İnanç özgürlüğü mü!?

Tayfun Çağra

Kadın haklarını savunurken, şiddete karşı yürüyüşler, eylemler yaparken, psikolojik ve de fiziksel şiddetin aynılığını konuşurken sadece gözlerin göründüğü kapkara bir giysinin içinde ‘sahip’in yanında yürüyen kadınların özgür seçimlerinden bahsetmek ne kadar gerçekçidir!

Bir kadın böyle bir seçim yapar mı?

Bu seçimi yaparsa da özgür bir seçimden söz edilir mi?

Özgürce, kendi isteğiyle böyle bir seçim yapmış olsa bile bu seçimi tartışmak ne kadar yanlış olur?

“Biri mayoyla gezerse tepki yok da buna neden tepki var” gibi sorular karşısında mayoyla gezmenin hoş olmadığı gibi kara çarşafla gezmenin de hoş olmadığını söylemek mümkün.

Hatta daha ileri giderek mayoyla gezenin özgür iradesinden söz etmek de mümkündür ama kara çarşafın özgür bir seçim olduğunu rahatça söyleyemem. İşte o zaman o seçimin ne kadar doğru bir seçim olduğunu da tartışırım. Mayoyla gezmenin (tabii ki denizde değil!) nasıl bir seçim olduğunu tartışabileceğim gibi…

Son moda giyinmiş veya normal giyinmiş veya biraz da maço, saçları jöleli bir adamın yanında sadece gözleri görünen bir kara çarşaflı kadının varlığında nasıl bir kadın veya insan hakkından bahsedilebilir ki! Veya özgür seçimden!..

Öte yandan, sadece kıyafet değil orada gündem olan, sadece görünenin değil, o görünen şeyin altında gizli kalmış düşünceler ve dünyaya bakışın başka insanlara yansıyış biçimi de tartışılırdır.

***

Bir rahatlık var sanki! Her şeyi özgürlük adı altında toplama, inanç özgürlüğü olarak algılama ve insanların seçimlerine saygı gösterme olarak kabullenme yakın coğrafyadan bizim topraklarımıza da uzayan ‘tehlike’yi hep yaptığımız gibi halı altına süpürme gibi geliyor bana…

İnanç özgürlüğü sadece kendi özel yaşamında yaşadığı din, seçtiği dinin gereklerini yerine getirirken yaptığı ritüeller veya sadece “ben buyum” şeklinde belirlediği ama çoğu görsel (dini) gereklerini yerine getirmeden belirlediği yaşam biçimidir.

Belki genelleme yapmak doğru olmaz ama sokakta gördüğümüz ve ‘ilginç’ diyerek sosyal medyada da yayınlama ihtiyacı hissettiğimiz görüntülerin geri planında aslında hiç de masum olmayan bazı çalışmalar olabileceğini söylemek çok da yanlış olmaz.

İnanç özgürlüğü diyerek ‘çağdaş’ yaklaşım sergilemeye çalıştığımız bazı gelişmelerin ardında, o ‘özgürlük’ içine sizi veya bir başkasını veya çocukları çekebilecekleri gibi örgütlenme biçimi geliştirdikleri defalarca tarafımızdan da yazılmış, çizilmiştir.

***

Ben o kadar rahatça “inanç özgürlüğü, saygı duymak lazım” taraftarı değilim. Gerçekten inanarak yaşayanlarla bunu başka gerekçelerle yapanlar veya gerçekten bunun doğru olduğu sanısında olanların, başkalarını da o yaşam biçimine çekme uğraşılarını keşke kolayca fark edebilseydik!..