Okullarımızda Akdeniz iklimini “yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve az yağışlı” olarak okuduk ve sanırım hâlâ öyle okunuyor…
Ancak artık değişecek gibi görünüyor bu tanımlama…
10 yıldan fazla değildir, dünyada ve ülkemizde ‘küresel ısınma’nın gündeme girmesi… Önceleri, dünyanın bütünün daha sıcak olacağı, sıcaklığın 1-2 derece yükseleceği, deniz suyu sıcaklığının da buna paralel olarak artacağı belirtiliyordu.
Genel yaklaşım doğru, saptamalar yerinde ancak dünyanın genelinde ‘küresel ısınma’ farklı şekilde etkiler göstermeye başladı.
Örneğin dünyanın bir yerinde sıcaklık ve kuraklı olurken, başka bir yerinde (bizde olduğu gibi) soğuk ve yağışlı havalar gündeme geldi.
Bazı yerlerde daha güçlü hava akımları, fırtınalar, hortumlar görülmeye başladı, afetler, seller yaşanıyor…
Bizde bile daha önce görmediğimiz hortumlar oluşurken, betonlaşmanın da etkisiyle seller sürekli gündemimizde yer aldı.
Zamanla ‘küresel ısınma’ dediğimiz olgunun ‘iklim değişikliği’ olarak adlandırılmasının daha doğru olduğu anlaşıldı. Çünkü görüldüğü gibi bu gelişimden dünya farklı şekilde etkileniyordu.
Çok ciddiye almamıştık başta… Dünya da çok ciddiye almamıştı. ABD hâlâ ciddiye almıyor veya ABD’nin tröstleri kendi çıkarlarını korumak için “küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlamaya yönelik uluslararası tek çerçeve” olan Kyoto Protokolünü henüz imzalatmamışlardır.
***
Bundan 8-9 yıl önceydi sanırım; Avrupa Komisyonu Kıbrıs Temsilcisi Andrulla Kaminara, küresel ısınmayla ilgili önlem paketi hazırladıklarını belirtmişti çevreyle ilgili sivil toplum örgütlerimizle birlikte yaptıkları toplantıda… Bu önlemler paketinin isminin “20 20 20 for 2020” olduğunu kaydeden Kaminara; ilk 20’nin yenilenebilir enerji kaynaklarının 2020 yılına kadar yüzde 20 oranında artırılmasını; ikinci yirminin atmosferdeki karbondioksit salımının 2020 yılına kadar azaltılmasını; üçüncü yirminin ise 2020 yılına kadar enerji sarfiyatının yüzde 20 oranında düşürülmesini temsil ettiğini anlatmıştı.
2020 yılına bir yıl kaldı. Bu anlatılan hedeflerden hangisine ulaşıldı veya yaklaşıldı! Bu konuda henüz bir rapor görmedim, yani hedefe bir kalırken yapılması gerekenlerin ne kadarı yapıldı belli değil.
Kaldı ki Avrupa dışında dev bir ekonomiye sahip ve en fazla karbon salımını yapan ABD’nin bu konudaki duruşu ortadayken dünyanın konulan hedeflere yaklaşması çok mümkün görülmüyor.
***
En azından ülkemizde tekrar sel felaketlerini yaşamamak için gerekli önlemlerin alınmasını ve bugüne kadar yapılan yanlışların yapılmamasını dileyelim.
Belki değişen iklimler bizi de değiştirir!
***
akmaya başlamışlar!