Mağusa-Yeniboğaziçi-İskele İmar Planı meselesi son şekliyle yeni bir ‘komite’ye havale edilmişti. Hükümet ortakları arasında ortaya çıkan görüş farklılıkları sonrası oluşan bu komitede iki partiden isimlerin yanı sıra kimi sivil toplum örgütlerinden de temsilciler yer alıyor.
Bu ekip geçen hafta Cuma günü Başbakan Ersin Tatar’dan davet aldı. Bu toplantıya İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın yanı sıra HP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay da katıldı.
Halkın Partisi kanadının ve özellikle Bakan Baybars’ın ‘İmar Planı mutlaka geçecek’ şeklindeki yaklaşımı biliniyordu. İşte bu toplantıda Başbakan Tatar topu Mimar Mühendis Odaları Birliği’ne attı, ‘Onlar ne derse ben kabul ederim’ gibi sözler etti ve komiteye ‘gidin çalışın’ mesajı verdi.
Komite de sürekli toplanıyor.
Ancak ilginçtir, bazı toplantılara UBP’nin temsilcileri katılmıyor. Mesela İmar Planı’nın Yeniboğaziçi ile Mağusa bölgelerinin ele alındığı Salı günkü toplantıda UBP temsilcileri Ersan Saner ve Gürkan Kara yoktu.
Diğer yandan kimi UBP yöneticileri hala İmar Planı’nda orman ve tarım arazilerinin imara kapatılması fikrine alenen karşı çıkıyorlar.
Önceleri plana destek veren ama son birkaç haftadır yan çizen ve ‘ötelenebilir’ demeye başlayan UBP’nin, çeşitli çıkar gruplarıyla karşı karşıya gelmemek için İmar Planı’nı ‘bir başka bahara bırakma’ stratejisi uyguladığı yorumları giderek güç kazanıyor.
**
Şu an bölgedeki yapılaşma 10 Aralık 2018’de yayımlanan ‘geçiş süreci emirnamesi’ ile yürütülüyor. Emirnamenin yürürlükten ne zaman kalkacağı konusunda farklı argümanlar var. Bu anlamda 31 Aralık 2019 günü, yani yılın son iş günü kritik bir tarih olarak görülüyor.
Emirnamenin 29’uncu maddesi “Bu Emirname, 31 Aralık 2019 tarihinde veya o tarihten önce Gazimağusa İskele Yeniboğaziçi Bölgesi İmar Planının yürürlüğe girmesi halinde, adı geçen planın yürürlüğe giriş tarihinde yürürlükten kalkar” diyor.
Bu cümlenin ne anlama geldiği konusunda iki farklı görüş var.
Bir görüşe göre, İmar Planı yayımlanıncaya kadar emirname yürürlükte kalmaya devam edecek.
Diğer görüşe göre ise emirname, İmar Planı yayımlanmazsa 31 Aralık günü yürürlükten kalkmış olacak. Bu durumda ‘emirname öncesi’ne, yani Fasıl 96’ya dönülmüş olacak.
**
31 Aralık tarihine sadece 3 iş günü kaldı. O güne kadar ilgili komite çalışmalarını tamamlar mı, belli değil.
Ama siyaset, yani hükümet ortakları bu çalışmaya nasıl bakar, esas soru bu…
Kulislerde iki senaryo konuşuluyor.
İlk senaryoya göre, ortaklar ‘iş kemale ermedi’ diyerek, imar planını ertelemeye karar verebilirler, ki bunun için HP’nin geri adım atması gerekir.
İkinci senaryoya göre, UBP planın yayımlanmasını kabul edebilir.
Üçüncü senaryo ise bir siyasi krizi tarif ediyor. Buna göre UBP karşı çıksa da HP kanadı İmar Planı’nı İçişleri Bakanı’nın imzasıyla yayımlar. Bakanın böyle bir yetkisi var.
Ama bu İmar Planı’nın yürürlüğe girmesi için yeterli olur mu?
Zira İmar Planı bakanlıktan yayımlansa bile Resmi Gazete’de de yayımı gerekiyor. Devlet Basımevi ise Başbakanlık’a bağlı.
Kimilerine göre Bakan imzaladıktan sonra Basımevi gelen evrakı yayımlamak zorunda… Ancak başka isimler Resmi Gazete yayımı için Başbakanlık’tan onay gerektiğini söylüyor, ki bu görüş akla daha yatkın gibi duruyor.
Ve ‘kriz senaryosu’ yazarları şunu iddia ediyor:
Ayşegül Baybars, UBP’nin itirazına rağmen İmar Planı’nı imzalayıp gönderecek ve topu Başbakan’a atmış olacak. Bu durumda HP kanadı ‘sözümüzü tuttuk’ diyecek.
Bu durumda Başbakan Tatar’ın iki seçeneği olacak: Ya onay verip İmar Planı’nı Resmi Gazete’de yayımlatacak ve yürürlüğe sokacak… Ya da planı Basımevi’ne değil, Ayşegül Baybars’a geri yollayacak.
HP’nin buna tepkisi ne olur?
Bilmiyorum.
Mağusa-Yeniboğaziçi-İskele İmar Planı yılbaşı arifesinde bir siyasi krize yol açabilir gibi görünüyor.
Ya da iki parti de rol yapıyor ve aslında statükonun devamından başka bir amaç gütmüyor.
Zaten bölgedeki rant beklentisi de statükonun devamından yana duruyor.