İlk kez “kayıp” bir Kıbrıslırum, Karpaz’da defnedilecek…

Sevgül Uludağ

“Kayıp” Yannakis Savva Liasi’den geride kalanlar, Karpaz’daki köyüne, Aya Triada’ya (yeni adıyla Sipahi) defnedilecek… İlk kez bir “kayıp” Kıbrıslırum, Kıbrıs’ın kuzeyinde defnedilecek… Bunun nedeni “kayıp” Yannakis’in annesi ve babasının 1974’ten sonra köyleri Aya Triada’dan ayrılmayıp Karpaz’da yaşamaya devam etmeleri… Yannakis’in kızkardeşi Tulla Liasi ise Hollanda’da yaşıyor yani Yannakis’i Kıbrıs’ın güneyine defnetmek istememişler çünkü bu “kayıp” Kıbrıslırum’un en yakın akrabaları Karpaz’da ve yurtdışında yaşıyor…

1974’te “kayıp” edilen Yannakis Savva Liasi’den geride kalanlar Arapköy’de (Klepini) beş kişilik bir toplu mezarda bulunmuştu 2010 yılında yani tam dört yıl önce… DNA kimlik tespiti ancak dört yılda sonuçlanabilmiş ve şimdi Yannakis Liasi’nin ailesine geri dönüş yolculuğu başlıyor – ama sağ olarak değil, küçük bir tabut içinde… Liasi ailesi sade bir törenle toprağa verecek Yannakis’ten geride kalanları, Aya Triada’daki Kıbrıslırum mezarlığına… Oradaki kilisede bir tören yapılacak… Yannakis’in kızkardeşi Tulla, Hollanda’dan adaya gelecek, bir ressam ve bir resim öğretmeni olarak son 34 yıldır Hollanda’da yaşıyor…

Tulla, kardeşi Yannakis için Kıbrıslırum makamlar aracılığıyla kuzeyde defnedilmesi için başvuru yaptıktan yaklaşık bir ay kadar sonra herhangi bir yanıt alamadığı için aramıştı beni… Zaten Tulla’yla daha önce de konuşup kardeşinin öyküsünü bu sayfalarda yayımlamıştık… Ben de sevgili Tulla uzakta olduğu, annesi babası çok yaşlı ve Karpaz’da olduğu için bu başvurunun ne aşamada olduğunu öğrenmeye çalışmıştım Kıbrıslıtürk makamlardan, Kıbrıslırum makamlardan ve Birleşmiş Milletler’den…

Tulla Liasi önceki gün Cyprus Mail gazetesine “Kardeşimin köyümüze defnedilecek olması büyük bir onurdur, askeri bir tören yapılmayacak olsa da…” diyor.

“Kardeşim kayıp olalı aradan tam kırk yıl geçti… Şimdi geri dönüyor, ait olduğu yere geri dönüyor, çocukluk yıllarını geçirdiği, hiçbir kaygısı olmaksızın çocukken gülüp oynadığı yere geri dönüyor. Huzur içinde yatabileceği tek yer burasıdır, sonsuz bir huzur içinde olabileceği tek yer evidir…” diye konuşuyor.

5 Mayıs 1953’te Aya Triada’da dünyaya gelen Yannakis Liasi, Yalusa (şimdiki adıyla Yeni Erenköy) lisesini bitirmiş, 1974’te Atina Üniversitesi’nde Ekonomi Bölümü birinci sınıf öğrencisiymiş…Ailesinin onu sağ olarak gördüğü son tarih 11 Ağustos 1974’tü – Ayios Epiktitos’a (Çatalköy) gönderildiklerini söylemiş…. Ondan bir daha haber alınamamış…

Yannakis Liasi’nin cenaze töreni 12 Temmuz 2014 Cumartesi günü saat 11.00’de Aya Triada’daki kilisede yapılacak ve ardından köydeki Kıbrıslırum mezarlığına defnedilecek.

--------------------------------------------------------------------------------

ALITHIA

1964’ten “kayıp” Kıbrıslırumlar konusunda Kıbrıslırum yönetimine suçlama…

 

Lefkoşa, 7 Temmuz 2014 (T.A.K): Güney Kıbrıs’ta faaliyet gösteren 1964 Kayıp Yakınları Derneği Başkanı Haris Simeonidis, Kıbrıslırum Yönetimi’ni, 1964 yılında “kaybolan” 44 Kıbrıslırum’un akıbetinin belirlemesi konusunda özlü hiçbir şey yapmamakla suçladı.

Alithia gazetesi, 1964 dönemine ait “kayıplar”ın aileleri için acının, hem yakınlarını kaybetmeleri, hem de devletin bu konuda hiçbir şey yapmaması nedeniyle “çifte” olduğunu yazdı.

Gazete, 1964 Kayıp Yakınları Derneği Başkanı Haris Simeonidis’in konuya ilişkin açıklamalarına geniş yer verdi.

Habere göre, Simeonidis, 1964 “kayıplar”ının bulunmasına ilişkin yapılan kazılarda ve DNA testlerinde,  bazı Kıbrıslıtürkler tarafından öldürülen sekiz kişinin, ölmeden önce belli bir zaman dilimi içerisinde canlı olarak tutulduğunu gösteren bulgulara rastlanıldığını ancak devletin bu kişileri kurtarmak için hiçbir şey yapmadığını belirtti.

Simeonidis, bu kişilerden birinin 3 Mart 1964’te “kayıp” edildiğini, 30 Haziran 1964’e kadar tutuklu tutulduğunun kanıtlandığını; 16 kişinin de “işkence gördüğünü ve başlarına aldıkları darbelerle öldürüldüklerinin” tespit edildiğini söyledi.

Simeonidis, “devletin 1964 “kayıpları”nı neden gömdüğünü bildiğini” belirterek, sorumlu olanların konuşması gerektiğini söyledi.


(TAK Ajansı Rumca Haber Bülteni’nden – 7.7.2014)