Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda konuşan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Sıla Usar İncirli, ülkedeki yerel yönetimlerin zaten içler acısı bir durum içerisinde olduğunu, bu yetmezmiş gibi hükümetin yarattığı kaosun, işleri daha da karıştırdığını ifade etti.
Sözde “yerel yönetimler reformu” yapılmaya çalışıldığını ifade eden İncirli, “Belediyelerin bazıları kötü yönetim ve hovarda mali disiplin yoksunluğundan dar boğaza girdi. Çalışanlar aylardır ödenmedi, perişan oldu” dedi.
“26 Aralık’ta ne ile karşılaşılacağını kimse bilmiyor”
26 Aralık tarihinde gerçekleşecek yerel yönetim seçimlerine dikkat çeken İncirli, “26 Aralıkta belediyeleri yönetecek olanlar, belediye çalışanları en önemlisi hizmet bekleyen yurttaşlar ne ile karşılaşacaklarını bilmiyorlar” ifadelerini kullandı.
“Peki neler yapılmalıydı?”
“Peki bu süreç nasıl yönetilmeliydi? Neler yapılmalıydı? Kendi ayakları üzerinde duran belediyelere bu ülke nasıl ulaşabilir?” sorularının yanıtlarını veren İncirli şöyle devam etti:
“Dünya özellikle 1980’li yıllardan sonra yerelden kalkınmanın önemi fark edildi. Hem siyasi, hem sosyal hem de ekonomik açıdan yerel kalkınma önem kazandıkça yerel yönetimler de bütün dünyada yeniden şekilleniyor. Çağdaş devletler kalkınma hedeflerini gerçekleştirme yolunda yerel aktörlere oldukça önem vermekte ve bu amaçla yerel yönetimlerin yetkilerini arttırıcı çalışmalarda bulunmaktadırlar.”
“Yerel yönetimlere yetki aktarılması konusunda müthiş bir direnç yaşanıyor”
Ancak Kıbrıs’ın kuzeyinde, merkezi yönetimin isteksizliği nedeniyle yerel yönetimlere yetki aktarılması konusunda müthiş bir direncin yaşandığını vurgulayan İncirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“O kadar ki yerel yönetim reformunu belediye sayılarının azaltılması ve belediyeler yasasında bazı değişikliklerin yapılmasından ibaret zannediyor- ki bu da muhalefetin baskısı ile mümkün oluyor-. Böylesi bir dar görüş ve vizyon eksikliği var iktidarda.”
“Yerel ekonomik kalkınma, ulaşılması gereken bir hedeftir”
“Artık çok iyi biliyoruz ki ülkeler, yerelden merkeze doğru kalkınabilir. Her bölgenin kendine özel sorunları kendine özgü imkanları vardır” diyen İncirli, yerel ekonomik kalkınmanın, ulaşılması gereken bir hedef olduğunun altını çizdi.
“Yerel ekonomik kalkınma hedefine nasıl ulaşılır?”
“Yerel ekonomik kalkınma” hedefine nasıl ulaşılabileceğini aktaran İncirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yerel stratejik kalkınma planları hazırlanmalı, genel kamu yararı için zorunlu altyapı yatırımlarını gerçekleştirmeli, ekonomik ve sosyal kalkınmaya ihtiyaç var. Modernleşme, ilerleme, gelişme, kararların yerinden alınması ilkesi…”
“Sürdürülebilir kalkınma; geleceği bugünle bütünleştiren kalkınma demektir”
“Sürdürülebilir kalkınma; geleceği bugünle bütünleştiren kalkınma demektir. Geleceğe yatırım demektir” diyen İncirli, şöyle devam etti:
“Birleşmiş Milletlere 1987 yılında sunulan bir raporda Sürdürülebilir Kalkınma, “bugünün ihtiyaçlarını, gelecek kuşakların da kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeksizin karşılamak” olarak tanımlanmaktadır.”
“Sürdürülebilir kalkınmanın, çevrenin korunmasından çok daha geniş kapsamlı bir kavram”
Sürdürülebilir kalkınmanın, çevrenin korunmasından çok daha geniş kapsamlı bir kavram olduğunu ifade eden İncirli, “Çevreye ilişkin olduğu kadar ekonomik, toplumsal ve kültürel boyutları da vardır ve bugünün insanları ile gelecek kuşaklar arasında eşitlik anlayışını içermektedir” dedi.