Kıbrıs’ta iki bölge arasında karşılıklı geçişlerin askıya alınmasının gereksiz yere uzatılması haklı olarak ve tam zamanında kamuoyunda sorgulanmaktadır.
Sadece anlamsız bir inat yüzünden ya da siyasi bazı nedenlerden ötürü iki bölge arasındaki iletişimi ertelemeye devam devam edecek miyiz?
Kamuoyu salgına karşı olanı anlamıştı.
Ama ötesini ne anlamaya ne de tahammül etmeye niyetli değil.
Artık bu kapanmanın şu ya da bu şekilde sürdürülmesinin inattan mı tercihten mi kaynaklandığını anlamanın zamanı çoktan geçiyor.
Çünkü her iki bölgede de bir dizi açılım hayata geçirilmiştir.
Yani iki bölge arasındaki insan tarfiğinin engellenmesinin artık pek de izah edilecek bir tarafı kalmamıştır.
Geçişlerin artık olanaklı kılınmasını gerekirecek bir dizi neden vardır.
Bunlar, her iki toplumdaki siyasi otoritelerin dikkate alması gereken bazı koşulların varlığına işaret etmektedir:
1. Her iki tarafın açıkladığı sağlık verileri, hem güneyde hem de kuzeyde, yani tüm Kıbrıs kamuoyunda haklı olarak bu geçişlerin yeniden başlatılmasını olanaklı kıldığı şeklinde yorumlanmıştır.
Elinizde bunun aksini gösteren sağlık verileri var mıdır?
Varsa bunları açıklayarak kamuoyunu bilgilendirmeniz gerekmektedir. Bunu yapmamak ancak otoriter rejimlere özgü bir tutumdur ve demokrasi iddiasıyla hiç de bağdaşmamaktadır.
Sıradan insanlar, hem ‘sıfır vaka’nın varlığını hem de ‘virüsün izole edilmişliğini’ çok iyi anlamakta ve bu ‘artık gereksiz kapanma’yı hoş karşılamamaktadır.
2. Ayni zamanda tutarlı olmanız da gerekiyor.
Bir yanda Larnaka ve Baf öte yanda ise Ercan havaalanının ülkeye başka ülkelerden yolcu taşıması için plan yaparken, salgının kontrol altında olduğu iki bölge arasındaki geçişleri askıda tutmanız ya da geçişleri fiili olarak engellemeye varacak önlemler açıklamanız büyük bir tutarsızlık örneği olacaktır.
Böyle yaparsanız, sadece halkın size olan güvenini ortadan kaldırmakla kalmayacak, ama ayni zamanda alacağınız diğer doğru önlemlerin ciddiyetine kimse inanmayacaktır.
3. Toplumların ikinci dalgaya hazırlanması için yeni önlemlerin yürürlüğe girmesi gerekmektedir.
Yaşamı daha fazla normalleştirerek sosyo-ekonomik kayıpları dizginlemenin yolu yeni dalgaya hazır olmaktan geçmektedir.
Covid 19’la ilgili olarak dünyadaki gelişmeleri takip edenler bir gerçeği de çok iyi bilmektedir:
Dünya insanı Covid 19’la birlikte yaşamayı öğrenmelidir.
Bu sağlık otoritelerinin bir önerisidir.
İşte bu öğrenme, ikinci dalgaya özgü olarak önerilen yeni önlemlerin bilinmesi ve uygulanmasıyla mümkün olacaktır.
Siz önlemleri birinci dalgaya göre almaya devam ederseniz, yani iki bölge arasındaki iletişimi durdurarak, ikinci dalgayı engelleyebileceğinizi sanıyorsanız büyük bir yanılgı içindesiniz demektir.
Yapmanız gereken şey, vakaların yoğunluk taşıdığı başka ülkelerden gelecek kişiler nedeniyle ikinci ve daha yoğun bir dalgayı kontrol altında tutmak ve mümkünse engel olmaktır.
4. Eğer hala daha Covid 19’la mücadele kapsamında bir ‘Bilim Kurulu’muz varsa, o kurulun önerilerini de kamuoyuyla paylaşmanız gerekmektedir.
Yani siz kendinizi ‘Bilim Kurulu’ yerine koyarak ‘sağlıklı’ politikalar üretemezsiniz. Ancak siyasi tercihlerinizin esiri olabilirsiniz.
5. İki bölge arasındaki geçişlerin başlatılması, hem bazı ekonomik sektörler hem de kuzeyden güneye çalışmak amacıyla gidenler ya da Pile köyünde yaşayanlar açısından artık ‘insani bir zorunluluk’tur yani ertelenmesi mümkün değildir.
Unutmayın! Bu insani zorunluluğa göz kapamanın mutlaka siyasi sonuçları olacaktir.
6. Ülkemizin, AB ve tüm uluslararası toplum tarafından kabullenilen gerçekliklerine göre, ‘hangi bölgede yaşadığına bakılmaksızın, Kıbrıs vatandaşlarının iki bölge arasında, barışçıl şekilde seyahat etmesi artık bir haktır.’
Bu hakkı tümden reddetmeye varacak bir davranış içine girmeniz anti-demokratik bir tutum olacaktır.
7. Abartılı ve gerçeklerle örtüşmeyen önlemler alarak halkın Covid 19’a karşı direncini zayıflatma hakkına sahip değilsiniz.
Eğer sizler haftalarca ‘sıfır vaka’ ya da ‘istisnai vakalar’ ilan ediyorsanız, bunun gereğini de yapmanız gerekmektedir.
Vakalar kontrol altında olmasına rağmen alacağınız gereksiz önlemler nedeniyle, halkın, tehlikenin arttığı durumlarda alacağınız gerekli önlemlere uygun hareket etmesine engel olmaktasınız.
Yani ‘yalancı çoban’ gibi algılanmanıza yol açacak uygulamalardan kaçınmanız gerekmektedir.
Aksi halde, ileride gerçekte alınması gereken bir önlemin halk tarafından benimsenip uygulanmasını zorlaştıracaksınız.
8. BM Genel Sekreteri, her iki toplumu, Covid 19’za karşı verilen mücadelede iş birliği, diyalog ve eşgüdüm içinde olmaya çağırmıştı.
Sizler, yani sürekli olarak işbirliğinden bahsedenler ya da diğer tarafı işbirliği yapmaktan kaçınmakla suçlayanlar, geçişleri gereksiz yere ertelemeye çalışmakla işbirliğine engel olduğunuzun farkına ne zaman varacaksınız?
9. Sağlıkçılardan oluşan ‘İki toplumlu Sağlık Komitesi’ iki bölge arasındaki geçişlerin kademeli olarak başlaması için şartların uygu olduğunu açıklamıştır.
Bu saptamaya inanmıyorsanız, niye inanmadığınızı kamuoyuna açıklamanız gerekmektedir.
10. Her iki toplumun liderleri farklı zamanlarda yaptıkları açıklamalarda, geçişlerin siyasi bir tercih konusu yapılamayacağı yönünde siyasi irade ortaya koymuşlardır.
Her iki toplumda küçük bazı gruplar dışında, büyük çoğunluğun bu iradenin arkasında olduğunun farkında değil misiniz?
Beş Haziran 2020’tarihinde Cumhurbaşkanı Akıncı ile hükümet arasında yapılacağı duyurulan görüşme bu nedenle çok önemlidir.