İngiliz’in derdi da başka!

Serhat İncirli

Ekonomik sıkıntı Dünya’nın dört bir yanında var!
Öyle diyorlar ya!
Mesela İngiltere de ekonomik anlamda çok sıkıntılı!

-*-*-

Evet, İngiltere’de geçen yılın Haziran ayından bu yıl Haziran ayına enflasyon oranı yüzde 7.9…
Tabii ki büyük sıkıntı!
Ama bizimkiyle büyüklük kıyası yapmayın ne olur!
Çünkü bizde, doğrudur, hemen hemen aynı rakamlarla ifade edilebilir yıllık enflasyon söz konusu...
Tek bir farkla; 7 ve 9 rakamları arasında nokta ya da virgül kullanmayınız! Ayrıca 9’u başa da çekebilirsiniz!

-*-*-

İngiliz ahalisinin gelecek sıkıntısı yok!
Evet, yaşam orada da zor ama en büyük dertleri, çok sayıda göçmenin ülkeye geliyor olması mesela!
Bizdeki gibi “tamamen yok olma” diye bir endişeleri yok...
Ülkede hala İngiliz oranı yüzde 80’lerin üzerinde!

-*-*-

Bir dertleri daha var; bu sene üniversiteye girmek isteyen yabancı öğrenci sayısında pandemi öncesine göre artış var… 
Kendi vatandaşı öğrenci sayısı da geçen yıla oranla düştü ama yine yüksek….
Ve sıkıntı şu; öğrencilere sağlıklı yurt ya da başlarını sokabilecekleri bir yer sağlayamayabilirler.
Onunla uğraşıyorlar…

-*-*-

Neden mi?
Çünkü, bir öğrenci, sağlıklı bir okula, sağlam bir binaya ders mekanı olarak bakamazsa ve sağlıklı bir şekilde başını sokacağı bir yurdu, bir odası yoksa, psikolojisi bozuluyormuş ve başarı oranı düşebiliyormuş!

-*-*-

Deli İngiliz neyle uğraşır?
Aç be iki Kuran kursu, sıkıntılar çözülsün!
Sor be Nazım Çavuşoğlu’na, depremde hemen yıkılabilecek okullara bir ay sonra nasıl öğrenci yerleştirecek?
Deli İngiliz işte!
Neymiş, öğrenciler sağlıklı bir şekilde başını yastığa koyamazsa, psikolojileri bozulacakmış!

-*-*-

Haaa başka dertleri yok mu?
Var tabiii…
Doktorlar huysuzluk çıkarıyor ve hükümete başkaldırmış durumda…
Maaşlarından memnun değiller…
Bir çok genç doktor, işini bıraktı veya başka yere göçtü falan…
İngiliz’i aldı bir dert; şimdi 1 milyar pound fazladan masraf olacak ama ondan da önemlisi, sağlığa yatırım kesilebilir, insanlar daha iyi hizmet alamaz!

-*-*-

Ne dert ama!
Bizde bitmeyen hastaneler, darmadağın bir sistem, bilinmeyen nüfus…
Ama çözüyoruz!
Nasıl mı?
Bakanı değiştik!
Şimdi kesin Girne Hastanesi ve Güzelyurt Hastanesi inşaatları 31 günde biter!

-*-*-

Neyse…
İngilizlerin sağlıkla alakalı bir derdi daha var…
Cinsiyet değiştiren veya değiştirmeksizin, “kadın olan ya da kadın gibi yaşayan”, sanırım “trans” dediğimiz kişilerin hastanelerde, kadın koğuşlarında kalma hakları…
Muhafazakar İngilizler, bu duruma karşı!
Tamamı kadın olan koğuşlarda trans bireylerin kalmasına karşı çıkıyorlar…

-*-*-

Ve son bir dertten bahsedeyim; özellikle erkekler için geçerli olan bir sorun…. 
Biliyorsunuz veya çok yakın bir arkadaşınızda bu sorun söz konusu; bazı yaş gruplarında takım - ül taklavat pek hareketli değil; Metin Akpınar’ın dediği gibi, “suskuuun”dur!
The Guardian dün ön sayfasında bu konuyu ele aldı ve “her yaşta mükemmel seks hayatına nasıl sahip olursunuz”un yanıtlarını sıraladı… 

-*-*-

İngilizlerin son bir derdinden de bahsedelim…
Kral III. Charles’ın maaşı ya da geliri yüzde 45 artacak!
Monarşi karşıtları kızgın!
Bizde mi?
Maaşlar belirgin!
Öteki mesela komisyon ya da benzeri gelirleri bilmiyoruz!
Örtülüden haberimiz olmuyor!
Ünal abiye 400 bin daha izaz ikram şeyini şey edildi…
Neyse, iyi ki İngiltere’de yaşamıyoruz; oranın dertleri çok ya hu!

