Bağcıl maça son derece isteksiz ve heyecansız başladı. Bu durumu iyi değerlendiren Mağusa Türk Gücü oyunun ilk bölümünde genelde rakip kale önünde daha fazla göründü. Gol attı birçok pozisyon üretti. Bence MTG bu bölümü sayısal olarak da iyi değerlendirmeliydi. Çünkü takımın ileride oyunda düşeceği çok net bir şekilde görülmekteydi. Mağusa Türk Gücü savunması akıl almaz bir şekilde kendi ceza sahası önünde çakıldı kaldı. Bu durum takım boyunu uzattı. Defansın dışında kalan futbolcular çok büyük bir alanda oynamak zorunda kaldı.
Bundan ilk etkilenen Aziz ve Erol oldu. Oysa ki bu ikili maça son derece iyi başladı. Özellikle savunmanın önüne duvar ördü. Ama uzun soluklu koşular hem Erol hem de Aziz’i yordu. Oyundan erken düşürdü.
Uğur Gök ve Hüseyin Kayalılar. Mağusa’nın kanat oyuncuları. Her iki futbolcuda ilk dakikalarda silik bir görüntü çizdi. Beklenen katkıyı sağlayamadı. Daha sonra Uğur sol kanatta sürekli boşa çıkarak top aldı. Takımının ofansif lideri oldu. Bağcıl savunmasına zor anlar yarattı.
Ben aynı davranışı Hüseyin Kayalılar’dan da bekledim. Ama nafile. Hüseyin toptan o kadar uzak kaldı ki sahada varlığı ile yokluğu belli bile değildi.
Mağusa Türk Gücü gole kadar savunmayı iyi yaptı. Bağcıl her geldiğinde savunma bloğuna takıldı. Ev sahibi bu olumsuzluğu ortadan kaldırmak için dış şutları devreye soktu. İbrahim Çıdamlı bu konuda sorumluluk aldı. Birinci denemeyi kaleci çıkarttı. İkincide top kale direğinin sıyırıp geçti. Ali Oraloğlu fark edip müdahale edecek diye bekledim. Beklenen hamle gelmedi. İbrahim Çıdamlı 45’de yine dış şutla hesabı kesti. Futbol asla boşluk tanımaz. Bence Bağcıl geldiği zaman topa sahip olan futbolcu mutlaka daha yakından alınıp ona şut şansı tanınmamalıydı.
Mağusa Türk gücü soyunma odasına mağlup girdi. Bu gol rüya gibi başlayan bir maçın kabusa dönüşmesine neden oldu. Gençlerin çoğunluklu olduğu bir takımın toparlanıp geriye dönüş yapması oldukça zor. Mağusa Türk Gücü iyi oynayıp oyuna hakim olduğu dakikalarda çok önemli iki hata yaptı ve geriye düştü.
Birinci hata, Zeki’nin kademe hatası yaparak adam kaçırması ve penaltıya sebebiyet vermesiydi ki bu penaltı gole çevrildi. İkinci hata ise Mağusa takımının dış şutlara önlem almamasıydı.
Bağcıl kötü başladı. Gençlerden kurulu rakibi karşısında gole kadar etkisiz kaldı. Topa sahip olan her futbolcu etrafında bir tur atmadan pas vermedi. Ağır oynadı. İleri gidemedi.
Buna karşılık rakip sadece soldan Uğur’la geldi. Uğur bire birlerde etkili bir futbolcu. Topu her aldığında geçti geldi. Bence Uğur topu aldığı zaman mutlaka destek gidip ikili sıkıştırma yapılmalıydı.
Bu saydığım tüm olumsuzluklar ilk yarı için geçerliydi. İkinci yarıda Bağcıl rakibin oyundan düşmesinden faydalanarak topa daha fazla sahip oldu. Önceki hatalarını yapmayıp genelde tek veya kontrol pas oynadı. Bu düşünce rakibi daha da yordu. Sabri, Raif, Amani, İsmail Soydan ve İ. Çıdamlı ofansif oyunda başarılı oldu. Abdullah orta alanda üretken bir performans çizdi.
Tüm bu olumlu yansımalar Bağcıl için kötü başlayan maçın galibiyetle bitmesine neden oldu.
Bu galibiyet Bağcıl’a ilaç gibi geldi.