İlk Memur Kadınımız-1920

Eralp Adanır

Seçim atmosferinin arttığı bugünlerde, özellikle siyasi partilerin "Cinsiyet Kotası" için aday aramalarının ayrı bir yeri vardır. Bu topluma gerçek anlamda hizmet etmek ve bilgisini, yetisini, enerjisini bu alanda kullanmak için kendini bir "hizmet insanı" olarak görüp aday olan kadın siyasetçilerimizi yürekten kutlarım. Cinsiyet kotası -başka alanlarda da olabildiğince- genelde kadınların siyasette daha ileride yer alabilmeleri ve siyasetteki kadın sayısının yukarı çekilebilmesinin amaçlandığı bir yöntemdir. Kısacası; bu alanda yarışa eşit şartlarda başlanabilmesi için cinsiyet kotasının öneminin büyük olduğuna inanılır.

"Birleşmiş Milletlerce 1979’da kabul edilen Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), Birleşmiş Milletler düzeyinde kadının insan haklarının sözleşmeye taraf olan ülkeler içerisinde geliştirmek amaçlı en yararlı araçlardan biri olarak kabul görürürken, CEDAW Sözleşmesini imzalayan ülkelerin ise, kadınların uğramış oldukları somut ayrımcılığı ve kadının insan haklarının geliştirilmesi konusunda raporlama yapmak ve sunmakla yükümlü kılar. CEDAW Sözleşmesi 8 Mart 1996 günü KKTC Cumhuriyet Meclisi tarafından onaylanmıştı."

Bundan 97 yıl önce (1920) Kıbrıslı Türklerin kamuda çalışma hayatına atılan ilk kadınımız olarak sosyal-çalışma tarihimize adını yazdıran "Akile Hanım", bu alanda kadının da yer alması ve önünün açılması gerektiği yönündeki ilk kıvılcımdır. Kıbrıs'ta 1920'li yıllarda Osmanlı geleneği içerisinde bir yandan mutaasıp-tutucu bir yaşam biçimi yer alırken diğer yandan bundan 97 yıl öncesinde "çağdaş" bir düşüncenin ve hareketin var olduğunu görmek mümkündü, Kıbrıslı Türk yaşamı içerisinde. Bu da şunu gösteriyordu ki; Kıbrıs Türk insanının modernleşmek adına attığı adımlar, sırasında Anadolu'dan da önde gidebilmekteydi. Elbette bunda, İngiliz yönetimi içerisinde bulunmalarının da büyük bir katkısı vardı.

Rahmetle andığım Harid Fedai hocamızın Kıbrıs gazetesinde uzun  soluklu yer alan "Eski Basınımızdan" başlıklı köşesinin ne kadar değerli bir çalışma olduğunu anlatacak kelime bulamıyorum. Bizlere müthiş bir arşiv bırakmıştır bu konuda. İşte onun günümüz Türkçesine Osmanlıca'dan çevirdiği bir gazete haberinde rastlıyoruz "ilk kamu görevlisi kadınımız"ın haberine...       

"Doğru Yol Gazetesi, 23 Kasım 1920 Pazartesi, sayı:59

.....

Kadın Yaşamında Atılım

Edinilen bilgiye göre Bodamyalızade İzzi Bey'in eşi Akile Hanım içinde bulunulan ayın başından itibaren Sağlık Müfettişi atanmıştır. Ada'da kamu hizmetine giren hanımlardan ilki Akile Hanım olduğu için bu konu, sosyal yaşantımız açısından önemli bir konu olma özelliğini taşır.

Akile Hanım'ın bu girişiminin kadın dünyasında büyük bir değişim getireceği ve bundan sonra kamu hizmetine katılmak isteyen Türk hanımlarını yüreklendireceği kuşkusuzdur.

Akile Hanım'ın gösterdiği bu uygar davranıştan dolayı memnuniyetimizi beyan eder yeni görevinde kendisine başarılar dileriz..."

(Harid Fedai, Kıbrıs Gazetesi,Eski Basınımızdan, 1 Mart 1999)

Görüldüğü gibi Kıbrıs Türk kadını, 1920'li yıllarda çalışma hayatında yer alarak ekonomik özgürlüğünü kazanmak yanında, ev geçiminde maddi olarak da rôl alabileceğini göstermekteydi. Elbette sadece kamu görevinde değil, 1925 yılında kurulan Darül Elhan gibi müzik-tiyatro oluşumunda da gerek korist gerekse tiyatro oyuncusu olarak görev aldıklarını biliyoruz kadınlarımızın.

Hele hele yakın geçmişimizde yitirdiğimiz bir değerimizi hiç unutmamak ve önünde saygıyla eğilmek gerek. Servet Sami Dedeçay...

"1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nın hazırlanışı sırasında Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Komisyonu’nda Prof. Nihat Erim başkanlığındaki Türk heyetinin sekretaryasını yürütmüş, 1968’de Sorbonne Üniversitesi’nde suç bilimi üzerine doktorasını tamamlayarak, o dönem Kıbrıslı Türk ve Rumlar arasında sosyal bilimler dalında ilk doktoralı kadın unvanına sahip olmuş, 1972’de Kıbrıs’ın ilk üniversitesi olan Lefkoşa Özel Türk Üniversitesi’ni kurmuş, 1976'nda ilk kez Rauf Raif Denktaş'ın karşısına bir "kadın" olarak Devlet Başkanı adaylığıyla çıkan ilk kadınımız Servet Sami Dedeçay..."

Kıyafetten düşünceye, sosyal yaşamdan politikaya kadar Kıbrıs Türk kadınının çağdaşlaşma, üretme ve birey olarak söz söyleyip idareci, yönetici, topluma yön verici olabilecek konumlara gelebileceklerinin örneklerini her geçen gün görebilmekte, çoğaltabilmekteyiz. Yeter ki nitelikli, cesur ve direngen adımlar atılabilsin...