- Niye Sarris olayına köşende hiç değinmedin?, diye sordu bir okur.
Haklı!..
Ama doğrusu, Girne'de askerliği sırasında "disipline" edilen Uğur'un, yaşamına mal olan "istismar" daha öncelikliydi benim için…
* * *
Meselenin, bizi ilgilendirmeyen tek yönü, kişinin cinsel tercihi.
Kime ne?
Oysa…
Kıbrıslı Rum eski bir Maliye Bakanı'nın "gündeme gelmesi"ne neden olan polis açıklamasında, tek gerekçe de bu!..
"Bizim kültürümüzde yok" falan gibi zırvalar bir yana; ya memleketin onca unutulmaz simasını görmezden geliyor insanlar, ya da kendi gerçek dünyamızın farkında değil hâlâ?
Şimdi Osmanlı padişahlarından nicesinin, erkek sevgililerine yönelik şiir ya da methiyelerini ortaya çıkararak edebiyattan girmeye bilimden çıkmaya da gerek yok.
Dedim ya, bize ne!
* * *
Çocuk istismarı ve fuhuş varsa ortada, işin bu boyutu önemli.
Çünkü ikisi de, suç…
Var mı?
Henüz bilmiyoruz!
Ama şunu biliyoruz.
Bu ülkede "fuhuş" var!
Hem de devlet kontrolünde!..
Peki niye böylesine gelmiyor gündeme?
* * *
Çocuk istismarı yok mu peki ülkede?
Daha birkaç hafta öncesinde dosya hazırlamıştık, "Surlariçi"nde bedenini satan çocukları".
Ne oldu peki?
Hiç!..
Bu ülkede sömürülen çocuklara, bedenini satan çocuklara, ara sokaklarda ayak üzeri pazarlanan çocuklara acaba ne zaman "Saris"e yaptığı "suçüstü"nü yapacak bu devlet?!
* * *
Yani meselenin öne çıkma sebebi "fuhuş" ya da "istismar" değil, "başrol"de bir Kıbrıslı Rum'un olması.
Elbette ki ne çocuk istismarına, ne de insan bedeninin satışına alkış tutmaz, tutamaz kimse.
Ama meseleye "ilkesel" bir itiraz olsaydı ortada, çok başka olurdu gündem…
Ne istismar ne de fuhuş düşmezdi manşetlerden…
Çünkü…
Sarris'ten önce de vardı tüm bunlar, sonra da olacak.
Ne yani, "kıyamet" koparmak için, illa ki bir "öteki" mi aranacak?