar ise hala yere basmıyor!