‘İllegal’ yapının yavruları

Cenk Mutluyakalı

Kıbrıs’ın kuzeyinde “Sanal Bahis” odaklı büyük bir servet var.

Öyle böyle paralar kazanılmıyor.
Bu işi “yasal izin”le yapan işletme sayısı şimdilik dörtle sınırlı olsa da ahtapotun kolları gibi uzayan, dallanan ve budaklanan bir yapılanma gözden kaçmıyor.

Yasal” dediğimiz çerçeve de izni veren “devlet”in çapı kadar!
Yasa dışılık içinde bir yasallığın tarifi evrensel ölçütlerde mümkün olamıyor.
Paranın “baba”sı yurt dışına yönelik oynanan bahisten kazanılıyor.

“Kara para” devlet taklidi bir makine içinde yıkanarak tören adımlarla “tertemiz” huzura seriliyor.
Girne’den Anadolu’ya yol bağlıyor ve ne engel dinliyor aramızda, ne Toroslar!


***

Bet ya da sanal bahis üzerinden söz açılmışken…
“Yasal” işletmeler dışında yüzlerce, hatta binlerce illegal bahis ve kumar sitesi olduğu konuşuluyor. Teknoloji yardımı ile internet üzerinden oluşturulan minyatür kumar odaları, buralara boşalan milyonlarla birlikte “tanınmamışlığın avantajlarını” keşfetmenin hazzına varmış kalabalıkların iştahını kabartıyor.
 

Tam bir “kayıtsızlık” yaşanıyor ve bu illegal bedenin sırtı "KKTC"ye yaslanıyor.
Kirli bir “serbest bölge…
Korsan alan!
Kara para üssü!

Türkiye’nin İçişleri Bakanı sanal kumarda 50 milyar dolarlık para döndüğünden söz etmişti en son…

 

Dünya kadar insanın ortaklaştığı bir ağdan söz ediyoruz.

Gencecik operatörler boylarından büyük maaşlara kavuşuyor böylece; hazır yemek servisçisinden bilgisayarcısına, şoföründen bekçisine yüzlerce insan bu organizasyondan karnını doyuruyor.

En önemlisi de siyasetle iç içe geçmiş bir yapı yükseliyor.
Siyasetle, medyayla, mafyayla!

Özellikle de lisans izinleri ve yıllık harçlar üzerinden bu yapıyı yöneten “ulusal” siyaset, hem finansmanını sağlıyor, hem de gücünü koruyor.

Elbette köşe başlarını tutanlar önemli servet sahibi oluyor.
Geçmişte de yazmıştım, "Bu evleri, bu arabaları, bu apartmanları ne zaman aldılar, nasıl aldılar, bu paraları nereden ve nasıl kazandılar" dediğimiz dünya kadar insan var.
Ne iş yaptığını bilmediğimiz pek saygın iş insanı kaynıyor ortalık!
Kimi korkulası tipler, kimi bizim ‘ahbaplar.’

Para parayı çekmiyor sadece insanı da çekiyor!
Gösterişli ve konforlu hayatlar köpürüyor ada yarısında, kayıt dışılığın cazibesini dibine kadar kullanmak yönünde ustalaşan kitleler, kolay ve yorulmadan çok paralar kazanıyor böylece…

Bu “kirli” alanın rekabeti de “temiz” olmuyor tabii.
Sonu da!

Çok da uzatmayalım...
Siz “ayrı devlet ve egemenlik” deyiniz.
Biz “kokuşmuşluk…”

Hayatın kendisi neyin ne olduğunu gösteriyor zaten!


 

Falyalı’nın geride bıraktığı emekçiler unutulmasın


İşin bir güvenlik boyutu var, bir de ekmek!
Halil Falyalı’nın geride ne kadar çalışan bıraktığını merak ettim.

Tam rakama hemen ulaşmak mümkün değil çünkü çok sayıda şirketi var.
Farklı farklı isimlerle kayıtlı…

Bahis şirketi Larsen, turizm işletmesi Les Ambassadeurs Hotel, Casino and Marina üzerinden bir araştırma yaptım, Çalışma Bakanlığı’ndan aktif sosyal yatırım sayılarını istedim.

Larsen Bet (Bahis) işletmesinde aktif yatırımı yapılan 622, Les Ambassadeurs otelde 280, casinoda 95, marinada 25 çalışan var. 1.022 çalışan var, sadece iki işletmede…

Farklı farklı işletmeler de var…
Öyle tahmin ediyorum ki 2 binin üzerindedir gerçek sayı…

Tüm bu insanların ailelerini de düşündüğümüz zaman çok ciddi bir istihdam ve ekonomik alan ortaya çıkıyor. Bu işletmelerin diğer paydaşlarını da düşünürsek “geride kalanlar”a sahip çıkılması gerekiyor mutlaka…

Hele de ekmeğin aslanın midesinde olduğu bu yokluk, bu yoksulluk zamanlarında…



‘KKTC Bakanlar Kurulu’ Kumyalı’da


“Mafya” diyorlar.
“Kara para” diyorlar.

KKTC Bakanlar Kurulu cenazedeydi dün ve bayraklarla uğurlandı Halil Falyalı.

Başbakan ve tüm bakanlar oradaydı.
‘Mafya’ iddialarına bir yanıt gibiydi cenaze (!)

Hükümet, cenazeye gösterdiği duyarlılığı, cinayetin araştırılmasına da gösterir umarım...
Bir de ‘sivilleşme’ye !