Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, bir süreden beridir tartışmalara neden olan Gazimağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Tulga yazılı açıklamasında, “Mağusa, İskele ve Yeniboğaziçi İmar Planı üzerinden koparılan fırtına, bazı kişi ve çevrelerin niyeti, yaklaşımı yanında geçmişten ders almadığımızı da gösteriyor” dedi.
Tulga, imar planı tartışmalarıyla, plan istemeyen, “bırakacaksınız yapsınlar, tüket gitsin” anlayışında olan güç odaklarını görme fırsatının yakalandığını savundu ve bu “acıklı” durumun “herkesin acizliği” olduğunu belirtti.
Yıllarca emirname ile idare edilemeyeceği, imar planlarının hedef olması gerektiği ifade edildiği halde ne emirname ne de plan istenmediğinin son zamanlarda yapılan tartışmalarla bir kez daha ortaya çıktığını ileri süren Tulga, “Ortaya irade koyan, koyabilecek olan hükümet yok, devlet yok. Statüko fazlası ile herkesi zehirlemiş” iddiasında bulundu.
Tulga, Gazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi İmar Planı çalışmaları ile 330 bin gibi neredeyse Kuzey Kıbrıs vatandaş sayısı kadar bir nüfusa göre yapılaşmaya imkan yaratıldığı halde, hala en küçük toprak parçasını satarak veya satın alarak rant elde etmek isteyen bir kültürle karşı karşıya olunduğunu ileri sürdü.
Tulga, “Bu kadar çok kültürel yozlaşma ve sıkıntının içinde arsanın, arazinin ve toprağın, günü kurtarma ve tüketim aracı olarak görülmesinin bir yere kadar anlaşılır olduğunu, ancak bu durumu kabul etmenin de boyun eğmenin de mümkün olamayacağını”, belirterek Girne’yi örnek gösterdi.
“Daha fazla Girne yaratılmasına tahammül etmek vicdansızlıktan başka bir şey değildir.” diyen Tulga, Girne’yi ülkenin bir kaybı olarak görmek gerektiğini ifade etti.
Geçmişte güzellikleriyle dünyada anılan Girne’nin bugün vatandaşın dahi gitmek istemediği bir kent durumuna geldiğini ifade eden Tulga, “Tüketmeyi değil üretmeyi, çoğalmayı, geleceği öngören, doğanın, ülkenin sınırsız olmadığını bilen bireyler karşısında ne bir eksik ne de bir fazla diyen bir anlayışı hedefleyen, yoksula, ezilene pozitif ayrımcılıktan korkmayan yeni bir anlayışa, başka türlü bir politikaya ihtiyaç var.” ifadelerini kullandı.