Turşusunu bir kez denediğim Pulya turşusu, Kıbrıs meze geleneğinin önemli ürünlerinden biridir.
Bu mezenin tutkunu olanlar azımsanmayacak derecede çoktur.
1995 yılından bu yana et yemeyen biri olarak av hayvanlarını uzun zamandır hayatımdan çıkartmışımdır. Ama Pulya dendi mi, bu küçücük göçmen kuşlarının adamızı ziyaretini bekleyenler epey kalabalık.
Niyazi Türkseven’in “Kıbrıs’ın Kuşları” isimli kitabında Pulya’nın resmi adının Karabaşlı Ötleğen (Sylvia Atricapilla) olduğunu öğreniyoruz. Aynı kaynaktan yola çıkarak Pulya kuşunun, Kıbrıs’ın kuzeyinde Ronnas Deresi ve Ziyamet köyünün kuzeybatısındaki tepelerin önemli yaşam alanları olduğunu da bilgilerimize katıyoruz.
Genelde Ağustos ayında adamızı ziyaret etmeye başlayan göçmen kuşu Pulya’nın bu ziyaretlerinde 100 milyona yakın bir koloni oldukları belirtiliyor bazı kaynaklarca. Bu ziyaretlerinde yakalayıcılar tarafından kurulan ağ ve ökselerle geçtiğimiz yıllarda 1.5 milyon Pulya kuşunun yakalandığı da belirtiliyor.
Gazete arşivlerini tararken bugün güneyde kalan ama aynı isimle Kuzey’de de yaşam sürdüren Boğaziçi köyümüzün özelliklerinden biri olarak Pulya’nın önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Kuzey’de de yıllarca Boğaziçi Pulya Festivali’nin gerçekleştirilmiştir.
Peki söz konusu Boğaziçi Pulya Festivali, bu isimle tarihimizde ne zaman başlamış diye soruyorsak, cevabını da okuyacağımız bu haberde bulabiliriz.
“02 Kasım 1969-Bozkurt Gazetesi-syf:1/4
Boğaziçi Pulya Festivali Başarılı Oldu
Boğaziçi’ne Giden Özel Muhabirimiz Yazıyor:
Boğaziçi eski ismiyle Aytotro köyünde dün akşam düzenlenen ve her yıl tekrarlanacak olan Pulya Festivali hava muhalefetine rağmen başarılı olmuştur. Lefkoşa, Limasol, Lârnaka ve civar köylerden kalabalık bir halk topluluğunun hazır bulunduğu festivalde bol bol pulya yenmiş, dans edilmiş, çeşitli eğlenceler düzenlenmiştir. Festival münasebetiyle köye getirilen bir Orkestra çaldığı hareketli parçalarla geceye renk katmış, genç ihtiyar herkes geç saatlere kadar coşkunca eğlenmiştir.
Festival köy İlkokulu Öğretmenlerinden Nadire Ali Dede’nin açış konuşmasıyle başlamıştır. Öğretmen hanım yaptığı konuşmada Pulya’nın bölgenin ve bilhassa Boğaziçi’nin özelliği, son derece kıymetli ve büyük iktisadi değere sahip küçücük bir kuş olduğunu belirtmiş ve festivalin düzenlenmesindeki gayeye temasla şöyle demitşir:
‘Şimdiye dek pulya yemek isteyenler civarımızda bulunan ve hemen hemen tamamı Rum olan gazinolara gitmekte ve pahalı bir şekilde onlarda yemektedirler. Biz istiyoruz ki, halkımızın ayağı Boğaziçi’ne alışsın ve bu bir buçuk, iki aylık Pulya mevsiminde bir iç turizm faaliyeti gelişsin köyümüzde. Bunun için güzel yerlerimiz, gazinolarımız olsun.’
Nadire Ali Dede daha sonra, bir başlangıç olmak üzere bu festivalin tertiplendiğini, imkânlar nisbetinde bunun her yıl tekrarlanacağını belirtmiş ve Bığaziçi Pulya Festivali’ni Kıbrıs Türkü için bu mevsimde cereyan eden önemli ve ilgi toplayan bir olay olarak kabul ettirmek istediklerini söylemiştir. Konuşmacı sözlerini, festivalin yıldan yıla, eksikliklerin giderilmesi ile daha iyi daha güzel olacağını belirterek tamamlamış ve misafirlerin hoş vakit geçirmelerini temenni etmiştir.
Köy öğretmeninden sonra Lârnaka’dan Dr. Orhan Müderrisoğlu söz almış ve festivalin düzenlenmesindeki isabetli karardan bahisle köyün mücadelesinden, üstün direnişinden söz etmiştir. Müderrisoğlu festivalin her yıl, daha da gelişmiş olarak tekrarlanması ümit ve temennisini izhar etmiş ve tertip heyetini kutlayarak festivale başarılar dilemiştir.
Konuşmaları müteakip halk sofra başına geçmiş, bol bol pulya yemiş, dans edip eğlenmiştir. Bu arada çeşitli eğlenceler, müsabakalar düzenlenmiş, şanslılara Pulyalar ikram edilmiştir.”
Bozkurt gazetesindeki haberden de yola çıkarak Pulya’nın içki masalarında meyhane kültürünün bir mezesi olarak kullanılmasının Kıbrıslı Rumlarca başlatıldığını görüyoruz ki bu konudaki bazı kaynaklar da bunu doğruluyor. Fırında ya da sirkede hazırlanan 12 cm boyundaki Pulya’nın günümüzde avlanması, çevrecilerin mücadelesiyle sadece av mevsiminde ve özel arazilerde gerçekleştirilebiliniyor. Turşusunun kurulması ise yasaklanmıştır.