-*-*-

Bahsetmedim ama mesela İngiliz bakanlar kurulunun nasıl şekilleneceğine, Amerika karar veriyor!
Tek bir İngiliz’den ses çıkmıyor!
Büyük dert!
Çünkü İngilizler buna itiraz ederse, Fransız – İspanyol ikilisi kendilerini kesebilir!

-*-*-

İngilizlere havaalanı yapan Amerikalı şirkete, maddi kaybından dolayı, ahalinin rızkından kesilip para veriliyor!
Amerika’nın İngiltere Büyükelçisi bu iş için aracılık ediyor falan!
Daha da kötüsü; İngiliz elektrik kurumuna, Amerikalılar, akaryakıt satıyor… 
İhalesiz, doğrudan satış!
Bazı iddialara göre, ona buna da rüşvet veriyorlarmış falan!

-*-*-

İyi pazarlar!
Takmayın!
Deniz, kum, güneş!
KKTC’de yaşam ya beleş!

-*-*-

Üstelik İngiltere’de, her gün sosyal medyadan manzara fotoğrafı, köpek sevişmesi fotoğrafı, hava durumu fotoğrafı, ziyaret ettiği abidik gubidik örgütler fotoğrafı paylaşan cumhurbaşkanı bile yok!
Krallık orası krallık!
Hem Başbakanlarının adı rüşvet olaylarında geçmiyor olabilir ama İngiliz bile değil!


Alişan’ı uçağa almamışlar!

KKTC’de kabine değişmiş!
Bugün İngilizlerle ilgili yazı yazma günü değil tabii ki ama KKTC’de kabine değişikliği olmasına normal bir İngiliz’in vereceği yanıt, “so what?”tur!

-*-*-

Yani, iyi, tamam değişti de ne olacak?
Başımız göğe mi erecek?
Özdemir doktorumuz maliyenin başına geldi diye, Türk Lirası, ortalığı mı yiyecek?
Dolar / TL paritesi 10 / 1 mi olacak?
Yani 1 TL, 10 Dolar’dan mı işlem görecek?

-*-*-

Haaa Özdemir doktor maliyeci değil diyenler var… 
Ne fark eder ki!
Hakan bey doktordur ve sağlığın başına geldi diye yarın sabah Girne Hastanesi inşaatı mı bitecek?

-*-*-

Tarımın başına, tarımın içinden bir vekilimiz getirildi diye, yarın sabah Türkiye, patatesimize kucak mı açacak?
Ki bu ağır bir ambargodur, bu arada yazmış olalım!

-*-*-

Neyse!
Hürriyet’te dün bir haber okudum… 
Genç bir kadın aktris, uçağın kalkmasına 40 dakika kala havaalanına gelmiş…
Uçağa alınmamış!

-*-*-

Yıldız olmak için seksi görünme felsefesinin temsilcisi olduğunu anladığım ama yanılıyorsam şimdiden özür dilediğim bu kadın sanatçının adı İlyada!
Soyadı önemli; Alişan!

-*-*-

Bizim kabinden çıkarılan Maliye eski bakanımızın adıdır aynı zamanda Alişan!
Türkiye’de bir Alişan’ı uçağa almadılar; bizdeki Alişan’ı da kabinden çıkardılar!
Abartmayalım diyecektim!
Olay bu kadar basittir!

-*-*-

Önemli olan uçağı kimin kullandığıdır… 
Pilot tabii ki!
Ve pilotun bağlı olduğu kurum ya da ülke!
Bu ülkeyle ilgili bir ipucu vereyim; başkenti Enkere!
Lefkoşe değil!


Ünal Üstel dört dışarıdan bir içeriden, 5 değişiklikli yeni kabineyi sundu... Fotoğraf, “sunarken” çekildi... Üstel’in yanındaki kişi Ersin Tatar... Surattan resmen “mok” akar!... Belli ki hoşuna gitmeyen bir değişiklik... Bazen hiç gülmemesi gereken yerde, minik bir çocuk gibi seviniyor; bazense, fotoğrafta görüldüğü gibi, kıskanç ve mızır bir çocuk gibi surat asıyor, küsüyor... Ne mi düşünüyor? Bence şunu düşünüyor: “Şimdi Ünal güçlenirse, bir buçuk sene sonra bizim parti O’nu Cumhurbaşkanı adayı gösterirse, ben n’apacam oğlum? En iyisi gideyim, Hasan Taçoy, Faiz Sucuoğlu ve bazılarıyla görüşeyim bakayım nasıl atacayık genni aşşaaa!” Hade cauuuuv! Yaşasın egemen eşit Bizans! Pardon KKTC ve UBP!